Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce

Alparslan Türkeş'in vefat yıl dönümünden önce

'Evinin önünde andımızı okutmazsam namerdim' dediler. Andımızı bile unuttular.

Dağa taşa 'ne mutlu Türküm diyene yazacağız' dediler. Bırak dağı taşı (!) resmi tabelalardan T.C kaldırıldı. Yazılı, 'ne mutlu Türküm diyene' sözleri silindi. Sesleri çıkmadı.

Musul'a 83, Kerkük'e 84, Süleymaniye'ye 85 plakası takıp, Türk toprağı yapacaklardı. Barzaniler, Türklere ait her şeyi yok ettiler, yönetimden bile attılar. Sesleri çıkmadı.

Fırat'ın doğusunda sözde Kürdistan'ın Suriye ayağı kuruldu. Mazlum Abdi denen terörist her gün ülkemizi tehdit ediyor. Sesleri çıkmadı.

Suriye'de her alanda Türkler dışlandı. Toplantılara katılma istekleri bile reddedildi. Suriye hükümetinde Dürzilere, Araplara, Kürtlere, Hıristiyanlara yer veren Colani Şara bir tek Türk'e dahi yer vermedi. Sesleri çıkmadı.

Mora katliamının hesabını soracaklardı. Yunanistan, 18 adamızı işgal etti. Sesleri çıkmadı.

Emperyalistler yeniden KKTC'yi sözde barış adına masaya oturttular. Sesleri çıkmadı.

Türkmenistan, Kırgızistan, Rumları tanıdı. Sesleri çıkmadı.

Ya alkışılar

Türkiye Cumhuriyetinin varlığına ve Türk Milletinin birliğine kasteden şahsı barış güvencini ilan ettiler. Yetinmediler! Kurucu önder, ilan ettiler.

TBMM'de sözde Kürdistan bayrağı açıldı. TBMM koridorları 'Sayın Öcalan' söylemine maruz kaldı. Bazı medya kurumları 'Sayın Öcalan' başlığı ile sözde kahraman ürettiler. Hepsine razı oldular.   

21 Mart'ta Diyarbakır, Şanlıurfa, Van gibi Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki birçok şehir merkezinde, vatana ihanetten hükümlü, bebek katili Abdullah Öcalan'ın resimleri, sözde PKK flamaları ve Barzani bayraklarıyla, bölücü sloganlar atılarak gövde gösterileri yapıldı. Alkışladılar.

Doğubayazıt'ta, Barzani bayrakları ve meşalelerle kortej oluşturularak yürüyüş yapıldı. İstanbul'da kalabalıklara, İmralı Canisinin sinevizyon gösterisi izlettirildi. Alkışladılar.

DEM'liler, bebek katilinin 76'ncı yaş günü dolayısıyla Diyarbakır'dan Urfa'ya 'özgürlük yürüyüşü' başlattı. Alkışladılar.

Bebek Katili Abdullah Öcalan'ın doğum günü için Urfa Halfeti'de toplanan binlerce terörist polislerimize taşlı, sopalı, molotof kokteyli saldırılarda bulundular. Sesleri çıkmadı.

EOKA

Kıbrıs'ta, Türklere soykırım yapan terör örgütünün kuruluş yıl dönümünde örgüt militanları başkent Lefkoşe'de Türklere saldırdı.

Yunanistan Eğitim Bakanlığı, EOKA terör örgütünün kuruluş yıldönümünü ve sözde "Kıbrıs'taki mücadelesini" ilk kez okullarda kutlama kararı aldı. Rum Yönetimi, karar sonrası Yunanistan'a teşekkür mesajı yayımladı.

Rum Eğitim Bakanı, "Yunanistan Milli Eğitim Bakanlığının 1 Nisan 1955'in Yunan okullarında kutlanmasına ilişkin kararını memnuniyetle karşılıyoruz. EOKA'nın özgürlük uğruna verdiği kahramanca mücadelenin kutlandığı tarihi bir gün. Tarihi ve milli bağlarımız güçlü kalmaya devam ediyor" dedi. Tek satır açıklama yapmadılar.

Saraçhane ile başlayan ve tüm ülkemize yayılan yoksulluğa, yasaklara, yolsuzluklara hayır, diyen, 'hak, hukuk, adalet' arayan milyonlara karşı, "Türkiye Cumhuriyeti'ni can pahasına savunacağız' dediler, boykot çağrılarına 'bedeli ödetilecek' karşılığını verdiler, milyonları 'hain' ilan ettiler.

Ve 4 Nisan'da Başbuğ Alparslan Türkeş'in kabrini ziyaret ettiler.

MHP'ye inat: Ne mutlu Türküm diyene!

Ses çıkmadı, demişken

Yunanistan bir tatbikat düzenlendi. ABD, Fransa, Hindistan, İtalya, Karadağ, Polonya, Slovenya, İspanya katıldı.

Bunlarla birlikte tatbikata İsrail, Katar ve BAE'de katıldı. Kimseden ses çıkmadı.

Bir ara 'Türk dostu Türk' diye, insanımıza tanıtılan Macaristan lideri Orban, tarafı olduğu UCM'nin Netanyahu hakkında savaş suçundan çıkardığı yakalama kararını tanımayarak, İsrail Başbakanı'nı kırmızı halı ve askeri şeref kıtasıyla karşıladı. Yine kimseden ses çıkmadı.

İsrail

Suriye'nin topraklarının % 20'sini işgal eden, askeri üsler kuran, Suriye'deki yüzlerce askeri tesisi, havalimanlarını vuran İsrail durmadı. Birkaç gün önce de başkent Şam'ın ardından Hama ve Humus'u da defalarca vurdu.

Bizler, 'Halep surlarında Türk Bayrağı dalgalanıyor' diyenlerden en üst düzeyde tepki bekledik ama gelmedi.

Tek açıklamayı Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Reuters haber ajansına verdiği röportajdan duyduk.

Sayın Fidan, Türkiye'nin İsrail ile Suriye'de karşı karşıya gelmek istemediğini açıkladı.

Bakan Fidan, İsrail saldırılarının Suriye'nin yeni hükümetinin, DAEŞ terör örgütü ve diğer tehditleri caydırma yeteneğini zayıflattığını ifade etti.

Türkiye'nin Suriye, Ürdün, Lübnan ve Irak ile birlikte DAEŞ'e karşı bölgesel bir platform oluşturmak istediğini dile getirdi.

"Suriye, İsrail ile belirli anlaşmalar yapmak istiyorsa bu onların işidir" dedi.

AKP'li TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 'İsrail'in amacı çok açıktır. Arz-ı Mevud'u gerçekleştirmek için düğmeye basmışlardır. Mesele, Gazze'nin ilhakı değildir... Niye Lübnan'a, Suriye'ye, Yemen'e, İran'a saldırıyor?

Dolayısıyla kendisi için tehlikeli gördüğü bütün unsurları ortadan kaldırma eylemine başlamış durumda. Türkiye bu konuda uyanıktır, kendi stratejik hedeflerini belirlemiş vaziyettedir" diyor.

Dış politikadaki istikrar(sızlığı) fark ettiniz mi?

Filistin'e çelik ihracatı

Aynı Numan Kurtulmuş, dünyayı İsrail vahşetine sessiz kalmak ile suçluyor, siz ne yaptınız, sorularına muhatap bile olmuyordu.

Bakın ne yapılmış!

Soykırımdan önce 2022'de Filistin'e çelik ihracatı 1 milyon 843 bin 650 dolar.

2023'te 1 milyon 222 bin 440 dolar.

2024 yılı Ocak-Mart döneminde 177 bin 560 dolar ve Nisan 2024'te İsrail ile ticaret sıfırlandı, dediler.

2025'in ilk 3 ayında 41 milyon 421 bin 420 dolar. Artış oranı yüzde 23 bin 228,1

Ama İsrail ile ticareti sıfırladık.

Müslümana lafın tamamı söylenmez…