Son yılların en kısa süreli MGK’sı önceki gün yapıldı.
Türkiye’ye yönelen tehditler bu kadar şiddetlenmişken, yeni yeni tehditler eskilerine eklenmişken devleti yönetenler konuşacak bir konu bulamamışlar anlaşılan.
Tehditler arttıkça MGK’nın kısalmasını acaba nasıl değerlendirmeliyiz?
Bu tehditlerin hepsine Türkiye’nin çözümü ve tedbiri var diye mi düşünmeliyiz?
Yoksa tehditler karşısında Türkiye’nin çözüm üretemeyip, pes ettiği şeklinde mi?
Belki de Cumhurbaşkanı Gül’ün rahatsızlığından dolayı MGK kısa kesildi.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın sağ-lığına kavuşması hepimizin dileği, ama Türkiye’ye yönelen tehditler hastalık dinlemiyor. Her geçen gün bu tehditler güçleniyor. Böyle bir durumda Türkiye’nin tedbir almadan geçirdiği her dakika büyük bir kayıptır.
Cumhurbaşkanı hasta olabilir, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı hasta olabilir. Böyle bir durumda bile devlet, alması gerektiği kararları hiçbir zaman kaybına sebebiyet vermeksizin almalıdır.
Büyük devlet olmanın en önemli işaretlerinden biri budur.
Ama Türkiye bugün bunu yapamıyor.
Peki bu kısa MGK’da ne konuşuldu?
• Suriye’de yaşanan olayların yarattığı otorite boşluğunun “terörist unsurlar tarafından” istismar edilebileceği vurgulandı.
• Suriye’deki krizden kaynaklanan ulusal güvenliğimize yönelik tüm tehdit ve risklerin giderilmesine yönelik güçlü irade teyit edildi.
• Türkiye’de sayıları 80 bine yaklaşan Suriyelilerin ihtiyaçlarının karşılanması ve önümüzdeki dönemde alınabilecek tedbirlerin üzerinde duruldu.
• Suriye halkının meşru talepleri doğrultusunda demokratik dönüşüm sürecinin ivedilikle tamamlanmasının taşıdığı önem vurgulandı. Bu doğrultuda çabalar uluslararası toplumla eş güdüm halinde sürdürülecektir.
• Bölücü terör konusu gündeme geldi. Terörle mücadelenin hukuk içerisinde, halkın can ve mal güvenliği korunarak hassasiyetle ve kararlılıkla sürdürüleceği vurgulandı.
Kısa sürmesi açısından tarihe geçen Milli Güvenlik Kurulu’nda Suriye ve terör konuşuldu.
Malumunuz MGK Türkiye’ye yönelen tehditleri gündemine alır.
Şimdiki tehditler demek ki Suriye ve artan şiddetiyle terör…
Eğer Türkiye, Suriye’yi karıştıran Arap Baharı sürecine gönüllü taşeron olmayı kabul etmeseydi. Bugün MGK’nın gündemine giren Suriye problemi olmayacaktı.
Bu durum AKP’nin dış politikada Türkiye’nin başını belaya soktuğunun ispatı değil midir?
Muallim’in sözleri
Velid Muaalim, Suriye Dışişleri Bakanı.
İngiliz gazeteci Robert Fisk’e röportaj verdi.
Muallim, Suriye’deki isyancıların arkasındaki ABD’nin olduğunu, Türkiye ve diğer ülkelerin ABD’ye alet olduğunu söyledi.
Muallim yerden göğe kadar haklı.
BOP kimin projesi?
ABD’nin.
Arap Baharı kimin projesi?
ABD’nin.
Türkiye BOP ve Arap Baharı için çalışmıyor mu?
Evet, Türkiye bu şer projeleri hedefine ulaşın diye var gücüyle çalışıyor.
Bu soruların cevabı ‘evet’ olduğuna göre Muallim’e haksız demek mümkün değil.
Başka söze gerek var mı?
Türkiye’ye yönelen tehditler bu kadar şiddetlenmişken, yeni yeni tehditler eskilerine eklenmişken devleti yönetenler konuşacak bir konu bulamamışlar anlaşılan.
Tehditler arttıkça MGK’nın kısalmasını acaba nasıl değerlendirmeliyiz?
Bu tehditlerin hepsine Türkiye’nin çözümü ve tedbiri var diye mi düşünmeliyiz?
Yoksa tehditler karşısında Türkiye’nin çözüm üretemeyip, pes ettiği şeklinde mi?
Belki de Cumhurbaşkanı Gül’ün rahatsızlığından dolayı MGK kısa kesildi.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın sağ-lığına kavuşması hepimizin dileği, ama Türkiye’ye yönelen tehditler hastalık dinlemiyor. Her geçen gün bu tehditler güçleniyor. Böyle bir durumda Türkiye’nin tedbir almadan geçirdiği her dakika büyük bir kayıptır.
Cumhurbaşkanı hasta olabilir, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı hasta olabilir. Böyle bir durumda bile devlet, alması gerektiği kararları hiçbir zaman kaybına sebebiyet vermeksizin almalıdır.
Büyük devlet olmanın en önemli işaretlerinden biri budur.
Ama Türkiye bugün bunu yapamıyor.
Peki bu kısa MGK’da ne konuşuldu?
• Suriye’de yaşanan olayların yarattığı otorite boşluğunun “terörist unsurlar tarafından” istismar edilebileceği vurgulandı.
• Suriye’deki krizden kaynaklanan ulusal güvenliğimize yönelik tüm tehdit ve risklerin giderilmesine yönelik güçlü irade teyit edildi.
• Türkiye’de sayıları 80 bine yaklaşan Suriyelilerin ihtiyaçlarının karşılanması ve önümüzdeki dönemde alınabilecek tedbirlerin üzerinde duruldu.
• Suriye halkının meşru talepleri doğrultusunda demokratik dönüşüm sürecinin ivedilikle tamamlanmasının taşıdığı önem vurgulandı. Bu doğrultuda çabalar uluslararası toplumla eş güdüm halinde sürdürülecektir.
• Bölücü terör konusu gündeme geldi. Terörle mücadelenin hukuk içerisinde, halkın can ve mal güvenliği korunarak hassasiyetle ve kararlılıkla sürdürüleceği vurgulandı.
Kısa sürmesi açısından tarihe geçen Milli Güvenlik Kurulu’nda Suriye ve terör konuşuldu.
Malumunuz MGK Türkiye’ye yönelen tehditleri gündemine alır.
Şimdiki tehditler demek ki Suriye ve artan şiddetiyle terör…
Eğer Türkiye, Suriye’yi karıştıran Arap Baharı sürecine gönüllü taşeron olmayı kabul etmeseydi. Bugün MGK’nın gündemine giren Suriye problemi olmayacaktı.
Bu durum AKP’nin dış politikada Türkiye’nin başını belaya soktuğunun ispatı değil midir?
Muallim’in sözleri
Velid Muaalim, Suriye Dışişleri Bakanı.
İngiliz gazeteci Robert Fisk’e röportaj verdi.
Muallim, Suriye’deki isyancıların arkasındaki ABD’nin olduğunu, Türkiye ve diğer ülkelerin ABD’ye alet olduğunu söyledi.
Muallim yerden göğe kadar haklı.
BOP kimin projesi?
ABD’nin.
Arap Baharı kimin projesi?
ABD’nin.
Türkiye BOP ve Arap Baharı için çalışmıyor mu?
Evet, Türkiye bu şer projeleri hedefine ulaşın diye var gücüyle çalışıyor.
Bu soruların cevabı ‘evet’ olduğuna göre Muallim’e haksız demek mümkün değil.
Başka söze gerek var mı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024