KKTC'de seçim saati yaklaştıkça, başta AKP'liler olmak üzere Ankara'ya konuşlanmış kimi politikacılar, bürokratlar ve Batı'ya göbekten bağlı liberal demokratlar sahneledikleri "tarafsızlık tiyatrosu"nun seanslarını arttırdılar.
Halbuki, "bölgesel ve global hesabı olan" hiçbir güç ve hiçbir devlet, KKTC'deki seçime karşı tarafsız değildir.
AB, KKTC seçimlerinde taraftır. ABD, KKTC seçimlerinde taraftır. Kofi Annan'ın BM'si, seçimlerde taraftır.
Sadece taraf olsalar... Hepsi, parasal güç ve bölgesel kuryeleriyle "seçimlere müdahil"dirler.
KKTC'nin bağımsızlığına ve geleceğine karşı, Rauf Denktaş'a "karşı tam cephe" açmışlardır.
KKTC Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, ABD ve AB'nin Kıbrıs ve mücavir alanındaki petrol ve gaz rezervine göz diktiğini dünyaya ilan etti önceki gün. Bu basit bir ilan değildir.
AB ve ABD işte bu iştahla KKTC seçimlerinde taraftır, "müdahil"dir. Demokratlık-memokratlık, liberallik, tarafsızlık filan hikâye.
Türkiye'ye gelince...
AKP hükümeti de KKTC seçimlerinde, güya "tarafsızlık tiyatrosu oynaması"na rağmen, "maalesef taraf"tır.
Kimden taraf, biliyor musunuz? Sıkı durun...
Türk hükümeti maalesef, AB'den taraf, ABD'den taraf, Annan'ın BM'sinden taraf; dolayısıyla "karşı taraf"tır. KKTC'nin bağımsızlığına ve geleceğine "karşı taraf", Rauf Denktaş'a "karşı taraf".
AKP hükümeti bu tavrını bugüne kadar gizlemedi.
Eylül ayının ilk haftasında Cumhurbaşkanı Denktaş, "Rumlarla arka odada hazırlanmış Annan planı"na "alternatif bir plan" hazırladığını deklare edince, ilk karşı tepki, ilk karşı refleks Dışişleri Bakanımız Gül'den geldi; Annan planı, bizim vazgeçilmez temel planımızdır, dedi.
Bu minval üzere AKP hükümetinin daha pek çok vahim çıkışları hafızalarımızda.
AKP, KKTC seçimlerinde maalesef "tarafsız bile değil"dir; Annan'dan yan taraftır, AB'den yana taraftır, ABD'den yana taraftır. Hatta Rumlardan yana taraftır.
Türk askerini KKTC'de "işgalci" olarak "hukuki kayıt altına alan" Loizidou'nun davasının tazminatını tıpış tıpış ödemek, AKP'nin KKTC seçimlerinde kimden yana olduğunun en son, en canlı ve en somut göstergesidir.
Hiç kimse, aziz milletimizin gözünü boyamak için tarafsızlık numarası çekmesin... Dağ köylerimizin kahve köşelerine kadar, "Kıbrıs sırtımızda kamburdur, versek de kurtulsak" söylemini fısıltılayanların, tarafsızlık tiyatrosu oynamaları samimiyetsizliğin ötesinde bir haldir.
Diğer hortumcular ve pijamalı medyacılara aktarılanlar bir yana... Bütçeden sadece Uzanların hortumuna 8 katrilyon aktaranlar, yani "11 tane KKTC yardımını tek kalemde bir hortumcuya akıtan"lar, Kıbrıs'ı Rumlara ve AB'ye peşkeş çekmek için KKTC'ye yapılan yıllık 200 milyon dolarlık yardımı bahane göstermezler.
Bugün, yıllık 200 milyon dolarlık yardım yükünü bahane ederek KKTC'yi peşkeş çekenler, korkarım yarın "200 milyar dolar için Türkiye'yi peşkeş çekmek noktası"na geleceklerdir. Dolayısıyla "KKTC'de tarafsız olmak tiyatrosu, Kıbrıs'ı peşkeş çekmenin, hatta bir adım sonrasında Türkiye'yi peşkeş çekmenin örtülü ifadesi"dir, a dostlar.
O halde Türkiye'nin önümüzdeki dönemde dimdik ayakta kalması için, KKTC'nin şimdi dimdik ve sapasağlam ayakta durması lazımdır.
Bu bağlamda Türkiye, KKTC seçimlerinde tarafsız değil, bilakis AB, ABD ve BM'den daha güçlü biçimde bağımsızlıktan yana, Denktaş'tan yana "taraf olmak", hatta en az AB kadar "müdahil olmak" durumundadır.
AB ve ABD el altından, "seçimi Denktaş ekibi kazanırsa, yani sandıktan tekrar KKTC'nin bağımsızlık meşalesi çıkarsa adayı Gürcistan'a çeviririz" haberleri uçuruyorlar. Türkiye, "asıl bu kalleşliğe karşı direnci"ni göstermek için "KKTC seçimlerinde AB ve ABD'den yana değil, bilakis onlara karşı Denktaş'tan yana" durmalıdır.
Dün Balkanları, önceki gün Irak havzasını, bugün Gürcistan'ı Yugoslavyalaştırıp parçalayan odakların yavruvatan KKTC'de salmaya çalıştıkları benzer korkuyla sinersek, yarın aynı Yugoslavyalaştırma yöntemini anavatan Türkiye'nin bizzat kendi topraklarına dayatırlar.
Bugün "yavru vatan"ını koruma iman ve güçlerini yitirenlerin, yarın "anavatanları koruma" tâkatları hiç olmaz.
Halbuki, "bölgesel ve global hesabı olan" hiçbir güç ve hiçbir devlet, KKTC'deki seçime karşı tarafsız değildir.
AB, KKTC seçimlerinde taraftır. ABD, KKTC seçimlerinde taraftır. Kofi Annan'ın BM'si, seçimlerde taraftır.
Sadece taraf olsalar... Hepsi, parasal güç ve bölgesel kuryeleriyle "seçimlere müdahil"dirler.
KKTC'nin bağımsızlığına ve geleceğine karşı, Rauf Denktaş'a "karşı tam cephe" açmışlardır.
KKTC Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, ABD ve AB'nin Kıbrıs ve mücavir alanındaki petrol ve gaz rezervine göz diktiğini dünyaya ilan etti önceki gün. Bu basit bir ilan değildir.
AB ve ABD işte bu iştahla KKTC seçimlerinde taraftır, "müdahil"dir. Demokratlık-memokratlık, liberallik, tarafsızlık filan hikâye.
Türkiye'ye gelince...
AKP hükümeti de KKTC seçimlerinde, güya "tarafsızlık tiyatrosu oynaması"na rağmen, "maalesef taraf"tır.
Kimden taraf, biliyor musunuz? Sıkı durun...
Türk hükümeti maalesef, AB'den taraf, ABD'den taraf, Annan'ın BM'sinden taraf; dolayısıyla "karşı taraf"tır. KKTC'nin bağımsızlığına ve geleceğine "karşı taraf", Rauf Denktaş'a "karşı taraf".
AKP hükümeti bu tavrını bugüne kadar gizlemedi.
Eylül ayının ilk haftasında Cumhurbaşkanı Denktaş, "Rumlarla arka odada hazırlanmış Annan planı"na "alternatif bir plan" hazırladığını deklare edince, ilk karşı tepki, ilk karşı refleks Dışişleri Bakanımız Gül'den geldi; Annan planı, bizim vazgeçilmez temel planımızdır, dedi.
Bu minval üzere AKP hükümetinin daha pek çok vahim çıkışları hafızalarımızda.
AKP, KKTC seçimlerinde maalesef "tarafsız bile değil"dir; Annan'dan yan taraftır, AB'den yana taraftır, ABD'den yana taraftır. Hatta Rumlardan yana taraftır.
Türk askerini KKTC'de "işgalci" olarak "hukuki kayıt altına alan" Loizidou'nun davasının tazminatını tıpış tıpış ödemek, AKP'nin KKTC seçimlerinde kimden yana olduğunun en son, en canlı ve en somut göstergesidir.
Hiç kimse, aziz milletimizin gözünü boyamak için tarafsızlık numarası çekmesin... Dağ köylerimizin kahve köşelerine kadar, "Kıbrıs sırtımızda kamburdur, versek de kurtulsak" söylemini fısıltılayanların, tarafsızlık tiyatrosu oynamaları samimiyetsizliğin ötesinde bir haldir.
Diğer hortumcular ve pijamalı medyacılara aktarılanlar bir yana... Bütçeden sadece Uzanların hortumuna 8 katrilyon aktaranlar, yani "11 tane KKTC yardımını tek kalemde bir hortumcuya akıtan"lar, Kıbrıs'ı Rumlara ve AB'ye peşkeş çekmek için KKTC'ye yapılan yıllık 200 milyon dolarlık yardımı bahane göstermezler.
Bugün, yıllık 200 milyon dolarlık yardım yükünü bahane ederek KKTC'yi peşkeş çekenler, korkarım yarın "200 milyar dolar için Türkiye'yi peşkeş çekmek noktası"na geleceklerdir. Dolayısıyla "KKTC'de tarafsız olmak tiyatrosu, Kıbrıs'ı peşkeş çekmenin, hatta bir adım sonrasında Türkiye'yi peşkeş çekmenin örtülü ifadesi"dir, a dostlar.
O halde Türkiye'nin önümüzdeki dönemde dimdik ayakta kalması için, KKTC'nin şimdi dimdik ve sapasağlam ayakta durması lazımdır.
Bu bağlamda Türkiye, KKTC seçimlerinde tarafsız değil, bilakis AB, ABD ve BM'den daha güçlü biçimde bağımsızlıktan yana, Denktaş'tan yana "taraf olmak", hatta en az AB kadar "müdahil olmak" durumundadır.
AB ve ABD el altından, "seçimi Denktaş ekibi kazanırsa, yani sandıktan tekrar KKTC'nin bağımsızlık meşalesi çıkarsa adayı Gürcistan'a çeviririz" haberleri uçuruyorlar. Türkiye, "asıl bu kalleşliğe karşı direnci"ni göstermek için "KKTC seçimlerinde AB ve ABD'den yana değil, bilakis onlara karşı Denktaş'tan yana" durmalıdır.
Dün Balkanları, önceki gün Irak havzasını, bugün Gürcistan'ı Yugoslavyalaştırıp parçalayan odakların yavruvatan KKTC'de salmaya çalıştıkları benzer korkuyla sinersek, yarın aynı Yugoslavyalaştırma yöntemini anavatan Türkiye'nin bizzat kendi topraklarına dayatırlar.
Bugün "yavru vatan"ını koruma iman ve güçlerini yitirenlerin, yarın "anavatanları koruma" tâkatları hiç olmaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019