İslam dini, "Yalnızlık Allah mahsustur, tüm müminler yardımlaşın" diyor. Maddecilik ise insanları rekabete sokuyor. İnsanların içindeki hırsları kamçılıyor ve tetikliyor. Her insan diğerini rakip görüyor. Hatta aile içinde kardeşler arasında bile bu duygular gelişiyor. Bazen bu duygular öyle kabarıyor ki insanların tüm benliklerine hakimiyet kuruyor. İnsanların içindeki madde tutkularını zirveye çıkarıyor. Maneviyatı arka plana itiyor. Yardımlaşmayı zayıflık sayıyor. Bazan yapılan toplu yardımları bile kendi çıkarlarına uygun yapmaya çalışıyor. Bu da dünyadaki insanlık duygularını körletiyor ve erozyona uğratıyor.İşte Darwvinizm dedikleri akım, aile ve toplumu değil egoizmi kamçılıyor. İnsanlar her şeye bu gözle baktıkları için aile içinde bile kişisel menfaatlerine hizmete yöneliyorlar. Onlar için genellikle çocuk bakmak, hele çocuk doğurmak bir nevi kendi çıkarlarına, sosyal hayatlarına, ekonomilerine, eğlencelerine hatta kadınlarda güzelliklerine bile halel gelecek diye çok zor görmektedirler. Çocuk yapmak onların için büyük sorun olmaktadır. Hatta imkansız fedakarlık olarak görülmektedir.Onun için o ülkelerdeki aile başına çocuk sayısı ya bir veya sıfır olmamaktadır. Kadınlar yükseldikçe oradaki aileleler aşağılara düşmektedir. Aile dışı ilişkiler çoğalmakta ve evlilik dışı çocuklar, özellikle korunmasını bilmeyen gençler arasında, çok yaygın olmaktadır. O nedenle yasalarını bu kendi yaşamlarına göre ayarlamaya çalışmaktadırlar. Hatta bize de karışmaya çalışıp aynı yasaları çıkarmamızı şiddetle istemektedirler.Maneviyatsızlık, insanı nasıl yozlaştırıyor?Rekabet bazı kurallara ve maneviyata dayandıkça güzel bir husustur. Ancak acımasız ve ezici hatta yok edici kapitalist rekabeti İslam kabul edemez. Çünkü o rekabette şer hile ve hilebazlıklar ile aldatmalar kabul edilmektedir. Gayeye dönük her türlü madrabazlıklar mübah kabul edilmektedir. Şu andaki tüm dünyada bir GLOBALİZASYON rüzgarı vardır. İşte bu durum büyük sermayenin tüm dünyayı kaplaması ve kendine bir bakıma esir etmesi demektir. Bu da Kapitalizmin yaklaşık olarak en yüksek mertebesini ifade etmektedir. Genel sloganları: Ya benimle birlikte ol veya ezilip gidersin. İşte dünyamızda en büyük hastalık olarak MADDEYE-PARAYA tapma EPİDEMİSİ şimdi Türkiye'ye de bir nevi zorla kabul ettirilmeye çalışılmak tadır.Toplum hayatını benimseyen İslami kurallar ise buna engel olarak görüldüğü için İslam'a karşı bazı hareketler alenen yapılmaya çalışılmaktadır. Ancak halkımız sıkı sıkıya dine bağlıdır ve onlar saldırdıkça daha da fazla sarılmaktadır.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006