Türkiye'yi konuşalım...Her geçen yıl daha da büyüdüğü söylenen ülke ekonomisinin ayrıntılarına inerek duble yolları, görkemli saraylarıyla "altın dönemini yaşayan Türkiye" tablosunu çerçevesinden çıkarıp arkasındaki gerçeklerin altını çizelim:Türkiye İstatistik Kurumu'nun yayınladığı resmi raporlara göre, geçtiğimiz yıl işsizlik oranları %9.9'a yükselerek işsiz vatandaşların sayısı 2 milyon 853 bine çıktı. Son üç ay içinde bir gün bile olsa bir işte çalıştığı için değerlendirmeye alınmayan kişiler de eklenince işsiz sayısı 5.5 milyonun üzerine çıkmış, oran %20'yi bulmuştur. İşsizlik en fazla genç popülasyonda göruldüğünden, kabaca her 5 gençten birinin işsiz olduğunu söylemek mümkün hale gelmiştir.TÜİK, açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasına göre tek bir işçinin yaşama maliyetinin 1458 tl olduğunu açıklamışken, 2015 yılı itibariyle bir işçi değil, bir aile 949 tl'lik asgari ücretle geçinmek zorunda bırakılmıştır. Kamu-Sen'in şubat ayı asgari geçim endeksi araştırması, dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddinin, diğer anlamıyla yoksulluk sınırının 4 bin 182 lira olduğunu ortaya koymuştur.Yılın ilk ayında tüketici fiyat endeksinin %1.1 artış göstermesiyle yıllık bazda enflasyon oranı %7.24'e çıkmıştır. Tüketici fiyatlarında yer alan 426 maddenin 283'üne fiyat artışı getirilmiş; su, doğalgaz, elektrik faturalarına %30 ila %91 oranlarında zam uygulanmıştır.Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezinin açıkladığı resmi raporlara göre, geçtiğimiz yıl 3 milyon kişi, aileleriyle birlikte tam olarak 15 milyon kişi, kredi kartı ve krediler sebebiyle bankaların icra kıskacına girmiştir.2008 yılında yapılan Sosyal Güvenlik Reformuyla birlikte emeklilik yaşını bekleyen insanlar, 7 bin gün primi ödemesine rağmen maaşlarının artacağı ümidiyle primlerini yatırmaya devam etmişti. Bu sistemin emekli maaşını artırması beklenirken 5 yıl sonunda her emeklinin maaşından 183'er lira kesinti yapılmıştır.Çok yakın zamanda, Dolar 2.60'ı aşarak tüm zamanların en yüksek değerine ulaşmış, bu durum büyük bir ekonomik kriz ve kaosa yol açmıştır.Cumhuriyet tarihi boyunca kazanılmış kurumlar, tesisler, işletmeler, fabrikalar müthiş biz hızla özelleştirilmiştir. Maliye Bakanlığından yapılan resmi açıklamalara göre, 62 milyar dolarlık özelleştirme bedelinin sadece 36.5 milyar doları devlet hazinesine girebilmis; Türk Telekom, Erdemir, Tüpraş, Limanlar, Elektrik ve Doğalgaz Dağıtım Şirketleri gibi ülke ekonomisine büyük gelir sağlayan nice işletmelerin elden çıkarılmasıyla kalınmıştır.Türkiye, milli gelir artışı sıralamasında 108. olarak son sıralarda yer alırken, Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nun 2014 yılı raporuna göre yolsuzluk artışında rekor kıran ülke konumundadır.Gümrük ve Ticaret Bakanlığı geçici dış ticaret verileri, yılın ilk ayında dış ticaret açığını 4.3 milyar dolar olarak kaydetmiştir. İthal edilen birçok ürün arasında, Tükiye topraklarında yetişebildiği çok iyi bilinen, arpa, buğday, nohut, fasulye, ayçiçeği, mercimek ve hatta saman bulunmaktadır. Kurbanlık hayvan ithalatı da Türkiye tarihinde ilk kez gerçekleşmiştir.Yukarıda, resmi kaynaklara dayanarak ifade ettiğimiz gerçekler doğrultusunda rahatlıkla çıkarılacak sonuç şudur ki; Türkiye, iddia edildiği gibi ekonomide altın dönemini yasamamakta, aksine büyük bir bataklığa saplanmaktadır. İnsanlar, kabul etmek zorunda bırakıldıkları koşullar altında adeta ezilmekte, onurlu ve kaliteli bir hayatın özlemini kurmaktadır. Ülkedeki ağır ekonomik şartları alt alta sıralayarak açıklamamızın amacı, durumu gözler önüne sermek ve kurtuluşun uzaklarda olmadığını belirtmektir. Türkiye'nin tek kurtuluş yolu Milli Ekonomi Modeli'dir!İçeriğini, özelliklerini, metodlarını her yazıda tek tek ele aldığımız Milli Ekonomi Modeli, uygulandığı her ülkede derde deva niteliği kazanmıştır. Uluslararası boyuta ulaşan bu modelin, uygulayıcı ülkelerin iktisat isimleri tarafından her yönüyle konuşulacağı eşsiz bir kongre tarihi: 22 Mart. İstanbul'da düzenlenecek MEM konulu kongre, modelin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in ekonomide devrim gerçekleştirdiğini bir kez daha gözler önüne serecektir. Kendinin ve neslinin geleceğini dert edinmiş her vatandaşın, bu kongreyi bir şekilde takip etmesi ve sonrasında -her zaman söylediğimiz gibi- Sayın Baş'a güvenmesi yeterli olacaktır. Tarih boyunca, her ümitsiz durumu aşıp başarıya ve bağımsızlığa ulaşabilmiş bir millet olarak, Hakk'ın ve haklının yanında olacağımıza inancımız tamdır.
Meryem Keçeci / diğer yazıları
- Bizim neden paramız yok? / 20.05.2017
- Başka çözüm mü var? / 11.07.2015
- Milli Ekonomi Modeli Dünya meclisinde / 05.05.2015
- Gayri Safi Amerikan Hasıla (GS$H) / 28.04.2015
- Taahhütler havada uçuşuyor / 14.04.2015
- Fakirlik kaderin değil / 06.04.2015
- Umudumuz var! / 25.03.2015
- Milletçe geçim derdine düştük! / 16.03.2015
- Bir batık birlik; adı: Avrupa / 23.02.2015
- Global dünyanın paradoksları / 17.02.2015
- Başka çözüm mü var? / 11.07.2015
- Milli Ekonomi Modeli Dünya meclisinde / 05.05.2015
- Gayri Safi Amerikan Hasıla (GS$H) / 28.04.2015
- Taahhütler havada uçuşuyor / 14.04.2015
- Fakirlik kaderin değil / 06.04.2015
- Umudumuz var! / 25.03.2015
- Milletçe geçim derdine düştük! / 16.03.2015
- Bir batık birlik; adı: Avrupa / 23.02.2015
- Global dünyanın paradoksları / 17.02.2015