Günümüzde, ekonomik kaygıların ortaya çıkardığı en gözde akım globalizmdir. Küreselleşme olarak da adlandırılan bu proje, ekonominin yanında sosyal, kültürel ve politik denge açısından dünyanın birleşmesi, şeklinde tanımlanır. Her alanda oluşturulacak tekdüze anlayışla birlikte dünya ticaret ve ekonomisinin büyümesi, sonrasında da demokrasinin tüm dünyaya yayılması amaçlanır. Teoride oldukça masumane ve faydalı görünen küreselleşmenin, altta yatan hedef ve sonuçlarını tam anlamıyla idrak edebilmek şarttır:Batı kültürünün "tek dünya devleti" inancına göre, İsrail dünyanın sonunda tek imparatorluk olarak kalacak ve Mesih bu topraklarda ortaya çıkacaktır. Evangelist-Methodist Hristiyanlığı, İncil'in bu kehanetini gerçekleştirme görevini ABD'ye yüklemiştir. Çünkü onlara göre ABD, dünyanın en güçlü ülkesidir ve Hristiyanlığı temsil etmektedir. Zaten bu sebeple her Hristiyanın İsrail'i desteklemesi ve koruması zaruri kılınmıştır. Sonuç olarak, ekonomiyi iyileştirme ve demokrasiyi yayma amaçlı gibi görünen küreselleşme faaliyetlerinin, esasen dini ve politik ideolojilere ulaşma gayretinin bir sonucu olduğu anlaşılmaktadır. Bu projeler ile özellikle gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkeler, yok olmanın eşiğine getirilip proje sahiplerinin kölesi yapılacaktır.Milli Ekonomi Modeli'nin sahibi Sayın Prof. Dr. Haydar Baş Bey, Sosyal Devlet Milli Devlet adlı eserinde, küreselleşme faaliyetlerinin tüm hilelerini "Globalleşmenin Kuralları" başlığı altında açıklamıştır. Ekonomi alt başlığında yer alan maddelere göre ülkeler; kendi üretimine karşılık topraklarında Amerikan dolarını piyasada bulundurmaya, devlet hazinesinin ihtiyaç duyduğu parayı iç ve dış global tefecilerden temin etmeye, en çok kâr getiren resmi kurumları özelleştirmeye, madenleri global firmalara satmaya, tarıma verilen desteği kaldırmaya ve bunun gibi birçok yaptırımlara mecbur bırakılmıştır. Bu yaptırımlarla birlikte ülkelerin kendi topraklarındaki hakimiyetleri ellerinden alınmış ve güç, global sahiplerin kontrolüne geçmiştir. Bu süreç, eserde metotlar halinde sunulmuştur; ülkeler uzun vadede büyük borçlanmaya maruz kalmış, devamında finansal kriz baş göstermiştir, bu noktada devreye giren global ülkeler sivil toplum kuruluşlarına destek vererek sözde demokrasi projeleri hayata geçirmiş, bunlar çözümsüz kaldığında ise son yöntem olarak haksız askeri müdahalelerle sömürü toprakları oluşturmuşlardır. Görülmektedir ki, ortak ideolojileri doğrultusunda birleşen globalizm ülkeleri, hedeflerine ulaşmak adına dünyaya açlık, işsizlik, sefalet hatta kan ve gözyaşı getirmekten cekinmemektedir. Dünyanın, ortasına itildiği bu bataklıktan tek kurtuluş yolunun, Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet projelerinde saklı olduğunu defalarca vurguluyoruz. Küreselleşmenin en önemli hedefinin -jeopolitik, dini, sosyal ve ekonomik önemi nedeniyle- Türkiye olduğu bilinen bir gerçektir. Yıllarca şans verilmesine rağmen bu tehdide karşı hiçbir şey yapamayan, aksine ülkemizi bilerek globalizm çemberinin ortasına iten idareye ve idarecilere milletin iradesini kanıtlamak, en büyük görevimizdir. Sonra sırada, Türkiye'yi birkaç ülkenin elinde kukla olmaktan çıkarıp kainat devleti haline getirmeyi vaad eden Sayın Baş'a güvenmek olacaktır.
Meryem Keçeci / diğer yazıları
- Bizim neden paramız yok? / 20.05.2017
- Başka çözüm mü var? / 11.07.2015
- Milli Ekonomi Modeli Dünya meclisinde / 05.05.2015
- Gayri Safi Amerikan Hasıla (GS$H) / 28.04.2015
- Taahhütler havada uçuşuyor / 14.04.2015
- Fakirlik kaderin değil / 06.04.2015
- Umudumuz var! / 25.03.2015
- Milletçe geçim derdine düştük! / 16.03.2015
- Bir batık birlik; adı: Avrupa / 23.02.2015
- Global dünyanın paradoksları / 17.02.2015
- Başka çözüm mü var? / 11.07.2015
- Milli Ekonomi Modeli Dünya meclisinde / 05.05.2015
- Gayri Safi Amerikan Hasıla (GS$H) / 28.04.2015
- Taahhütler havada uçuşuyor / 14.04.2015
- Fakirlik kaderin değil / 06.04.2015
- Umudumuz var! / 25.03.2015
- Milletçe geçim derdine düştük! / 16.03.2015
- Bir batık birlik; adı: Avrupa / 23.02.2015
- Global dünyanın paradoksları / 17.02.2015