İstanbul Yenikapı'da tam bir zillet ve bu zillete göz yumanlar vardı. Bütün tarihi değerlerimizi yerle bir eden, Ermenilerden bile özür dileyen AKP zihniyeti, kendince bir kutlama yapıyor. Adına "Fetih Kutlaması" demişler. Binlerce kişi meydana taşınmış. Merak eden var mı? Acaba 1453'ten önce mi İstanbul'da çok kilise vardı yoksa AKP'li yıllarda mı? Ve sahneye bir mahluk çıkıyor. Peygamber Efendimize (sav) iftira atıyor. İtikadı değerlerimizi yerle bir ediyor. Ne dediğine geçmeden önce bu kim şahıs? AKP teşkilatlarında görevli bir kişi mi? Değilse orası ringonun ahırı mı? O sahneye kimin izni ile çıktı? Bu ve daha birçok sorunun cevabı AKP'lilerce birkaç gün verilmez. Millete mesajlar ulaşır ve çıkar AKP yetkilileri, bu şahsı tanımadıklarını, sahneye görevlilerin bir anlık dalgılıklarından faydalanarak çıktığını filan söylerler.Ama sakın inanmayın. Bu oyunları da, bu şahısları da, zihniyetlerini de bizler çok iyi biliyor ve tanıyoruz. Bunların atalarını da çok iyi tanıyoruz. Bakın! 2 yıldan beri ülkemizin binlerce noktasında, "Dinimize yönelik manevi tehditler" başlığıyla programlar yaptık. Gücduvanilerini, Rabbanilerini, Bahaeddin Nahşibendilerini, Halidi Bağdadilerini ve günümüz versiyonlarına İslam itikadının, akaidinin ve fıkhının bakışını tek tek anlattık. Nasıl bir misyoner teşkilatlanma olduklarını belgeleriyle ortaya koyduk. Anlattık ve ortaya koyduk ki, insanımız uyanık olsun, insanımızın siyasi arenada sözcüsü olan partiler uyanık olsun, milletimizin önüne geçenler din ile insanımızı aldatanları tanısın ve tanıtsınlar. Kaygıları oy olmasın. Devlet olsun, millet olsun, bayrak olsun, din olsun? Sevinsek mi, üzülsek mi bilemiyorum! Bizlerden başka bu değerleri olmazsa olmaz kabul eden yok gibi. Var mı?Olsaydı! Bu ülkede "dört hak din vardır" denilebilir miydi?Olsaydı! Bu ülkede besmele ile kilise açılabilir miydi?Olsaydı! Bu ülkede zina suç olmaktan çıkarılabilir miydi?Olsaydı! Bu ülkede "kutsiyetpenah" diyerek Papa'nın himmetini isteyenlere hala "mücahit" denilebilir miydi? Hem milli hem de manevi değerlerimize binlerce saldırı yapıldı. İşin acı tarafı! Bu saldırıları yapanlar hep dini söylem ve görüntüleriyle milletin önünde olanlardı.Milletimiz madden ve manen fakirleştirildiği, siyasi ve sosyal olarak sahip çıkılmadığı için bu din tacirlerinin eline düştüler. Milletimiz cahilliğinden ötürü bu anlayışların söz ve görüntülerini din zannettiler. Ama milletin bu zannı hem kendini, hem de koskoca bir devleti uçurumun kenarına kadar getirdi.Yenikapı'ya dönelim! Sahneye bir mahluk çıkıyor. Her ay Mekke, Medine'ye gittiğinden bahsediyor. Kabe'de ders yaparken Davutoğlu'nun kendisine göründüğünü, ona başbakanlığı peygamberin verdiğini söylüyor. Başka! Bu zevata göre bazı partiler dizsiz, (baba ocakları olan) Saadet Partisinin imanı ise şüpheli.İşin vahimi! Oraya toplanan kalabalık, bu zavallının sözlerine "amin" diyor olması. Bu anlayışın bir başka cübbeli versiyonunun vaaz kaseti bu günlerde sosyal paylaşım sitelerinde dolaşıyor. O zavallıda şöyle diyor; "Azaba götürülen bir şahsa sorulacakmış. Dünyada kimleydin, kimin safındaydın, diye. Şu tariktendim, diyecek. Hangi kolundandın, diye sorulacak. Bağdadi kolundanım, diyecek. Melekler hem de Bağdidi kolundan öyle mi, diye şaşırıp hesap, mizan filan göstermeden son sürat cennete götüreceklermiş.Allah lanet etsin bu milleti din ile aldatanlara. Allah lanet etsin. Allah lanet etsin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025