Filmin ismi "Adı var, Kendisi olmayan Pehlivan." Filmin senaryosunu İsrailli Gilad Şahid yazmış, başrollerini Türkiye'de doğmuş, İmam-Hatip mezunu, genç, yakışıklı, uzun boylu yürüyüşü kabadayıvari olan, kendini Türkiyeli olarak kabul eden bir vatandaşımız oynuyor. Türk filmleri genel de aşk filmleridir. O yüzden Türk filmleri insanımızın hislerine tercüman olur. Amerikan filmleri ise daha çok Rambo tarzı filmlerdir. Başrol oyuncusu önce filmin başında dayak yer, öyle acırsın ki sonra başrol oyuncusunu en yakın arkadaşınla karşı karşıya getirseler sen yine Rambo'yu tutarsın. O yüzden bu film Türk-Amerikan ortak yapım bir film, filmin yapımcısı Yahudi, bu film ona göre ayarlanmış. Bu film hem Türkiye'de, hem de dünyada sözde gişe rekorları kırıyor. Müsaade ederseniz filmin ismi uzun olduğu için yazımızı kısaltalım. "Adı var Kendisi olmayan Pehlivan"ı müsaadenizle kısaltıyorum (AKP)… Filmin konusunu kısaca anlatalım. ABD'nin ve İsrail'in Ortadoğu'daki menfaatlerini konu alıyor. Söylemeyi unuttum. Film dizi şeklinde çekilmiş uzun bir film, yaklaşık 10 senedir devam ediyor. Zaman zaman seyirci AKP'ye kızsa da hemen senarist devreye girerek onun yani "Adı var Kendi olmayan Pehlivan" doğru yaptığını savunuyor. Filmin konusu daha çok Türkiye'de geçiyor. (AKP) Türkiye'nin yer altı kaynaklarını global güçlere devrediyor ve onlardan aldığı kömür, un, makarna, pirinç, çay gibi malzemeleri fakir halka dağıtıyor. Fakir babası olarak tanınıyor. Filmin hepsini anlatma imkânı yok, isteyen gazetelerden, sinemalardan, televizyonlardan, internetten izleyebilir.
Size bazı dizileri anlatayım. Irak Konusu Global Küresel Güçler, AKP ile anlaşıyorlar. Biz seni zengin edeceğiz, seni güçlü yapacağız ama sende bizim Ortadoğu'daki menfaatlerimizde yardımcı olacaksın. Filmin sonunu bilen bazı kişiler "yanlış yapıyorsun, fakirlik ayıp değil, fakir kal, dürüstlükten ayrılma" deseler de AKP dinlemiyor ve Irak'a ABD'nin girmesine destek oluyor. Acı bir tablo milyonlarca insan öldürülüyor, kadınlar tecavüze uğruyor, çocuklar yetim, öksüz kalıyor. Libya konusunda önce AKP karşı çıkıyor fakat senarist haklı gerekçeler ortaya koyuyor. Libya işgal ediliyor. Küresel Global Güçler, Libya petrollerine konuyor. AKP avucunu yalıyor.
Cabası isyancıları Antalya'daki turistik otellerde besliyor. Dizinin sonuna doğru geliyoruz. Bu sefer ki konu Suriye... Konusu: AKP önce Suriye ile yağlı ballı oluyor, arkasından iki ülke vizeleri kaldırıyor. Türkiye halkı da, Suriye halkı da memnun ama birden işler değişiyor. Suriye devleti halkına zulüm yapıyor. Çünkü senarist böyle istediği için. AKP de konumu itibari kabadayı bir adam zulme hiç mi hiç gelmiyor. Şu anda seyirci farklı farklı düşünüyor. Keşke şöyle olsun, keşke böyle olsun diyen var. Tabi şu da bir gerçek: Başrol oyuncusu delikanlı ciddi şekilde hasta. Doktorlarının iki yıl ömür biçtiği söyleniyor. Bunlar ihtimal en iyisini Allah (c.c) bilir diyenler de var. Bir arkadaşımız şunları kaydediyor: "Bu dizi uzar. Suriye ile birlikte Arap Baharı biter. Kürt Baharı başlar. Türkiye'nin bu işte ulvi çıkarı nedir ki? Kendine dindaşlarına Haçlı orduları ile beraber savaş açacak" diyor. Türkiye dertsiz başına niye dert alıyor. Yoksa CİA devletimizi yönetenleri böyle davranmaları için elindeki dosyalarla rehin mi almıştır? Çünkü CIA başkanları Türkiye'yi ikinci çalışma ofisi haline getirdiler." Bir başkasının ifadeleri ise şöyle: "Irak'ta yaptıklarını, Suriye'ye yapmak istiyorlar. Saddam'ı bahane ettikleri gibi Esad'ı bahane ediyorlar. Irak'ta Afganistan da yaptıkları gibi, Suriye de milyonlarca Müslüman'ın canını almak, namusuna tecavüz etmek, vatanlarını işgal etmek istiyorlar. İçeriye soktukları ajanlarıyla kardeşi kardeşe kırdırıyorlar. Türkiye Hıristiyan Batı ile birleşip Şiilerin, yani İslam dünyasının üzerine nasıl gidebilir? Nasıl onlarla aynı safta yer alabilir? ABD, kendine adına Suriye'ye müdahale edecek, Rusya'ya karşı da bütün riskleri üzerine alacak, Rusya'nın hedefi olacak bir piyon arıyor."
Bir başkası ise şöyle yorumluyor konuyu: "AKP, Suriye bağlamında tam bir çıkmazdadır. ABD ile bir olup Suriye'ye taarruz etse sadece tarihe 'Haçlı ile bir olup, Müslüman katleden bir işbirlikçi' diye geçmeyecek, aynı zaman da Rusya ile İran'a dolaylı olarak cephe açmış olacak ki bunun getireceği, bırakın siyasi faturayı ekonomik çöküntüyü göğüsleye bilecek mi? Suriye'ye vurmazsa ne olur? AKP'yi deliğe süpürürler. AKP, Suriye bağlamında direnir ve ABD'ye hayır derse kendisini alkışlarız." Netice, Türkiye'nin devreye girmediği bir durumda Batının Ortadoğu da ki dengeleri tam manasıyla etkilemesine imkân yoktur. Ey Türk halkı bu dizinin bütün milletin hayrına olmasını istiyorsan bu diziyi durdurun. Yoksa bu Yahudi senarist seni de katledecektir.
Size bazı dizileri anlatayım. Irak Konusu Global Küresel Güçler, AKP ile anlaşıyorlar. Biz seni zengin edeceğiz, seni güçlü yapacağız ama sende bizim Ortadoğu'daki menfaatlerimizde yardımcı olacaksın. Filmin sonunu bilen bazı kişiler "yanlış yapıyorsun, fakirlik ayıp değil, fakir kal, dürüstlükten ayrılma" deseler de AKP dinlemiyor ve Irak'a ABD'nin girmesine destek oluyor. Acı bir tablo milyonlarca insan öldürülüyor, kadınlar tecavüze uğruyor, çocuklar yetim, öksüz kalıyor. Libya konusunda önce AKP karşı çıkıyor fakat senarist haklı gerekçeler ortaya koyuyor. Libya işgal ediliyor. Küresel Global Güçler, Libya petrollerine konuyor. AKP avucunu yalıyor.
Cabası isyancıları Antalya'daki turistik otellerde besliyor. Dizinin sonuna doğru geliyoruz. Bu sefer ki konu Suriye... Konusu: AKP önce Suriye ile yağlı ballı oluyor, arkasından iki ülke vizeleri kaldırıyor. Türkiye halkı da, Suriye halkı da memnun ama birden işler değişiyor. Suriye devleti halkına zulüm yapıyor. Çünkü senarist böyle istediği için. AKP de konumu itibari kabadayı bir adam zulme hiç mi hiç gelmiyor. Şu anda seyirci farklı farklı düşünüyor. Keşke şöyle olsun, keşke böyle olsun diyen var. Tabi şu da bir gerçek: Başrol oyuncusu delikanlı ciddi şekilde hasta. Doktorlarının iki yıl ömür biçtiği söyleniyor. Bunlar ihtimal en iyisini Allah (c.c) bilir diyenler de var. Bir arkadaşımız şunları kaydediyor: "Bu dizi uzar. Suriye ile birlikte Arap Baharı biter. Kürt Baharı başlar. Türkiye'nin bu işte ulvi çıkarı nedir ki? Kendine dindaşlarına Haçlı orduları ile beraber savaş açacak" diyor. Türkiye dertsiz başına niye dert alıyor. Yoksa CİA devletimizi yönetenleri böyle davranmaları için elindeki dosyalarla rehin mi almıştır? Çünkü CIA başkanları Türkiye'yi ikinci çalışma ofisi haline getirdiler." Bir başkasının ifadeleri ise şöyle: "Irak'ta yaptıklarını, Suriye'ye yapmak istiyorlar. Saddam'ı bahane ettikleri gibi Esad'ı bahane ediyorlar. Irak'ta Afganistan da yaptıkları gibi, Suriye de milyonlarca Müslüman'ın canını almak, namusuna tecavüz etmek, vatanlarını işgal etmek istiyorlar. İçeriye soktukları ajanlarıyla kardeşi kardeşe kırdırıyorlar. Türkiye Hıristiyan Batı ile birleşip Şiilerin, yani İslam dünyasının üzerine nasıl gidebilir? Nasıl onlarla aynı safta yer alabilir? ABD, kendine adına Suriye'ye müdahale edecek, Rusya'ya karşı da bütün riskleri üzerine alacak, Rusya'nın hedefi olacak bir piyon arıyor."
Bir başkası ise şöyle yorumluyor konuyu: "AKP, Suriye bağlamında tam bir çıkmazdadır. ABD ile bir olup Suriye'ye taarruz etse sadece tarihe 'Haçlı ile bir olup, Müslüman katleden bir işbirlikçi' diye geçmeyecek, aynı zaman da Rusya ile İran'a dolaylı olarak cephe açmış olacak ki bunun getireceği, bırakın siyasi faturayı ekonomik çöküntüyü göğüsleye bilecek mi? Suriye'ye vurmazsa ne olur? AKP'yi deliğe süpürürler. AKP, Suriye bağlamında direnir ve ABD'ye hayır derse kendisini alkışlarız." Netice, Türkiye'nin devreye girmediği bir durumda Batının Ortadoğu da ki dengeleri tam manasıyla etkilemesine imkân yoktur. Ey Türk halkı bu dizinin bütün milletin hayrına olmasını istiyorsan bu diziyi durdurun. Yoksa bu Yahudi senarist seni de katledecektir.
Vahit Belge / diğer yazıları
- Türk Telekom'a neden ulaşılamıyor? / 01.04.2023
- Kaidesizlik / 31.05.2012
- Tek çözüm erken seçim ve Prof. Dr. Haydar Baş / 24.03.2012
- Türk - Amerikan ortak filmi / 20.03.2012
- İki eser ve sanatçılar / 13.03.2012
- Vatandaş kızıyor ama gülmesi yakın / 10.03.2012
- Hizaya gel / 07.03.2012
- Bulanık hava / 19.02.2012
- Misyoner ajanlar, ajan misyonerler / 14.02.2012
- Hikaye / 11.02.2012
- Kaidesizlik / 31.05.2012
- Tek çözüm erken seçim ve Prof. Dr. Haydar Baş / 24.03.2012
- Türk - Amerikan ortak filmi / 20.03.2012
- İki eser ve sanatçılar / 13.03.2012
- Vatandaş kızıyor ama gülmesi yakın / 10.03.2012
- Hizaya gel / 07.03.2012
- Bulanık hava / 19.02.2012
- Misyoner ajanlar, ajan misyonerler / 14.02.2012
- Hikaye / 11.02.2012