IMF politikalarıyla ekonomimizi şekillendirmeye(!) çalışan siyasilerimiz, özellikle de AKP hükümeti, ekonomiyi çözümleme konusunda herhangi bir projelerinin olmadığını kabul etmiş durumda.
3 Kasım seçimlerinde 3 yıl sıkıntı, 3 yıl sonra ise rahatlık vadeden Sayın Tayyip Erdoğan, IMF ile stand-by anlaşması yaparak, bugüne kadar yaptıkları yapacaklarının teminatıdır ölçüsünden hareketle, 3 yıl daha milletimizi sıkıntıya ve yokluğa mahkum etti.
Vermiş olduğu vaadin ise, sadece seçim yatırımı olduğu ispatlanmış oldu.
AKP'nin, ekonomimizin bel kemiğini teşkil eden tarım konusunda ortaya koyduğu IMF dayatmalı yanlış politikalar, bu sektörün tamamen batmasına sebep oldu. En temel gıdalar da bile ithalat yapar duruma geldik.
Zaten, AKP Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü tarımsal destekleri hükümet olarak gönülden desteklemediklerini kamuoyuna itiraf etmişti.
Yapılan yanlışlar nelerdir? Şu ana kadar neler yapıldı? Ve problemlere çözüm var mı?
Tarım konusunda tek çözüm sahibi kişi olan Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in Milli Ekonomi Modeli ile bu soruları cevaplandıralım.
IMF ve AB eksenli AKP hükümeti, en temel tarım ürünlerine tahditler getirerek, tarım konusunda bizi, her geçen gün daha da fazla dışarıya bağımlı duruma getirdi.
Milli Ekonomi Modeli'nde ise tarım ürünlerine uygulanan tahditler kalkacak, arazilerin durumuna, iç ve dış piyasadaki oluşan talebe göre ülkemizin bütün tarım arazileri maksimum ve verimli bir şekilde değerlendirilecek.
AKP hükümeti, Tarım ve Köyişleri Bakanı'nın ifadesiyle mevcut olan 25 milyon civarındaki çiftçimizin sayısını, belli bir dönem zarfında 15 milyona kadar düşürecek. Böylece rakamlarda görülmeyen işsizler ordusuna ülkenin yedide biri daha ilave olacak.
Şunu belirtmekte fayda var, açıklanan yüzde 12.5'luk işsizlik rakamının içinde işsiz olup ta iş müracaatında bulunmayanlar yok. Şu anki işsizliğin reel oranı yüzde 40'ların üstündedir. Bu rakamda, tarımla alakalı işsizler ciddi yekun tutmaktadır.
Milli Ekonomi Modeli'nde ise toprağı olmayan, o toprağı verimli işletebilecek herkese toprak verilecek, bütün çiftçiler sigorta ve emeklilik kapsamına alınacak, hatta sel, don, yangın gibi felaketlere karşı ürünleri de sigortalanacak.
AKP hükümeti, mısır, buğday gibi birçok temel gıda maddesini maliyetinin altında satılmasına sebep olarak, ucuz ithal ürünlerin girişini kolaylaştırarak tarım köylüsüne ciddi bir darbe vurmuştur.
Milli Ekonomi Modelinde, bu temel gıda ürünlerinde ve diğerlerinde devlet çiftçiye pazar garantisi verecek, hatta dünya fiyatlarının 2 katı ve daha fazla fiyatla alarak, yani sübvanse ederek destekleyecek. Böylece tarım ayağa kalkacak.
AKP hükümeti, yerli tohum ve gübre konusunda yeterli destek sağlamadığından, çiftçimiz pahalı bir şekilde, ithal olanlarını kullanmaktadır.
Milli Ekonomi Modeli'nde ise, devlet yerli tohum ve gübre konusunda yeterli alt yapı oluşturularak, çiftçinin daha ucuz maliyetlerle çalışması temin edilecek.
AKP Hükümeti, çiftçilere faizli krediler vermektedir. Maliyetinin altında ürününü satan çiftçi, doğal olarak bu kredileri ödemekte zorlanmaktadır. Bu faizli borç sarmalı yüzünden çiftçilerimiz inim inim inlemektedir. Birçoğu da hacizlik olmuştur.
Milli Ekonomi Modeli'nde, öncelikle bu borçların faizleri iptal edilecek, ana borç ise uzun vadelere yayılarak çiftçinin önü açılacak. Çiftçi daha tohumunu ekmeden peşin yüzde 50 avans alarak üretime başlayacak ve rahat bir nefes alacak.
AKP hükümeti, akaryakıta sürekli zam yaparak ve çiftçileri desteklemeyerek tarımda olması gereken modernizasyonun ve makinalaşmanın önüne geçmiştir. Bu da zaman kayıplarını ve fireleri arttırmıştır.
Milli Ekonomi Modeli'nde, modernizasyona ve makinalaşmaya önem verilecek, daha ucuz akaryakıt imkanı sağlayacak. Daha verimli bir tarım için kooperatifler kurulacak ve bunları araçlarla donatarak çiftçilere destek olmasını sağlayacak.
Kısaca devlet tıkandığı her noktada çiftçinin yanında olacak.
Mustafa Kemal Atatürk'ün ifade ettiği gibi köylü, "milletin efendisi" olacak.
Artık kendi milli modellerimiz dışında başka modelleri denemeye ne zamanımız, ne de milletimizin takati kaldı.
Dost olarak görüp yıllarca peşinden koştuğumuz AB'nin ve IMF'nin yaptıkları ortada.
Ya onlara tabi olarak bütün benliğimizi, değerlerimizi, vatanımızı, bayrağımızı, nesillerimizi tamamen kaybedeceğiz, köle olacağız, ya da problemlerimizi çözecek milli modellere fırsat verip, atalarımızın yaşadığı gibi başımız dik ve onurlu bir hayat yaşayacağız. Karar sizin.
3 Kasım seçimlerinde 3 yıl sıkıntı, 3 yıl sonra ise rahatlık vadeden Sayın Tayyip Erdoğan, IMF ile stand-by anlaşması yaparak, bugüne kadar yaptıkları yapacaklarının teminatıdır ölçüsünden hareketle, 3 yıl daha milletimizi sıkıntıya ve yokluğa mahkum etti.
Vermiş olduğu vaadin ise, sadece seçim yatırımı olduğu ispatlanmış oldu.
AKP'nin, ekonomimizin bel kemiğini teşkil eden tarım konusunda ortaya koyduğu IMF dayatmalı yanlış politikalar, bu sektörün tamamen batmasına sebep oldu. En temel gıdalar da bile ithalat yapar duruma geldik.
Zaten, AKP Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü tarımsal destekleri hükümet olarak gönülden desteklemediklerini kamuoyuna itiraf etmişti.
Yapılan yanlışlar nelerdir? Şu ana kadar neler yapıldı? Ve problemlere çözüm var mı?
Tarım konusunda tek çözüm sahibi kişi olan Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in Milli Ekonomi Modeli ile bu soruları cevaplandıralım.
IMF ve AB eksenli AKP hükümeti, en temel tarım ürünlerine tahditler getirerek, tarım konusunda bizi, her geçen gün daha da fazla dışarıya bağımlı duruma getirdi.
Milli Ekonomi Modeli'nde ise tarım ürünlerine uygulanan tahditler kalkacak, arazilerin durumuna, iç ve dış piyasadaki oluşan talebe göre ülkemizin bütün tarım arazileri maksimum ve verimli bir şekilde değerlendirilecek.
AKP hükümeti, Tarım ve Köyişleri Bakanı'nın ifadesiyle mevcut olan 25 milyon civarındaki çiftçimizin sayısını, belli bir dönem zarfında 15 milyona kadar düşürecek. Böylece rakamlarda görülmeyen işsizler ordusuna ülkenin yedide biri daha ilave olacak.
Şunu belirtmekte fayda var, açıklanan yüzde 12.5'luk işsizlik rakamının içinde işsiz olup ta iş müracaatında bulunmayanlar yok. Şu anki işsizliğin reel oranı yüzde 40'ların üstündedir. Bu rakamda, tarımla alakalı işsizler ciddi yekun tutmaktadır.
Milli Ekonomi Modeli'nde ise toprağı olmayan, o toprağı verimli işletebilecek herkese toprak verilecek, bütün çiftçiler sigorta ve emeklilik kapsamına alınacak, hatta sel, don, yangın gibi felaketlere karşı ürünleri de sigortalanacak.
AKP hükümeti, mısır, buğday gibi birçok temel gıda maddesini maliyetinin altında satılmasına sebep olarak, ucuz ithal ürünlerin girişini kolaylaştırarak tarım köylüsüne ciddi bir darbe vurmuştur.
Milli Ekonomi Modelinde, bu temel gıda ürünlerinde ve diğerlerinde devlet çiftçiye pazar garantisi verecek, hatta dünya fiyatlarının 2 katı ve daha fazla fiyatla alarak, yani sübvanse ederek destekleyecek. Böylece tarım ayağa kalkacak.
AKP hükümeti, yerli tohum ve gübre konusunda yeterli destek sağlamadığından, çiftçimiz pahalı bir şekilde, ithal olanlarını kullanmaktadır.
Milli Ekonomi Modeli'nde ise, devlet yerli tohum ve gübre konusunda yeterli alt yapı oluşturularak, çiftçinin daha ucuz maliyetlerle çalışması temin edilecek.
AKP Hükümeti, çiftçilere faizli krediler vermektedir. Maliyetinin altında ürününü satan çiftçi, doğal olarak bu kredileri ödemekte zorlanmaktadır. Bu faizli borç sarmalı yüzünden çiftçilerimiz inim inim inlemektedir. Birçoğu da hacizlik olmuştur.
Milli Ekonomi Modeli'nde, öncelikle bu borçların faizleri iptal edilecek, ana borç ise uzun vadelere yayılarak çiftçinin önü açılacak. Çiftçi daha tohumunu ekmeden peşin yüzde 50 avans alarak üretime başlayacak ve rahat bir nefes alacak.
AKP hükümeti, akaryakıta sürekli zam yaparak ve çiftçileri desteklemeyerek tarımda olması gereken modernizasyonun ve makinalaşmanın önüne geçmiştir. Bu da zaman kayıplarını ve fireleri arttırmıştır.
Milli Ekonomi Modeli'nde, modernizasyona ve makinalaşmaya önem verilecek, daha ucuz akaryakıt imkanı sağlayacak. Daha verimli bir tarım için kooperatifler kurulacak ve bunları araçlarla donatarak çiftçilere destek olmasını sağlayacak.
Kısaca devlet tıkandığı her noktada çiftçinin yanında olacak.
Mustafa Kemal Atatürk'ün ifade ettiği gibi köylü, "milletin efendisi" olacak.
Artık kendi milli modellerimiz dışında başka modelleri denemeye ne zamanımız, ne de milletimizin takati kaldı.
Dost olarak görüp yıllarca peşinden koştuğumuz AB'nin ve IMF'nin yaptıkları ortada.
Ya onlara tabi olarak bütün benliğimizi, değerlerimizi, vatanımızı, bayrağımızı, nesillerimizi tamamen kaybedeceğiz, köle olacağız, ya da problemlerimizi çözecek milli modellere fırsat verip, atalarımızın yaşadığı gibi başımız dik ve onurlu bir hayat yaşayacağız. Karar sizin.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Birlik ve beraberliğin merkezi: Ehl-i Beyt / 23.11.2024
- ‘Bugün ithal ettiğin et, yarını yok eder’ / 22.11.2024
- ABD’nin ‘balistik füze’ kararı ne anlama geliyor? / 20.11.2024
- Sıkıştıkça laikliğe saldırıyorlar! / 19.11.2024
- Daron Acemoğlu’nun zamanlaması manidar! / 16.11.2024
- Kötü ekonomi, ölümcül sonuçlar doğuruyor / 15.11.2024
- İşsiz, çalışan ve emekli, hepsi mağdur / 13.11.2024
- Beklenen enflasyona göre belirlemek büyük adaletsizlik! / 12.11.2024
- Atatürk, son anlarında çokça 'Allah' demiştir / 09.11.2024
- Trump’ın dönüşü, dünyayı ve Türkiye’yi nasıl etkiler? / 08.11.2024
- ‘Bugün ithal ettiğin et, yarını yok eder’ / 22.11.2024
- ABD’nin ‘balistik füze’ kararı ne anlama geliyor? / 20.11.2024
- Sıkıştıkça laikliğe saldırıyorlar! / 19.11.2024
- Daron Acemoğlu’nun zamanlaması manidar! / 16.11.2024
- Kötü ekonomi, ölümcül sonuçlar doğuruyor / 15.11.2024
- İşsiz, çalışan ve emekli, hepsi mağdur / 13.11.2024
- Beklenen enflasyona göre belirlemek büyük adaletsizlik! / 12.11.2024
- Atatürk, son anlarında çokça 'Allah' demiştir / 09.11.2024
- Trump’ın dönüşü, dünyayı ve Türkiye’yi nasıl etkiler? / 08.11.2024