Vahşete alışkın İsrail yardım götüren gemileri bile kan gölüne çevirdi. 20'ye yakın sayıda kişinin İsrail askerleri tarafından öldürüldüğü, 30 kadar da yaralı olduğu bilgileri geliyor.İsrail'e göre yardım götüren gemilerden İsrail askerlerine ateş açılmış.Elektronik karartma uyguladığı gemilere müdahale sırasında askerlerine saldırı olduğu yalanıyla İsrail, yaptığı katliama gerekçe bulmuş bile. İsrail basınında yalanlar ayyuka çıkmış durumda. Bu yalanlara göre yardım gemilerindeki silahsız insanlar, gazeteciler, kadınlar ve yaşlılar tepeden tırnağa silahlı İsrail komandolarını linç etmeye çalışmış. Olmayan silahlarıyla ateş etmiş. Böyle saçmalıklarla İsrail ancak yandaşlarını ikna edebilir. Ama ne hazindir ki BM'de olsun diğer uluslar arası kurumlarda olsun İsrail yandaşlarının ve doğal müttefiklerinin sözü geçiyor. Bundan dolayıdır ki bugüne kadar uyguladığı hiçbir vahşetin hesabı sorulamamış İsrail'e döktüğü bu kanların da hesabı maalesef sorulamayacak.Siyasiler her zaman olduğu gibi esip gürleyecekler ama alınması gereken kararları almayacakları gibi ciddi hiçbir yaptırım uygulamayacaklardır İsrail'e.Buna rağmen milleti gerekeni yaptıklarına inandırmaya çalışacaklar.'Yahu olur mu? Bizim Kasımpaşalı Başbakanımız var. One minute demiş bir politikacımız var' diyenler mutlaka çıkacaktır.Onlara sadece şunu söylemekle yetiniyorum; Doğru Sayın Başbakan İsrail'e one minute demişti. Ama sadece o kadar? Devamı gelmemişti ve altı boş bir laftı bu. Bir taraftan ekranlar önünde bu şov sergilenmiş, öteki taraftan İsrail'le her türlü ilişki aynen sürdürülmüştü. Böyle one minute her zaman İsrail'in işine gelir emin olun?Şimdi aynı şekilde yine mangalda kül bırakmayacaklar ama sarf edilen sözler, atılan naralar ve yapılan tehditler İsrail açısında sinek vızıltısı gibi algılanacak. Niye böyle yazıyorum?Çünkü Türkiye'deki siyasilerin icazetlerini nereden aldıklarını ve nerelerin talimatlarıyla iş gördüklerini çok iyi biliyorum. Bu icazetler ve talimatlar İsrail'in hak ettiği cevabı verebilmelerine olanak tanımaz.Böyle olaylar herkesin rengini ortaya çıkarır.Böylesi olaylar ülkelerin ne kadar bağımsız olduklarını veya ne kadar bağımlı olduklarını gözler önüne serer.İsrail'in hak ettiği cevabı verebilirseniz ve de aldığınız kararın arkasında ne pahasına olursa olsun sonuna kadar durabiliyorsanız bağımsızsınız demektir.Yoksa Ermeni tezlerini kabul etti diye önce ABD büyükelçisini ülkeye çağırıp sonra tıpış tıpış geri göndererek bağımlılığınızı ispat etmiş olursunuz. Son söz olarak deriz ki; Türkiye tam bağımsız olmadan, icazeti sadece Türk milletinden alan siyasiler iş başına gelmeden, ne Gazze'de ne Irak'ta ne de dünyanın başka bir yerinde dökülen kanlara Türkiye'den etkili bir 'dur' sesi çıkamayacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024