Koltuk savaşı mı demeliyiz!
Yargının bir amiral gemisi var: Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK). Yargının bağımsız olduğu söylencesine göre bu geminin de tarafsız ve bağımsız olması gerekir ki, hâkim ve savcılar adaletli hizmet görebilsinler. Oysa geminin bağlama limanı siyasal iktidar olmuş! Hani kuvvetler ayrılığı vardı…
Bağlama limanı iktidar olunca Adalet Bakanı gemiye kaptan, yardımcısı da çarkçıbaşı olmuş. Gelelim Kurulun öbür üyelerine;
4 üye Cumhurbaşkanı tarafından, 7 üyesi Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından seçilir. Kurulun toplam üye sayısı 13'tür. Bu düzenleme Anayasa'nın 159'uncu maddesinde yer almaktadır. Anayasa'da yer alan başka hükümler de var:
Türkiye Cumhuriyeti hukuk devletidir (madde/2).
Kuvvetler ayrılığı vardır; Yasama (madde/7), Yürütme (madde/8) ve Yargı (madde/9).
Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır (madde/9).
Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler.
Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.
Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez (madde/138).
Yürürlükteki 1982 Anayasası bunları söylüyor ve 11'inci maddesinde de: "Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.
Kanunlar anayasaya aykırı olamaz" hükmüyle anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkesini vurgulamaktadır.
Anayasanın söylemiyle iktidarın eylemi arasında bir uygunluk görülüyor mu? Vazgeçtik uygunluktan arada uçurum var. HSK'nın yapısı bizzat anayasaya aykırı. HSK, kendi söküğünü dikemeyen terzi durumuna düşürülmüştür. Siyasetin kuşatması altındadır. Kuşatma sürerken muhalefet, iktidarın değirmenine su taşıyıp durmaktadır,
Nitekim, HSK'nın TBMM Genel Kurulu'ndaki seçimlerinde Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasında uzlaşma sağlanmış, Cumhur İttifakına 4 üye, CHP 1 üye ve İYİ Parti 2 üye olmak üzere Millet İttifakına toplamda 3 üye verilmesi kararlaştırılmıştır.
25 Mayıs'ta TBMM Genel Kurulu'nda yapılan seçim sonucunda uzlaşma çerçevesinde üyeler bölüşülmüştür.
Yargının siyasete teslim edilişinin resmidir bu. Bu resimde muhalefetin yer almaması gerekiyordu. Cumhur İttifakı içinde çatlak seslerin varlığı gündemdeyken; CHP ve İYİ Parti'nin HSK seçimlerine katılarak hukuksuzluğa ortak olması Millet İttifakı'nda dip gürültüsüne yol açabilir.
Yargı bağımsızlığı için en önemli koşul; yargıç ve savcıların mesleğe kabul ve atamaları da dahil olmak üzere onları yakından ilgilendiren, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayrılma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma gibi konularda karar veren makamın diğer devlet güçlerinden bağımsız bir yapıya sahip olmasıdır.
Türkiye'de bu makam HSK'dır. Ne yazık ki, yapısı itibariyle siyasetin baskısı altında anayasal görevi engellenen HSK için acilen anayasa değişikliği gerekmektedir.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023