AKP hükümetini Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana gelen hükümetlerle kıyaslarsak, ölçü tanımayan tek hükümettir.
Bu sözümün içini dolduracağım. Siz de göreceksiniz ki evet bu hükümet kaide tanımıyor ve ölçü kural bilmiyor.
Hemen bir soru aklımıza gelebilir. Bu hükümet bu cesareti nereden alıyor?
Tabi ben demeden okurum kendi cevap veriyor. ABD'den!
İyi ama neden ABD, AKP hükümetine bu cesareti, desteği veriyor?
Çünkü ABD, bugüne kadar Türkiye'de hep devletle-milleti, askerle-sivili karşı karşıya getirdi. İçerideki işbirlikçileri vasıtasıyla halkı devlete karşı kışkırttı.
Açıklamamı mı istiyorsunuz?
Geçmişteki bu hükümetin içinde ki birçok milletvekili, parti kurmayları "Dinsiz Devlet Yıkılacak Elbet" sloganları attılar. Devlet'i dinsiz ilan ettiler. Tabii halk da bunları samimi zannetti. Söylenenleri doğru kabul etti. Bu sefer de ABD, askerlerle-sivili karşı karşıya getirdi. 28 Şubat bunun en canlı örneği.
O günleri çok iyi hatırlıyorum. Batı Çalışma Grubu altında bu milletin inancına, örfüne, ananesine ve birçok değerlerine saldırıldı. Öyle bir oyuna gelindi ki, Allah (c.c) ömrünü uzun etsin değerli ilim ve gönül adamı Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız 28 Şubat sürecinde askerin bu oyuna düştüğünü işaret etmiştir.
İşte içeride devlet- millet, asker-sivili karşı karşıya getiren ABD ve yerli işbirlikçileri bu fırsatı çok iyi değerlendirerek AKP'yi iktidara taşıdı. Devlete ve askere, düşman olan bir kitleyi de arkasına alarak hem devleti, hem askeri dövmeye başladılar. Halk da bunu İslam adına yapılıyor zannederek AKP'yi dolayısıyla ABD'yi desteklediler.
AKP, 2002 yılından bu yana işlediği KAİDESİZLİKLER:
Dini konuda:
1- Dinler arası diyalog, medeniyetler ittifakı yalanı…
2- İslam'dan gayrı "hak dinlerden" bahsedilmekte ve bunlar çocuklarımıza öğretilmektedir.
3- Teslis ve Tevhid birbirine karıştırılmaktadır.
4- Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) devre dışı bırakılmakta.
5- Kelime-i Tevhit'ten "Muhammeddur Resullah" çıkarılmakta.
6- Tek bir gayrimüslimin olmadığı yörelerdeki harabe kilise ve manastırlar imar edilmektedir. İmar yasasında 2005 yılında değişiklik yapılarak 40 binin üzerinde kilise evi bu hükümet döneminde açılmıştır.
7- Domuz ve at etinin kasaplık hayvan eti olarak satılmasına imkân tanınmıştır.
8- Hutbelerde "Allah katında tek din İslam'dır ( Al-i İmran 19 ) ayeti kerimesinin okunması kaldırılmıştır.
9- Avrupa Birliği uyum yasalarıyla kotaların konması.
10- 5 Haziran 2003 tarihinde maden yasası değiştirilip madenlerin yabancılara peşkeş çekilmesi.
11- 3 Temmuz 2003'de Köy Kanununda ki değişiklik ile tarım topraklarının yabancıya satılması. 17 Temmuz 2003 tarihinde çıkan kanunla gayrimenkullerin yabancılara satılması.
12- ABD tarafında başlatılan Büyük Ortadoğu Projesi'ne (BOP) tam destek verilmesi.
13- 2003 yılında ABD ile yapılan Irak savaşı sırasında 9 maddelik gizli anlaşma ile ordumuzun küçültülmesi, ağır silah ve uçak sayısının kısıtlanması.
14- Dış politikanın ABD'ye, iç politikamızın AB'ye, ekonomimizin IMF'ye, istihbarat ve güvenliğimizin İsrail'e teslim edilmesi.
15- Kuzey Irak sınırında kırmızı çizginin kaldırılması ve Kuzey Irak'ta bölgesel devletin (Kürt Devleti'nin kurulmasını).
16- Birçok generalin ve subayın cezaevinde yatması.
17- Malatya Kürecik'te NATO adı altında ABD radar sisteminin kurulması.
18- KİT'lerin özelleştirme adı altında yabancılaştırılması.
19- Özel Yetkili Mahkemeler kurularak yargının taraf olması sağlanılıyor.
20- Milli Bayramların tasfiyesi...
Bütün bu olaylar akla asker nerede sorusunu getiriyor.
Ben bu soruya şöyle cevap vereceğim: "Ekonomisi iflas eden bir hükümet var birisi dokunsa bütün ekonomi alt-üst olur. O yüzden kimse bu yükün altına girmek istemiyor olsa gerek.
Ama şu da bir gerçek, Ortadoğu'nun ateşten bir gömlek olduğu sırada AKP hükümetine devleti de milleti de bildiğin gibi yap demek, dönülmesi imkânsız bir yola koyabilir.
Yapılması gereken bir an önce Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in Milli Ekonomi Modeli uygulamaya konularak hem devleti, hem milleti yabancının (ecnebinin) baskısından kurtararak daha fazla ağızlarının salyasının akmasını durdurmak gerekir.
Bu sözümün içini dolduracağım. Siz de göreceksiniz ki evet bu hükümet kaide tanımıyor ve ölçü kural bilmiyor.
Hemen bir soru aklımıza gelebilir. Bu hükümet bu cesareti nereden alıyor?
Tabi ben demeden okurum kendi cevap veriyor. ABD'den!
İyi ama neden ABD, AKP hükümetine bu cesareti, desteği veriyor?
Çünkü ABD, bugüne kadar Türkiye'de hep devletle-milleti, askerle-sivili karşı karşıya getirdi. İçerideki işbirlikçileri vasıtasıyla halkı devlete karşı kışkırttı.
Açıklamamı mı istiyorsunuz?
Geçmişteki bu hükümetin içinde ki birçok milletvekili, parti kurmayları "Dinsiz Devlet Yıkılacak Elbet" sloganları attılar. Devlet'i dinsiz ilan ettiler. Tabii halk da bunları samimi zannetti. Söylenenleri doğru kabul etti. Bu sefer de ABD, askerlerle-sivili karşı karşıya getirdi. 28 Şubat bunun en canlı örneği.
O günleri çok iyi hatırlıyorum. Batı Çalışma Grubu altında bu milletin inancına, örfüne, ananesine ve birçok değerlerine saldırıldı. Öyle bir oyuna gelindi ki, Allah (c.c) ömrünü uzun etsin değerli ilim ve gönül adamı Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız 28 Şubat sürecinde askerin bu oyuna düştüğünü işaret etmiştir.
İşte içeride devlet- millet, asker-sivili karşı karşıya getiren ABD ve yerli işbirlikçileri bu fırsatı çok iyi değerlendirerek AKP'yi iktidara taşıdı. Devlete ve askere, düşman olan bir kitleyi de arkasına alarak hem devleti, hem askeri dövmeye başladılar. Halk da bunu İslam adına yapılıyor zannederek AKP'yi dolayısıyla ABD'yi desteklediler.
AKP, 2002 yılından bu yana işlediği KAİDESİZLİKLER:
Dini konuda:
1- Dinler arası diyalog, medeniyetler ittifakı yalanı…
2- İslam'dan gayrı "hak dinlerden" bahsedilmekte ve bunlar çocuklarımıza öğretilmektedir.
3- Teslis ve Tevhid birbirine karıştırılmaktadır.
4- Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) devre dışı bırakılmakta.
5- Kelime-i Tevhit'ten "Muhammeddur Resullah" çıkarılmakta.
6- Tek bir gayrimüslimin olmadığı yörelerdeki harabe kilise ve manastırlar imar edilmektedir. İmar yasasında 2005 yılında değişiklik yapılarak 40 binin üzerinde kilise evi bu hükümet döneminde açılmıştır.
7- Domuz ve at etinin kasaplık hayvan eti olarak satılmasına imkân tanınmıştır.
8- Hutbelerde "Allah katında tek din İslam'dır ( Al-i İmran 19 ) ayeti kerimesinin okunması kaldırılmıştır.
9- Avrupa Birliği uyum yasalarıyla kotaların konması.
10- 5 Haziran 2003 tarihinde maden yasası değiştirilip madenlerin yabancılara peşkeş çekilmesi.
11- 3 Temmuz 2003'de Köy Kanununda ki değişiklik ile tarım topraklarının yabancıya satılması. 17 Temmuz 2003 tarihinde çıkan kanunla gayrimenkullerin yabancılara satılması.
12- ABD tarafında başlatılan Büyük Ortadoğu Projesi'ne (BOP) tam destek verilmesi.
13- 2003 yılında ABD ile yapılan Irak savaşı sırasında 9 maddelik gizli anlaşma ile ordumuzun küçültülmesi, ağır silah ve uçak sayısının kısıtlanması.
14- Dış politikanın ABD'ye, iç politikamızın AB'ye, ekonomimizin IMF'ye, istihbarat ve güvenliğimizin İsrail'e teslim edilmesi.
15- Kuzey Irak sınırında kırmızı çizginin kaldırılması ve Kuzey Irak'ta bölgesel devletin (Kürt Devleti'nin kurulmasını).
16- Birçok generalin ve subayın cezaevinde yatması.
17- Malatya Kürecik'te NATO adı altında ABD radar sisteminin kurulması.
18- KİT'lerin özelleştirme adı altında yabancılaştırılması.
19- Özel Yetkili Mahkemeler kurularak yargının taraf olması sağlanılıyor.
20- Milli Bayramların tasfiyesi...
Bütün bu olaylar akla asker nerede sorusunu getiriyor.
Ben bu soruya şöyle cevap vereceğim: "Ekonomisi iflas eden bir hükümet var birisi dokunsa bütün ekonomi alt-üst olur. O yüzden kimse bu yükün altına girmek istemiyor olsa gerek.
Ama şu da bir gerçek, Ortadoğu'nun ateşten bir gömlek olduğu sırada AKP hükümetine devleti de milleti de bildiğin gibi yap demek, dönülmesi imkânsız bir yola koyabilir.
Yapılması gereken bir an önce Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in Milli Ekonomi Modeli uygulamaya konularak hem devleti, hem milleti yabancının (ecnebinin) baskısından kurtararak daha fazla ağızlarının salyasının akmasını durdurmak gerekir.
Vahit Belge / diğer yazıları
- Türk Telekom'a neden ulaşılamıyor? / 01.04.2023
- Kaidesizlik / 31.05.2012
- Tek çözüm erken seçim ve Prof. Dr. Haydar Baş / 24.03.2012
- Türk - Amerikan ortak filmi / 20.03.2012
- İki eser ve sanatçılar / 13.03.2012
- Vatandaş kızıyor ama gülmesi yakın / 10.03.2012
- Hizaya gel / 07.03.2012
- Bulanık hava / 19.02.2012
- Misyoner ajanlar, ajan misyonerler / 14.02.2012
- Hikaye / 11.02.2012
- Kaidesizlik / 31.05.2012
- Tek çözüm erken seçim ve Prof. Dr. Haydar Baş / 24.03.2012
- Türk - Amerikan ortak filmi / 20.03.2012
- İki eser ve sanatçılar / 13.03.2012
- Vatandaş kızıyor ama gülmesi yakın / 10.03.2012
- Hizaya gel / 07.03.2012
- Bulanık hava / 19.02.2012
- Misyoner ajanlar, ajan misyonerler / 14.02.2012
- Hikaye / 11.02.2012