Hoca Ahmet Yesevî'nin otuz altı bin insan yetiştirdiği söylenir.
Değişik diyarlara gönderdiği öğrencilerinin önemli bir bölümünü de Anadolu'ya sevk etmiştir. Bunlara Horasan Erenleri de denir.
Bunlardan olan Hacı Bektaş-ı Veli (1209-1271) Anadolu'nun Müslümanlaşmasında en etkili isimdir. Prof. Dr. Haydar Baş Hoca'nın deyimi ile Anadolu'nun manevî genelkurmay başkanı odur.
Beraberindeki talebeleri ile etrafına öyle güzel örnek olmuş ki, önceden bu topraklarda yaşayan otuz altı etnik kökene mensup insanlar, onlardaki bu güzel ahlaka hayran olarak kendi gönül rızaları ile onlara yönelmiştir. Kılıç ile yapılamayan, gönül ile muhabbet ile başarılmıştır. Anadolu'da mevcut yetmiş iki millet, akın akın İslâm'a koşmuştur. "Biz de sizin gibi olmak istiyoruz" diyerek koşup gelen bu insanlar iman dairesine girince, Hacı Bektaş bu insanlara "Artık siz de bizden biri oldunuz, Türk oldunuz" demiştir.
Böylece, Hz. NuhUn (A.S.) torunu Türk'ün tevhid inancı, güzel ahlakı ve Hz. Nuh'un şeriatını yaşayanlara "Türk" dendiği gibi; yüzyıllar sonra İslâm'a giren, Ehl-i Beyt gibi tevhid inancını, güzel ahlakı kâmil manada yaşamaya başlayan, Hz. Muhammed'in şeriatını kabul eden insanlara, etnik kökenleri ne olursa olsun "Türk" denmiştir.
Avrupa'da gayrimüslimler, din değiştirip Müslüman olanlara "siz İslâm oldunuz" veya "Müslüman oldunuz" demediler, "Türk oldunuz" dediler. Hindistan'da da aynı şekilde Müslüman olanlara "Siz Türk oldunuz" dediler. 20. Yüzyılın sonlarında Avrupa'nın göbeğinde Balkanlardaki Hristiyanlar, İslâm inancını taşıdıkları için soykırıma tabi tuttukları Boşnaklara aynı şeyi söylediler; "Siz Türk'sünüz, suçunuz Türk olmaktır" dediler.
Bir Ehl-i Beyt torunu olduğunu Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Hoş Geldin Atatürk" eserinden öğrendiğimiz Gazi Mustafa Kemal de Türk milleti terimini bu mana ile ifade etmiştir.
Lozan Konferansı sırasında millî bütünlüğümüzü bozmak isteyen dış güçler Kürtlerin azınlık olduğunu dayatmaya kalktıklarında, heyetimizin başındaki İsmet Paşa'ya gönderdiği telgrafta "Kürtler Müslüman'dır, bu nedenle de azınlık olamazlar" vurgusunu yaparken, "Türk milleti" kavramının bir etnik köken veya kavim adı olmadığını göstermiştir.
Ehl-i Beyt'in itikadı, ameli ve gönlü etrafında birleşmeyi ifade eden, temelini bu İslâm inancı oluşturan bir medeniyetin, iman kardeşliğinin adıdır Türk milleti. Nüfus mübadelesi sırasında gayrimüslimlerin Türkiye'ye kabul edilmeyişi de bu anlayışın başka bir ispatıdır.
Türk İslâm Medeniyeti bir tevhid medeniyetidir.
Haydar Hoca'nın deyimi ile "Bu bir Müslüman Türk kimliği modelidir. Bu kimlikte ne yok ki? Allah'a, Rasülü Hz. Muhammed'e iman var. Ehl-i Beyt'e ve yolunda gidenlere aşk ve sevgi var, ibadet, taat var, insanlığa hizmet var. Milliyetiyle bir ve beraber olmak var, büyükleri saymak var, düşkünlere el tutmak var, Hakk (C.C.) hesabına insanlara ve insanlığa tasarruf etmek var. Hakk'ı sevip O'nu zikretmek var. Hidayetten mahrum olanlara acıyıp onlara Hakk'ı taşıyarak tebliğ etmek var. Milletçe el ele, gönül gönüle olup, çalışıp yükselmek var. Sabretmek var. Tevekkül ve tefekkür ehli olmak var. Kısaca, inancını iç tabiatında iktidar etmiş Yunus'lar, Mevlânâ'lar, Hacı Bektaş'lar, Ahmet Yesevî'ler var. Yani inanmış bir Türk kimliği modeli var. Kısaca geleneğine, göreneğine, örfüne, âdetine, diline, dinine bağlı bir Müslüman-Türk kimliği modeli var."
- Kul, âşık, asker... / 18.04.2022
- ABD’nin ipiyle Çin kuyusuna inilmez - 2 / 03.11.2021
- ABD’nin ipiyle Çin kuyusuna inilmez - 1 / 02.11.2021
- Türklerin Müslüman oluşunda Ehl-i Beyt’in rolü ve önemi - 5 / 08.08.2021
- Türklerin Müslüman oluşunda Ehl-i Beyt’in rolü ve önemi - 4 / 07.08.2021
- Türklerin Müslüman oluşunda Ehl-i Beyt’in rolü ve önemi - 3 / 06.08.2021
- Türklerin Müslüman oluşunda Ehl-i Beyt’in rolü ve önemi (2) / 05.08.2021
- Türklerin Müslüman oluşunda Ehl-i Beyt’in rolü ve önemi - I / 04.08.2021
- Dini ve milli duygularla dolu bir haftanın ardından - II / 28.07.2021