Cumhuriyeti sorgulamanın bir başka tarzı sergileniyor. "1923 kafası" gibi aşağılayıcı sözler ve hükümet sistemiyle oynama girişimleri, FETÖ ve benzerlerinin incir çekirdeğini doldurmayan sözlerinden daha anlamlı (!) ve tehlikelidir.
AKP'nin "Büyük Güç, ikibinyirmiüç" sloganı zihinlerdeki endişeyi daha da arttırmaktadır. AKP'nin adım adım gerçekleştirdiği "derin stratejisi" nin hedefi Atatürk'ü ve Atatürk ilkelerini silip atmak, demokratik parlamenter sistemimiz yerine otoriter bir sistem yerleştirmektir. Bu amaçlarını da Cumhuriyet'in yüzüncü yılına denk getirerek, güya hesaplaşmış olacaklardır.
Böyle bir endişeyi haklı çıkaracak pek çok sebep vardır. AKP hükümeti, Cumhuriyetin koruyucusu olan kurumları birbiri ardından ve sistemli bir şekilde güçsüz bırakmıştır. Önce ordu, sonra yüksek mahkemeler ve yargı sistemi, YÖK üzerinden üniversiteler. Ve de görsel ve yazılı medya.
Bu kurumların bir kısmı kuruluş yasalarının değiştirilmesiyle, bir kısmı yıllar süren tutuklamalarla ve bir kısmı da trilyonluk vergi cezalarıyla sindirilmiştir.
15 Temmuz darbe girişimi gerekçe gösterilerek süreç hızlandırılmış, olağanüstü hukuk olağan hale getirilmiştir.
Hukuk çorbaya dönmüştür. İçmekten vazgeçtik, çorbayı koklayanın burnu düşüyor.
Yarından sonraki gün en önemli milli bayramımız Cumhuriyet Bayramı!
Doya doya kutlamak istiyoruz. Keşke bunu yapabilsek. OHAL bu hal denilerek, güvenlik gerekçesiyle de, bayramı tam anlamıyla yaşatmayacaklar kuşkusundayız.
Neyi doya doya yaşayabiliyoruz ki? Örneğin Aleviler Türkiye' de Aleviliklerini doya doya yaşayabiliyorlar mı?
Devlet dairesinde iktidarın yandaşı doya doya işini yürütürse, muhalefet de doya doya yürütüyor mu?
Müteahhitler doya doya yaşayınca, onlardan daire alanlar da öyle mi yaşıyor?
Üniversite rektörünü doya doya seçemiyor. Doya doya enstitü kuramıyor. Bir bilim dalı, araştırmasını doya doya yapamıyor.
Fakat bunların en acıklısı Türkiye'de Türklüğü doya doya yaşayıp yaşayamamaktır! Bu Türklük, ülkemiz insanıdır, halkıdır, nihayetinde milletidir. Ve devletimizin insan unsurudur.
Yine de Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun!
AKP'nin "Büyük Güç, ikibinyirmiüç" sloganı zihinlerdeki endişeyi daha da arttırmaktadır. AKP'nin adım adım gerçekleştirdiği "derin stratejisi" nin hedefi Atatürk'ü ve Atatürk ilkelerini silip atmak, demokratik parlamenter sistemimiz yerine otoriter bir sistem yerleştirmektir. Bu amaçlarını da Cumhuriyet'in yüzüncü yılına denk getirerek, güya hesaplaşmış olacaklardır.
Böyle bir endişeyi haklı çıkaracak pek çok sebep vardır. AKP hükümeti, Cumhuriyetin koruyucusu olan kurumları birbiri ardından ve sistemli bir şekilde güçsüz bırakmıştır. Önce ordu, sonra yüksek mahkemeler ve yargı sistemi, YÖK üzerinden üniversiteler. Ve de görsel ve yazılı medya.
Bu kurumların bir kısmı kuruluş yasalarının değiştirilmesiyle, bir kısmı yıllar süren tutuklamalarla ve bir kısmı da trilyonluk vergi cezalarıyla sindirilmiştir.
15 Temmuz darbe girişimi gerekçe gösterilerek süreç hızlandırılmış, olağanüstü hukuk olağan hale getirilmiştir.
Hukuk çorbaya dönmüştür. İçmekten vazgeçtik, çorbayı koklayanın burnu düşüyor.
Yarından sonraki gün en önemli milli bayramımız Cumhuriyet Bayramı!
Doya doya kutlamak istiyoruz. Keşke bunu yapabilsek. OHAL bu hal denilerek, güvenlik gerekçesiyle de, bayramı tam anlamıyla yaşatmayacaklar kuşkusundayız.
Neyi doya doya yaşayabiliyoruz ki? Örneğin Aleviler Türkiye' de Aleviliklerini doya doya yaşayabiliyorlar mı?
Devlet dairesinde iktidarın yandaşı doya doya işini yürütürse, muhalefet de doya doya yürütüyor mu?
Müteahhitler doya doya yaşayınca, onlardan daire alanlar da öyle mi yaşıyor?
Üniversite rektörünü doya doya seçemiyor. Doya doya enstitü kuramıyor. Bir bilim dalı, araştırmasını doya doya yapamıyor.
Fakat bunların en acıklısı Türkiye'de Türklüğü doya doya yaşayıp yaşayamamaktır! Bu Türklük, ülkemiz insanıdır, halkıdır, nihayetinde milletidir. Ve devletimizin insan unsurudur.
Yine de Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023