Bir ev düşünelim; kısa periyotlar halinde, kahvaltılık ürünlerin, bakliyatın, et, süt, yumurtaların, sebze-meyvelerin; tekstil ürünü giysi ve ayakkabıların; teknolojik aletlerin; çeşitli ürün ve eşyaların bu eve girdiğini söyleyelim. Belli bir zaman dilimi içerisinde, bu eve girmiş olan tüm mal ve ürünler, ev halkının üretiminin karşılığıdır. Yani kişiler üretip çalışmış ve karşılığında mamullerin sahibi olmuşlardır. Bu evin serveti, ev halkının sahibi olduğu mal ve ürünlerdir. Bu noktada para, bir servet göstergesi değil; bu mamulleri elde edebilmek için bir araç vazifesi görmektedir.Basit bir ev ekonomisi için uyguladığımız matematiği, ülke boyutunda düşünecek olursak; bir ülkenin en büyük para kaynağının, vatandaşlarının ürettiği mal ve hizmetler olduğu sonucuna ulaşırız. Vatandaş üretmeli, ürettiğine karşılık paraya sahip olmalı ve bu para vasıtasıyla ihtiyacını karşılamalıdır. Bu noktada ekonomide kullanılan bazı terimlerin açıklığa kavuşması gerekir.Bir ülkede, bir yıl içinde üretilen mal ve hizmetlerin toplamının para cinsinden değerine Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) denir. "Milli" ibaresi ülke vatandaşlarının üretimini temsil eder; Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) yabancıların ülkede oluşturduğu katma değer artışını da içerir, ancak yabancılar elde ettikleri gelirleri ülke dışına çıkardıkları için ekonomide reel büyüme göstergesi olarak kullanılmaz.GSMH bir ülke için en büyük gelir kaynaklarından biridir, her ülke vatandaşı, sene boyunca üretilen toplam mal ve hizmetin karşılığından payına düşeni almalıdır. Ancak ülkelerin tek gelir kaynağı GSMH değildir elbette. Bunun yanısıra maden rezervleri, enerji kaynakları ülkeler için başlıca geçim yöntemidir, yeraltı ve yerüstü kaynaklarının işletilmesiyle büyük bir gelir sağlanır. "Her insan tükettiğinden daha fazlasını üretir" gerçeğinden yola çıkarak, fazladan üretilmiş malın karşılığı olan parayı da piyasaya aktarmak gerekir. Ülkeler senyoraj haklarını kullanıp bastıkları milli paraları piyasaya aktararak da büyük bir gelir sağlamış olur.Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Sayın Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in geçtiğimiz günlerde yaptığı 'ekonomide gelir kaynakları' konulu açıklamasının ışığında sıraladığımız bu kaynaklar; ülkelerin, uygulaması gereken ekonomi politikalarıdır. Bu politikaların, sadece Sayın Baş'ın iktidar olduğu ve Milli Ekonomi Modeli'nin uygulandığı dönemde başarıya ulaşacağı muhakkaktır.Bir ülkede ekonominin büyümesi adına kullanılması gereken kaynakları sıraladıktan sonra, günümüz Türkiye'sinde bu durumun nasıl olduğunu değerlendirelim. Türkiye çok önemli bir gelir kaynağı olan senyoraj hakkını İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana kullanmamakta; kendi milli parasını basmayarak Amerikan Dolarını piyasaya aktarmaktadır. Böylece her yıl emisyonu genişletecek çok önemli miktarda paradan mahrum kalmaktadır. Bunun yanında Türkiye, diğer bir gelir kaynağımız olan maden rezervlerimizin işletim hakkını yabancı ülkelere devretmiş, enerji kaynaklarını da kullanmayarak büyük bir gelirin önüne set çekmiştir. Maalesef bilanço bunlarla sınırlı değildir; her yıl tüm Türkiye vatandaşlarının ürettiği mal ve hizmetlerin karşılığı olan GSMH dediğimiz para, dış ülkelerden alınan faizli borçların ödemesinde kullanılmaktadır. Vatandaşın alın terinin, emeğinin, iş gücünün heba edilmesinin yanında, katlanarak artan faizlerin ödenebilmesi için vatandaştan vergi adı altında ekstra paralar alınmaktadır. Sonuç olarak, Türkiye yıl boyunca üretmesine ve yılsonunda mal ve hizmet ederi 2 trilyonu bulmasına rağmen insanımızın bugün yaşadığı fakirliğin nedeni GSMH'nin karşılığı olarak Türk Lirasının değil de Amerikan Dolarının kullanılmasıdır. Bu bağlamda çok net ifade edebiliriz ki, Türkiye ekonomi düzeyini gösteren belirteç Gayri Safi Milli Hasıla değil; "Gayri Safi Amerikan Hasıla"dır. Ekonomi bir matematiktir neticede. Sayılar, formüller, hesaplar konuşur; yani yanılmak ve yanıltmak imkansızdır. Türkiye için tüm hesaplar ortadayken, tamamen tarafsız bir şekilde tek bir soru soralım, yine objektif bir cevap bekleyerek:Günümüzün ekonomik uygulamalarını devam ettirerek asgari ücreti, emekli maaşını artırmayı vadeden partilerin, bu vaatleri gerçekleştirme ihtimali var mıdır?"Sizi birtakım vaat ve yalanlarla kandırmaya çalışanlara inanmayın; bugüne kadar yapamadıkları gibi yine beceremezler, bilmezler!" diyor Sayın Baş ve ekliyor başka söze lüzum kalmadan: "Bu işi dünyada bilen tek insan, sizin Haydar Hocanızdır!"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Meryem Keçeci / diğer yazıları
- Bizim neden paramız yok? / 20.05.2017
- Başka çözüm mü var? / 11.07.2015
- Milli Ekonomi Modeli Dünya meclisinde / 05.05.2015
- Gayri Safi Amerikan Hasıla (GS$H) / 28.04.2015
- Taahhütler havada uçuşuyor / 14.04.2015
- Fakirlik kaderin değil / 06.04.2015
- Umudumuz var! / 25.03.2015
- Milletçe geçim derdine düştük! / 16.03.2015
- Bir batık birlik; adı: Avrupa / 23.02.2015
- Global dünyanın paradoksları / 17.02.2015
- Başka çözüm mü var? / 11.07.2015
- Milli Ekonomi Modeli Dünya meclisinde / 05.05.2015
- Gayri Safi Amerikan Hasıla (GS$H) / 28.04.2015
- Taahhütler havada uçuşuyor / 14.04.2015
- Fakirlik kaderin değil / 06.04.2015
- Umudumuz var! / 25.03.2015
- Milletçe geçim derdine düştük! / 16.03.2015
- Bir batık birlik; adı: Avrupa / 23.02.2015
- Global dünyanın paradoksları / 17.02.2015