Olacağı buydu ve bizi hiç şaşırtmadı. Tarih kitapları 1299 yılında Selçuklu Sultanı'nın, Söğüt'teki Uçbeyi Osman Gazi'ye çadırının önüne egemenlik sembolü olarak Üç Tuğ asma ve kendi adına akçe kesme (para basma) yetkisi verdiğini yazar.
Çok değil sadece üç yüzyıl sonra Söğüt'teki küçük beylik üç kıtaya; kırk çadır da saray ve konaklara sığamaz hâle gelmişti. Aynı kitaplar yine sadece 700 yıl sonra 2001'de; Osman Gazi'nin kurduğu İmparatorluğun tarihî, siyasî ve hukukî vârisi Cumhuriyet'in egemenlik konusunda elinde kalan son kale olan para basma hakkını da sanal bir gelecek uğruna AB'ye devrettiğini yazacaklardı.
Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen, Frankfurt'ta Euro ve AB'nin geleceği konulu toplantıdan sonra yaptığı açıklamada bir gazetecinin "Arka yüzünde Ayasofya olan madeni bir Euro olacak mı?'' sorusuna karşılık "Elbette olacak. Türkiye AB'ye girecek, Euro'ya da dahil olacak. Ancak bunların ne zaman olacağı konusunda bir açıklama yapamam'' yanıtını vermiş.
Evet, dünyanın en değersiz banknotunun üzerine siz kendiliğinizden Efes'i koyarsanız, eloğlu da gelir ve gayet normal olarak madenî bir euro'nun üzerine Ayasofya'yı basıverir.
Bu köşenin devamlı okuyucuları üç ay kadar önce egemenliğin diğer sembolü olan Millî Marş'ın Ağrı ve Alibey Adası'nda söylenmesine Birand ve Sertoğlu tarafından nasıl tahammül edilemediğini, tepki gösterildiğini hatırlayacaklardır.
Aynı okuyucu 1995 Gümrük Birliği Anlaşması ile Çiller-Karayalçın koalisyon döneminde ay-yıldızlı al bayrağın, çevresinde İsa'nın on iki havarisini temsil eden on iki AB yıldızı olan Türkiye haritalı bir sembol ile değiştirilmesi denemelerine şâhit olmuşlardı.
Ve şimdi anladınız mı Unesco'nun bir süre önce açtığı "modern çağın dokuz harikası" anketinde neden Türkiye'den Ayasofya'nın bulunduğunu?
Ve neden Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı'nın, bu ankete Türkiye'den Ayasofya'ya oy verilmesi için kampanya başlattığını?
Türkiye'de Efes'li veya Ayasofya'lı olup da Efesçe veya Ayasofyaca konuşan kaç etnik grup, kişi, NGO vardır Allah Aşkına?
Yoksa bile zorla yaratılmak mı istenilmektedir?
Efes veya Ayasofya Türk Kültürünün nesini, hangi parçasını temsil etmektedir?
Kültür Bakanlığı; Türkiye Cumhuriyeti'nin kültürünü içte ve dışta tanıtmak için mi yoksa AB kültürünü Türkiye'de tanıtmak için mi kurulmuş ve bu misyonu üstlenmiştir?
Ve siz Dr. Hayri Özşen'in internette yazdığına göre başkenti Kopenhag (Kopenhag size başka bir şeyi hatırlattı mı?) olan Danimarka'nın ordusunda eğitim sırasında askerlere söyletilen bir marşta şu satırların bulunduğunu da biliyor muydunuz:
"Yabancılar diyarında olsam/ Ve bir Türk'ü tekmelesem,/ Bu benim mücadelede moralimi yükseltir./ Ah bir yabancı ülkede/ Olsam ya/ Irak topraklarında olsam/ bir Müslüman vursam/Onlar orada yatarken/ ben de gülüp geçsem."
Danimarka ordusunun marşı, Efes ve Ayasofyalı paralar bile mi yüzümüzü, gözümüzü açamamaktadır?
Avrupalıların, AB'de görmek istediklerinin Türkler değil fakat Efesli, Ayasofyalı Anadolulular, Türkiyeliler olduğu gerçeği Türkiye'de kimler tarafından ve ne zaman anlaşılacaktır?
Benim bir teklifim olacak...
AB'ye girmeden ve Türk parasını da Euro sistemine dahil etmeden önce biz kendiliğimizden ve hazırlık bâbında bir adım atalım, belki muhataplarımızın çok hoşuna gider de "Aaaa... Bunlar meğer ne kültürlü insanlarmış" derler.
"Tl."nin adını "Aya" (Ayasofya) olarak değiştirelim.
Ve nasıl 20 milyonluğun üzerine Efes'in resmini koyduysak yeni 30 milyonluk küpürün üzerine de Ayasofya'yı koyalım.
Ama bir şartla... Ön yüzüne de Atatürk'ün değil, bize bu zilleti yaşatacak olan üçlü koalisyonun genel başkanlarının yan yana altı-dokuzluk fotoğraflarını basalım.
Allah'tan "Türk parasının kıymetini koruma kanunu" var. Yoksa inanın ânında yaparlar.
Efendim? "Kanunu değiştirmek ne ki!" mi diyorsunuz?
Bilemem efendim, o kadarına aklım ermez...
Çok değil sadece üç yüzyıl sonra Söğüt'teki küçük beylik üç kıtaya; kırk çadır da saray ve konaklara sığamaz hâle gelmişti. Aynı kitaplar yine sadece 700 yıl sonra 2001'de; Osman Gazi'nin kurduğu İmparatorluğun tarihî, siyasî ve hukukî vârisi Cumhuriyet'in egemenlik konusunda elinde kalan son kale olan para basma hakkını da sanal bir gelecek uğruna AB'ye devrettiğini yazacaklardı.
Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen, Frankfurt'ta Euro ve AB'nin geleceği konulu toplantıdan sonra yaptığı açıklamada bir gazetecinin "Arka yüzünde Ayasofya olan madeni bir Euro olacak mı?'' sorusuna karşılık "Elbette olacak. Türkiye AB'ye girecek, Euro'ya da dahil olacak. Ancak bunların ne zaman olacağı konusunda bir açıklama yapamam'' yanıtını vermiş.
Evet, dünyanın en değersiz banknotunun üzerine siz kendiliğinizden Efes'i koyarsanız, eloğlu da gelir ve gayet normal olarak madenî bir euro'nun üzerine Ayasofya'yı basıverir.
Bu köşenin devamlı okuyucuları üç ay kadar önce egemenliğin diğer sembolü olan Millî Marş'ın Ağrı ve Alibey Adası'nda söylenmesine Birand ve Sertoğlu tarafından nasıl tahammül edilemediğini, tepki gösterildiğini hatırlayacaklardır.
Aynı okuyucu 1995 Gümrük Birliği Anlaşması ile Çiller-Karayalçın koalisyon döneminde ay-yıldızlı al bayrağın, çevresinde İsa'nın on iki havarisini temsil eden on iki AB yıldızı olan Türkiye haritalı bir sembol ile değiştirilmesi denemelerine şâhit olmuşlardı.
Ve şimdi anladınız mı Unesco'nun bir süre önce açtığı "modern çağın dokuz harikası" anketinde neden Türkiye'den Ayasofya'nın bulunduğunu?
Ve neden Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı'nın, bu ankete Türkiye'den Ayasofya'ya oy verilmesi için kampanya başlattığını?
Türkiye'de Efes'li veya Ayasofya'lı olup da Efesçe veya Ayasofyaca konuşan kaç etnik grup, kişi, NGO vardır Allah Aşkına?
Yoksa bile zorla yaratılmak mı istenilmektedir?
Efes veya Ayasofya Türk Kültürünün nesini, hangi parçasını temsil etmektedir?
Kültür Bakanlığı; Türkiye Cumhuriyeti'nin kültürünü içte ve dışta tanıtmak için mi yoksa AB kültürünü Türkiye'de tanıtmak için mi kurulmuş ve bu misyonu üstlenmiştir?
Ve siz Dr. Hayri Özşen'in internette yazdığına göre başkenti Kopenhag (Kopenhag size başka bir şeyi hatırlattı mı?) olan Danimarka'nın ordusunda eğitim sırasında askerlere söyletilen bir marşta şu satırların bulunduğunu da biliyor muydunuz:
"Yabancılar diyarında olsam/ Ve bir Türk'ü tekmelesem,/ Bu benim mücadelede moralimi yükseltir./ Ah bir yabancı ülkede/ Olsam ya/ Irak topraklarında olsam/ bir Müslüman vursam/Onlar orada yatarken/ ben de gülüp geçsem."
Danimarka ordusunun marşı, Efes ve Ayasofyalı paralar bile mi yüzümüzü, gözümüzü açamamaktadır?
Avrupalıların, AB'de görmek istediklerinin Türkler değil fakat Efesli, Ayasofyalı Anadolulular, Türkiyeliler olduğu gerçeği Türkiye'de kimler tarafından ve ne zaman anlaşılacaktır?
Benim bir teklifim olacak...
AB'ye girmeden ve Türk parasını da Euro sistemine dahil etmeden önce biz kendiliğimizden ve hazırlık bâbında bir adım atalım, belki muhataplarımızın çok hoşuna gider de "Aaaa... Bunlar meğer ne kültürlü insanlarmış" derler.
"Tl."nin adını "Aya" (Ayasofya) olarak değiştirelim.
Ve nasıl 20 milyonluğun üzerine Efes'in resmini koyduysak yeni 30 milyonluk küpürün üzerine de Ayasofya'yı koyalım.
Ama bir şartla... Ön yüzüne de Atatürk'ün değil, bize bu zilleti yaşatacak olan üçlü koalisyonun genel başkanlarının yan yana altı-dokuzluk fotoğraflarını basalım.
Allah'tan "Türk parasının kıymetini koruma kanunu" var. Yoksa inanın ânında yaparlar.
Efendim? "Kanunu değiştirmek ne ki!" mi diyorsunuz?
Bilemem efendim, o kadarına aklım ermez...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hüseyin Mümtaz / diğer yazıları
- Ekonomi, İslam ve Rusya / 01.04.2006
- Küresel aktörler, bölgesel piyonlar / 20.12.2005
- 'Namkör' kedi / 16.07.2002
- Cılkı çıkan siyaset / 15.07.2002
- İsmail Cem'in sakladıkları / 14.07.2002
- Cem fotoğrafları / 13.07.2002
- Vitesten atan siyaset / 12.07.2002
- Freni patlayan siyaset / 11.07.2002
- "Nankör kedi" / 10.07.2002
- "Bindir bir alamete" politikası / 09.07.2002
- Küresel aktörler, bölgesel piyonlar / 20.12.2005
- 'Namkör' kedi / 16.07.2002
- Cılkı çıkan siyaset / 15.07.2002
- İsmail Cem'in sakladıkları / 14.07.2002
- Cem fotoğrafları / 13.07.2002
- Vitesten atan siyaset / 12.07.2002
- Freni patlayan siyaset / 11.07.2002
- "Nankör kedi" / 10.07.2002
- "Bindir bir alamete" politikası / 09.07.2002