Ukrayna savaşının ABD’ye öğrettikleri

24 Şubat'tan bu yana Ukrayna, kendi topraklarında Rusya ordusuyla savaşıyor.

Bugün savaşın 103'üncü günü.

Hemen herkes, hatta bugün Ukrayna'ya silah tedariki için birbiriyle yarışan Batılı ülkeler bile Kiev yönetimini çok fazla dayanamayacağını, Rusya'nın kısa zamanda Ukrayna'da hedeflerine ulaşacağını düşünüyordu. 

Hatta ABD medyasına yansıyan bilgilere göre Rusya'nın Ukrayna'ya asker sokmasında haftalar önce ABD istihbarat yetkililerine özel bir brifingde 

"Ukrayna lideri Zelenskiy, Britanya'nın Churchill'i mi yoksa Afganistan'ın Eşref Gani'si mi olacak" diye soruldu. 

Başka bir deyişle soru şuydu: Ukrayna'da hükümet çökerken Zelenskiy tarihi bir direnişe mi öncülük edecek, yoksa kaçacak mı?

Bu soruyu yanıtlayan ABD istihbaratçılar, Putin'in askeri müdahalede bulunacağını doğru bir şekilde tahmin ettikleri halde, Rusya askeri hedeflerine ulaşma kabiliyetini abartırken Zelenskiy ve Ukrayna'yı hafife aldılar.

Ama öyle olmadı ve Ukrayna'nın başkenti Kiev, ABD'lilerin tahmin ettikleri gibi birkaç günde düşmedi. 

Rusya itiraf etmese de sahadaki gerçekler, Moskova'nın hesabının da tutmadığını gösteriyor. 

Savaşın başında hâkim düşünce Ukrayna'nın savaşma iradesi ve kabiliyetinin Rus ordusu karşısında etkin olamayacağı yönündeydi.

Ancak Ukrayna'nın direnişi bu tahminleri yapanların büyük yanılgı içerisinde olduklarını gösterdi.

Ancak Ukrayna yanlısı haberler yapan Batılı ülkelerin medya kuruluşlarının iddia ettiğinin aksine şu ana kadarki savaşın kazanan tarafı kesinlikle Ukrayna değil.

En azından henüz kazanan Rusya da değil…

Evet, silah ve askeri gücünüz rakamlarla ifade edildiğinde çok büyük olabilir. Ancak bu rakamlar savaş alanında, özellikle kara savaşında beklentiyi karşılamayabiliyor. Zira bir bölgeyi havadan bombalamak orayı ele geçireceğiniz anlamına gelmiyor. Bu yüzden uzmanlar savaşın karada kazanılacağının altını çizerler hep. 

Karada göğüs göğse mücadelede ise ülkesini savunan taraf, her şeyini kaybetmemek için savaştığından geri adım atması çok daha zordur, belki de imkânsız.

Bu bağlamda Ukrayna savaşı 103 günde Ukrayna ve Rusya başta olmak üzere bütün dünya ülkelerine çok şey öğretti. 

Aklı başında zekâlar tarafından yönetilen devletler Ukrayna savaşının erken sonuçlarını irdelemeye başladılar bile…

Savaşta Rusya'nın hızla hedeflerine ulaşacağını düşünen Batılı ülkeler, yanıldıklarını fark ettikten hemen sonra neden bu konuda neden isabetli bir tahmin yapamadıkları üzerinde kafa yorarak, bu sonuçtan bir ders çıkarmaya çalışıyorlar.

Gelecekte benzer bir durumda aynı yanılgı içine düşmemek için elbette.

ABD ve Avrupa gazetelerinde istihbarat servislerinin bu konuda çalışmaya başladıklarına dair haberler çıkıyor.  

ABD'li Senatör Angus King'in, geçen ay Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi'nde yapılan bir toplantıda yetkililere "Tahmin konusunda daha iyi bir kavrayışa sahip olsaydık, Ukraynalılara daha önce yardım etmek için daha fazlasını yapabilirdik" dediği biliniyor.

Bu gerçekler ABD'nin başını çektiği Batılı devletler, düşman saydıkları devletler ve birliklere karşı temkinli olmayı elden bırakmayacaklarını ancak müdahaleci bir yolu tercih etmelerinin çok daha kolay olacağını göstermektedir.

Sözün özü Ukrayna savaşından sonra dünya artık eskisi gibi olmayacak.