Uyuşturucu nasıl etkileme yapar?
Uyuşturucular ilmen değişik şekilde tasnif edilmektedir. onların tasnifi değişik gruplara ayırılarak yapılmaktadır. Bunlar:
1. Grup: Nakotik ve analjezikler
Bu grupta ilk olarak esrar ve afyon ile türevleri aklımıza gelmektedir.
A) ESRAR: Önce esrarı ela alalım. Dişi kenevir yapraklarından elde edilmektedir. Bu madde kına rengindedir. Kullanıldığında ise insanları hayallere -"Halüsinasyon"a götürmektedir. İnasana realiteden uzak hayal aleminde yolculuk yaptırmaktadır. Bu madde alındığında insana önce dalgınlık ve uyku basar, sonra da insan hayellere dalar gider. Denge bozukluğuna uğrar, zaman ve mesafe ayarları bozulur. Daha sonraları ise bitkinlik, korku, heyacan, panik ve halsizlik ile tam bir güçsüzlük husule gelmektedir. Sonraları ise kendini tekrar terkar kaybeder ve her defasında hayal alemine dalar gider. Kısaca, kendine hakim olamaz, hayal alemi insanı olur.
Esrar değişik şekilde kullanılır. Ama en çok sigara alımıyla tükitime gidilir. Esrarlı sigaralar genellikle elden ele dolaşır ve çoğunlukla ortak grup paylaşımı tatbik edilir.
B) AFYON-OPİUM: Dünya haritasına baktığımızda dünyanın hiç bir yerinde Afyon adında bir şehir yoktur. Ama bizim Anadolu topraklarında çok tanınmış bir vilayetimizin merkezidir. Çok da şirin bir merkezimizdir. Afyon Latince "Opium" demektir. Adıda oradan gelmektedir. Çünkü dünyanın en iyi afyonu bu topraklarda yetişmektedir. Afyon uyuşturucuların en önemli ve baş elamıdır. Afyon maddesi kullanıldığı gibi imal edilen: Eroin, Dionin, Coden ve daha birçok ürünü mevcuttur. Bunların hepsi uyuşturucu alemine girmektedir.
MORFİN VE DERİVELERİ İLAÇ OLARAK KULLANILMAKTADIR.
Daha antik çağlarda Morfin, tıpta mucizevi bir ilaç olarak kullanılmıştır. Şiddetli ağrılarda dayanılmaz sancılarda beyin ve kalp ile böbrek, safra kesesi ağrılarında olduğu gibi kazalarda da doktorlar tarafından büyük bir başarıyla hastanın ıstıraplarını dindirmek ve şoktan kurtarmak için kullanılmaktaydı ve halende kullanılmaktadır. Bu ilacın kullanılmasında milimetrik bir doz ayarı gerekmektedir.
Hastanelerde ilaç olarak kullanılan bu maddelere vücut reaksiyonu çok değişik olabilmektedir. Morfinin çeşitli hastalıklardaki, doktor tarafından kullanıldığındaki etkisi başka türlü olmakta, zevk ve suistimal için kullanıldığında başka etkiler yapmaktadır.
Vucüdumuzda 100 trilyon kadar canlı hücre ve 100 milyar kadar da beyin hücresi mevcuttur.
Herşeyden önce vucudumuzdaki yüz trilyon canlı hücre olduğunu ve bunların arasında da yaklaşık olarak 90-100 milyar sinir hücresi olduğunu hatırlamamız gerekmektedir. Hastalık esnasında ve doktor tarafından ilaç olarak yatıştırıcı morfin ve derivelerinin etkisi hastalıklara ve vucüdun ihtiyacına dönük olduğundan dolayı vücut tarafından kolayca kabul edilmekte ve ilaç da normal işlevini yapmaktadır. Ama bu ilaç veya benzerleri zevk için veya başka amaçlarla kullanıldığında vucüdumuz bunu bilmektedir ve bu ilaca karşı tedbirini almaktadır. Bu sebeple onu yok etmek için bütün gücünü harcayarak sonunda vucüttan atmaktadır. Sebebi de gayet basittir. Verilen morfin ilacı sancılarda ve dayanılmaz ağrılarda onları dindirmek için kullanılmaktadır, onun için imha edilmektedir. Ve vücutta fazlalık oluşturmaktadır. Zevk için alındığında ise ona karşı "Fazlalık ve zararlı madde işlevi" yapılmaktadır ve onun için imha edilmektedir. İmha sırasında da vücudumuzda normal dozdaki denge unsurları olan maddeler da zarar görmektedir ve onlarda yok olmaktadır. Onun için kimse "zaten doktorlar bunu hastalarda kullanıyorlar, bende kullansam birşey olmaz" fikrine kapılmasın. Çünkü vücudumuzu ve kendi kendimizi aldatamayız. Bizim bütün yaptıklarımızdan tüm canlı hücrelerimiz haberdar olmakta ve zarar görmemeleri için karşı tedbir almaktadır. Hatta onları aldatmaya kalkarsak içimizdeki hücreler buna karşı kolayca intikamlarını almaktadırlar.
Uyuşturucular ilmen değişik şekilde tasnif edilmektedir. onların tasnifi değişik gruplara ayırılarak yapılmaktadır. Bunlar:
1. Grup: Nakotik ve analjezikler
Bu grupta ilk olarak esrar ve afyon ile türevleri aklımıza gelmektedir.
A) ESRAR: Önce esrarı ela alalım. Dişi kenevir yapraklarından elde edilmektedir. Bu madde kına rengindedir. Kullanıldığında ise insanları hayallere -"Halüsinasyon"a götürmektedir. İnasana realiteden uzak hayal aleminde yolculuk yaptırmaktadır. Bu madde alındığında insana önce dalgınlık ve uyku basar, sonra da insan hayellere dalar gider. Denge bozukluğuna uğrar, zaman ve mesafe ayarları bozulur. Daha sonraları ise bitkinlik, korku, heyacan, panik ve halsizlik ile tam bir güçsüzlük husule gelmektedir. Sonraları ise kendini tekrar terkar kaybeder ve her defasında hayal alemine dalar gider. Kısaca, kendine hakim olamaz, hayal alemi insanı olur.
Esrar değişik şekilde kullanılır. Ama en çok sigara alımıyla tükitime gidilir. Esrarlı sigaralar genellikle elden ele dolaşır ve çoğunlukla ortak grup paylaşımı tatbik edilir.
B) AFYON-OPİUM: Dünya haritasına baktığımızda dünyanın hiç bir yerinde Afyon adında bir şehir yoktur. Ama bizim Anadolu topraklarında çok tanınmış bir vilayetimizin merkezidir. Çok da şirin bir merkezimizdir. Afyon Latince "Opium" demektir. Adıda oradan gelmektedir. Çünkü dünyanın en iyi afyonu bu topraklarda yetişmektedir. Afyon uyuşturucuların en önemli ve baş elamıdır. Afyon maddesi kullanıldığı gibi imal edilen: Eroin, Dionin, Coden ve daha birçok ürünü mevcuttur. Bunların hepsi uyuşturucu alemine girmektedir.
MORFİN VE DERİVELERİ İLAÇ OLARAK KULLANILMAKTADIR.
Daha antik çağlarda Morfin, tıpta mucizevi bir ilaç olarak kullanılmıştır. Şiddetli ağrılarda dayanılmaz sancılarda beyin ve kalp ile böbrek, safra kesesi ağrılarında olduğu gibi kazalarda da doktorlar tarafından büyük bir başarıyla hastanın ıstıraplarını dindirmek ve şoktan kurtarmak için kullanılmaktaydı ve halende kullanılmaktadır. Bu ilacın kullanılmasında milimetrik bir doz ayarı gerekmektedir.
Hastanelerde ilaç olarak kullanılan bu maddelere vücut reaksiyonu çok değişik olabilmektedir. Morfinin çeşitli hastalıklardaki, doktor tarafından kullanıldığındaki etkisi başka türlü olmakta, zevk ve suistimal için kullanıldığında başka etkiler yapmaktadır.
Vucüdumuzda 100 trilyon kadar canlı hücre ve 100 milyar kadar da beyin hücresi mevcuttur.
Herşeyden önce vucudumuzdaki yüz trilyon canlı hücre olduğunu ve bunların arasında da yaklaşık olarak 90-100 milyar sinir hücresi olduğunu hatırlamamız gerekmektedir. Hastalık esnasında ve doktor tarafından ilaç olarak yatıştırıcı morfin ve derivelerinin etkisi hastalıklara ve vucüdun ihtiyacına dönük olduğundan dolayı vücut tarafından kolayca kabul edilmekte ve ilaç da normal işlevini yapmaktadır. Ama bu ilaç veya benzerleri zevk için veya başka amaçlarla kullanıldığında vucüdumuz bunu bilmektedir ve bu ilaca karşı tedbirini almaktadır. Bu sebeple onu yok etmek için bütün gücünü harcayarak sonunda vucüttan atmaktadır. Sebebi de gayet basittir. Verilen morfin ilacı sancılarda ve dayanılmaz ağrılarda onları dindirmek için kullanılmaktadır, onun için imha edilmektedir. Ve vücutta fazlalık oluşturmaktadır. Zevk için alındığında ise ona karşı "Fazlalık ve zararlı madde işlevi" yapılmaktadır ve onun için imha edilmektedir. İmha sırasında da vücudumuzda normal dozdaki denge unsurları olan maddeler da zarar görmektedir ve onlarda yok olmaktadır. Onun için kimse "zaten doktorlar bunu hastalarda kullanıyorlar, bende kullansam birşey olmaz" fikrine kapılmasın. Çünkü vücudumuzu ve kendi kendimizi aldatamayız. Bizim bütün yaptıklarımızdan tüm canlı hücrelerimiz haberdar olmakta ve zarar görmemeleri için karşı tedbir almaktadır. Hatta onları aldatmaya kalkarsak içimizdeki hücreler buna karşı kolayca intikamlarını almaktadırlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006