Türkiye için genel seçim tarihinin çok yaklaşmasıyla birlikte, meclisteki siyasi kimliklerin vatandaşlara yönelik vaatlerinin de arttığını görmekteyiz. Görev süresi çok yakında bitecek olan siyasiler; milletin kanayan yarasına, en basit ifadeyle parasızlığına son verme amacıyla adımlar atarak görev sürelerini uzatmaya çalışmaktadır.Şu an için iktidarda olan partinin ekonomik anlamda yaptığı yeniliklerden biri eğitim alanında olmuştur. Artık sene içerisinde bile değişime gidilebilen eğitim sisteminde, alınan son karara göre; lise öğrencileri, öğrenim görmekte olduğu okullarını bırakıp özel okula dönüştürülen dersanelere kayıt olmaya mecbur bırakılmıştır. Bu noktada iktidar partisi, eski parayla, çift haneli milyarları bulan özel okul ücretlerinin yarısını ödemeyi vaat ederek, millete "ekonomik yardım" yaptığı imajını vermek istemiştir. Yine şu an için ana muhalefet konumunda olan parti, ekonomi alanındaki vaadini, emeklilere ekstra maaş bağlama konusunda noter tasdikli taahhütname ile sunmuştur.Meclisteki partilerin, seçim zamanı yaklaştığında tamamen göz boyama ve vatandaşı kandırma amaçlı giriştikleri sözde ekonomik reform vaatleri, anti-etik ve gayr-i ahlakidir. Tüm bunlar; içi boş, gerçekleşmesi imkansız vaatlerdir. Tamamen objektif bakış açısıyla değerlendirildiğinde, bu gerçeği görmek zor olmayacaktır:Yakın zamanda emeklisine sadece %2'lik zam yapabilmiş bir ekonomik sistem, bir öğrenci için 4-5 bin lirayı bulan okul ücretini nasıl ödeyecektir?Ya da hiçbir çözüm yolu olmadan, vatandaşa ekstra maaş verileceğinin güvencesi nedir?Kendi parası olmayan-senyoraj hakkını kullanamayan, milli para birimiyle ticaret yapamayan, ülke sınırları içindeki yer altı-yerüstü kaynaklarını işletme ve bunu paraya çevirme hakkı olmayan bir ülkenin siyasetinde görevli insanların; ülke ekonomisiyle ilgili vaatlerde bulunmaya, reform sözü vermeye hakkı yoktur. Zira ülke topraklarını, dış güçlerin pazarı haline getirmiş görevlilerin ekonomi piyasasında gerçekleştireceği her uygulama, ülkemize ve vatandaşımıza büyük bir zarar olarak geri dönecektir. Yapılması gereken; ekonominin mazide kalmış kapitalist tabularını destekleyen her siyasetçiyi, milletin iradesiyle birlikte bulunduğu konumdan uzaklaştırmaktır.İnsanımız Milli Ekonomi Modeli'ni tanımalı, bilmelidir!MEM'in ekonomide zorunlu kıldığı ve yasakladığı kuralları mutlaka öğrenmelidir.İnsanımız Milli Ekonomi Modeli'ni, sahibi Sayın Prof. Dr. Haydar Baş Bey'den dinlemelidir.Ve insanımız, hem Milli Ekonomi Modeli'ne hem de Sayın Baş'a mutlak suretle sahip çıkmalıdır!Her seçim zamanı vatandaştan oy dilenmek adına her şeyi yapan cambazlardan uzak durarak, "Ben size oy dilenmeye gelmedim; ben ekonomiyi dünyada bilen tek adamım, Rusya'da benim tezim kanunlaştı, üniversitelerde ders kitabı olarak okutuluyor. Hodri meydan! Çıksınlar karşıma, tartışalım!" diyerek, cesaretini, özgüvenini ve bilgeliğini ortaya koymuş Sayın Baş'ın yanında olma zamanı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Meryem Keçeci / diğer yazıları
- Bizim neden paramız yok? / 20.05.2017
- Başka çözüm mü var? / 11.07.2015
- Milli Ekonomi Modeli Dünya meclisinde / 05.05.2015
- Gayri Safi Amerikan Hasıla (GS$H) / 28.04.2015
- Taahhütler havada uçuşuyor / 14.04.2015
- Fakirlik kaderin değil / 06.04.2015
- Umudumuz var! / 25.03.2015
- Milletçe geçim derdine düştük! / 16.03.2015
- Bir batık birlik; adı: Avrupa / 23.02.2015
- Global dünyanın paradoksları / 17.02.2015
- Başka çözüm mü var? / 11.07.2015
- Milli Ekonomi Modeli Dünya meclisinde / 05.05.2015
- Gayri Safi Amerikan Hasıla (GS$H) / 28.04.2015
- Taahhütler havada uçuşuyor / 14.04.2015
- Fakirlik kaderin değil / 06.04.2015
- Umudumuz var! / 25.03.2015
- Milletçe geçim derdine düştük! / 16.03.2015
- Bir batık birlik; adı: Avrupa / 23.02.2015
- Global dünyanın paradoksları / 17.02.2015