"Soykırım Tescillendi", Recep Bahar'ın haber başlığıydı (Yeni Mesaj / 28 Ağustos 2018). Haberin içeriğinde Myanmar ordusunun Arakan'daki operasyonlarıyla soykırım suçu işlediğinin, Genelkurmay Başkanı Hlaing dahil 6 üst düzey askerin soykırım suçundan yargılanması gerektiğinin Birleşmiş Milletler (BM) tarafından açıklandığı, hususu yer alıyordu.
Olay belli, failleri de belli, ancak soykırım suçunun sorumluları nerede yargılanacak? Uluslararası Topluluğun yargı organı Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) bu canileri yargılayabilecek mi?
UCM'nin kişiler bakımından yargı yetkisi gerçek kişileri kapsamaktadır yani, devlet, hükümet, parti gibi kurumları değil, bunların yöneticilerini yargılayabilir. Askeri lider ya da üst yöneticilerin emir ya da otoritesi altındaki kişilerin anılan üstlerinin bilgisi dahilinde ya da bilgisi dahilinde olması gereken durumlarda, eğer anılan üst gerekli ve makul engelleyici tedbirler almadıysa, bu üstler de kişisel olarak cezai sorumlu tutulmaktadır (UCM kuruluş statüsü, madde:28). Ancak, suçun işlendiği sırada 18 yaşını doldurmayan kişiler bakımından Mahkeme yargı yetkisine sahip değildir (madde:26).
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kişiler yönünden yargı yetkisi bu;
Suçlar bakımından yetkisine gelince, "soykırım suçu", "insanlığa karşı suç", "savaş suçu" ve "saldırı" suçlarını kapsamaktadır (madde:5/1) bu yetki.
Bir önemli koşul da, UCM'de yargılanabilmek için Mahkeme'nin kurucu antlaşması Roma Sözleşmesi'ne taraf olmaktır.
Ancak şu durumlarda statüye taraf olmasa da, devletin sorumluları yargılanabilir:
1. Suç, statüye taraf olan bir ülkede işlenmişse,
2. Statüye taraf olmayan devlet, tek taraflı beyanla UCM'nin yargı yetkisini kabul ettiğini bildirmişse,
3. BM Güvenlik Konseyi'nin UCM Savcısına vereceği talimatla.
Statüye taraf olmayan Myanmar için yukarıda belirttiğimiz durumlardan üçüncüsü söz konusudur. Her ne kadar BM, yargılanmalıdır dese de son sözü BM'in yetkili organı Güvenlik Konseyi söyleyecektir. Güvenlik Konseyi Birleşmiş Milletler'in amiral gemisidir. Gemi tek ise de amiral sayısı beştir. ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin'den oluşan Konsey oybirliğiyle karar alabilir; birisi hayır diyerek veto hakkını kullanırsa, karar oluşmaz. Myanmar için UCM Savcılığı'na talimat verilmesi bu 5 üyenin "evet" demesine bağlıdır. Üyelerden Rusya ve Çin'in evet deme ihtimali zayıftır. İngiltere ise eski sömürgesi olan Myanmar için evet demeyecektir.
Peki, UCM'nin yargı yetkisi, milletler ailesinde topu topuna 5 devletin keyfine mi bırakılmıştır? Kapatın gitsin o zaman!
Myanmar için yargılanmalıdır diyen BM, benzer suçları Irak, Afganistan, Suriye'de işlemiş olan ve işlemeye devam eden ABD için; Filistin'de katliama devam eden İsrail ve suç ortakları için niye sus pus olmaktadır? ABD için sesini çıkaramaz çünkü, Birleşmiş Milletler bütçesinin 1/3'ünü ABD karşılamaktadır yani, parayı veren düdüğü çalmaktadır. İsrail için mi, onun da en büyük suç ortağı ABD olunca, sonuç malûm! Zaten başlangıçta UCM statüsünün kurucu üyesi olan ABD, baktı ki kendisi suçluların başında, hemen statüden ayrıldı. Ve taraf olmamakla birlikte diyelim ki, BM Güvenlik Konseyi'ne sevk edildi. Bu Konsey'de üye olan ABD, kendi ayağına kurşun sıkmayacaktır.
ABD'nin karıştığı insanlığa karşı suç, saldırı ve savaş suçlarının şu günlerde trafiğin yoğunlaştığı İdlib'de yaşanmaması için çare barıştır. Nitekim 7 Eylül'de Türkiye-Rusya-İran arasında gerçekleşecek olan zirvede konuşulacak şey barış olacaktır. Diplomasi en uygun ve en makul yoldur. Ne var ki, Astana'da başlayan tüm barış görüşmelerini sabote eden ABD boş durmayacaktır. Bu devletin ve emrindeki çetelerin İdlib'e operasyonu büyük insanlık suçuna yol açacaktır. İşin bu noktasında acilen Suriye ile birlikte hareket edilmesi, umulur ki, barışın anahtarı olur.
Olay belli, failleri de belli, ancak soykırım suçunun sorumluları nerede yargılanacak? Uluslararası Topluluğun yargı organı Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) bu canileri yargılayabilecek mi?
UCM'nin kişiler bakımından yargı yetkisi gerçek kişileri kapsamaktadır yani, devlet, hükümet, parti gibi kurumları değil, bunların yöneticilerini yargılayabilir. Askeri lider ya da üst yöneticilerin emir ya da otoritesi altındaki kişilerin anılan üstlerinin bilgisi dahilinde ya da bilgisi dahilinde olması gereken durumlarda, eğer anılan üst gerekli ve makul engelleyici tedbirler almadıysa, bu üstler de kişisel olarak cezai sorumlu tutulmaktadır (UCM kuruluş statüsü, madde:28). Ancak, suçun işlendiği sırada 18 yaşını doldurmayan kişiler bakımından Mahkeme yargı yetkisine sahip değildir (madde:26).
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kişiler yönünden yargı yetkisi bu;
Suçlar bakımından yetkisine gelince, "soykırım suçu", "insanlığa karşı suç", "savaş suçu" ve "saldırı" suçlarını kapsamaktadır (madde:5/1) bu yetki.
Bir önemli koşul da, UCM'de yargılanabilmek için Mahkeme'nin kurucu antlaşması Roma Sözleşmesi'ne taraf olmaktır.
Ancak şu durumlarda statüye taraf olmasa da, devletin sorumluları yargılanabilir:
1. Suç, statüye taraf olan bir ülkede işlenmişse,
2. Statüye taraf olmayan devlet, tek taraflı beyanla UCM'nin yargı yetkisini kabul ettiğini bildirmişse,
3. BM Güvenlik Konseyi'nin UCM Savcısına vereceği talimatla.
Statüye taraf olmayan Myanmar için yukarıda belirttiğimiz durumlardan üçüncüsü söz konusudur. Her ne kadar BM, yargılanmalıdır dese de son sözü BM'in yetkili organı Güvenlik Konseyi söyleyecektir. Güvenlik Konseyi Birleşmiş Milletler'in amiral gemisidir. Gemi tek ise de amiral sayısı beştir. ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin'den oluşan Konsey oybirliğiyle karar alabilir; birisi hayır diyerek veto hakkını kullanırsa, karar oluşmaz. Myanmar için UCM Savcılığı'na talimat verilmesi bu 5 üyenin "evet" demesine bağlıdır. Üyelerden Rusya ve Çin'in evet deme ihtimali zayıftır. İngiltere ise eski sömürgesi olan Myanmar için evet demeyecektir.
Peki, UCM'nin yargı yetkisi, milletler ailesinde topu topuna 5 devletin keyfine mi bırakılmıştır? Kapatın gitsin o zaman!
Myanmar için yargılanmalıdır diyen BM, benzer suçları Irak, Afganistan, Suriye'de işlemiş olan ve işlemeye devam eden ABD için; Filistin'de katliama devam eden İsrail ve suç ortakları için niye sus pus olmaktadır? ABD için sesini çıkaramaz çünkü, Birleşmiş Milletler bütçesinin 1/3'ünü ABD karşılamaktadır yani, parayı veren düdüğü çalmaktadır. İsrail için mi, onun da en büyük suç ortağı ABD olunca, sonuç malûm! Zaten başlangıçta UCM statüsünün kurucu üyesi olan ABD, baktı ki kendisi suçluların başında, hemen statüden ayrıldı. Ve taraf olmamakla birlikte diyelim ki, BM Güvenlik Konseyi'ne sevk edildi. Bu Konsey'de üye olan ABD, kendi ayağına kurşun sıkmayacaktır.
ABD'nin karıştığı insanlığa karşı suç, saldırı ve savaş suçlarının şu günlerde trafiğin yoğunlaştığı İdlib'de yaşanmaması için çare barıştır. Nitekim 7 Eylül'de Türkiye-Rusya-İran arasında gerçekleşecek olan zirvede konuşulacak şey barış olacaktır. Diplomasi en uygun ve en makul yoldur. Ne var ki, Astana'da başlayan tüm barış görüşmelerini sabote eden ABD boş durmayacaktır. Bu devletin ve emrindeki çetelerin İdlib'e operasyonu büyük insanlık suçuna yol açacaktır. İşin bu noktasında acilen Suriye ile birlikte hareket edilmesi, umulur ki, barışın anahtarı olur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023