Yazının başlığı, "Göçebe ya da melez sandık" diye de okunabilir. Düne kadar Avrupa ile şantaja varan bir pazarlığın konusu olan, alınıp satılan meta gibi görülen sığınmacılar, Tayyip Bey'in vatandaşlık tuzağı ile oy sandığına düşmeyi bekliyor.
Erdoğan başkancılık peşinde ya, ülkedeki kaçak-göçek 3 milyon Suriyeliyi kullanma arzusunda. Bu insanlar iç ve dış hukuka göre bir statü kazanacaklarsa bunun adı "mültecilik" olmalıydı. Hukuken bunun yapılması gerekirken, insan hakları hukukundan yararlandırılmaları yerine, çirkin bir pazarlığa alet edilmişlerdir.
"Kayseri pazarlığı"ndan iş çıkmayınca, siyasi rant devreye sokularak, Suriyelilere "vatandaşlık" muştulanmıştır(!)
Hesap şu: Suriyeli misafirlere vatandaşlık verilirse bunların oy sayısı %3'ü bulabilir. Oya ve yetkiye doymayan Erdoğan için bulunmaz fırsattır bu.
Peki devşirilen seçmenlerin hepsi Tayyipçi mi olacak? Şu vatandaşlık hikâyesi başlamadan önce karşılaştığım ne kadar Arap misafir varsa, elini sallasan bunlara değiyor zaten, külliyen Tayyip'ten yana idi.
Bir başka soru: Suriyeli misafirlerimiz Türk vatandaşı olabilecek mi?
Anayasadan başlayalım; "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür" (madde: 66).
Eyvah ki eyvah! Sıkıntı burada başlıyor. AKP iktidarı ve de şürekâsı "Türk" lafına gıcık; her yerden, her şeyden bunu silmek, çıkarıp atmak arzusuyla yanıp tutuşuyorlar.
Olsun varsın, iktidarlarını sürdürmek uğruna herkesten çok milliyetçi, dahası Türkçü görünüverirler, maksat AKP'ye gol olmasın. Ancak maskeleri birer birer düşmekte. (Muharrem Bayraktar'ın kulakları değil, kalemi çınlasın).
Anayasadan sonra 5901 Sayılı "Türk Vatandaşlığı Kanunu" geliyor. Yasaya göre Türk vatandaşlığını sonradan kazanmak mümkün.
Mümkün de bazı koşullar aranıyor; ergin olacaksın, kafayı sıyırmış olmayacaksın, tehlikeli hastalığın bulunmayacak, yoksul olmayacaksın, yani geçimini sağlayacak gelirin ya da mesleğin olacak, iyi ahlâk sahibi olacaksın, yeteri kadar Türkçe konuşabileceksin, Türkiye'de kesintisiz 5 yıl ikamet etmiş olacaksın, Türkiye'de yerleşmeye karar verdiğini davranışlarınla göstereceksin, milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek halin bulunmayacak.
Bu şartlara uygun, kendi ülkesinden ülkemize firar etmiş bir Suriyeli bulursanız, vatandaşlık değil onur belgesi de verelim.
Saydığımız koşulların aranmadığı müstesna durumlar da var; milli güvenlik açısından sakıncası bulunmayanların 5 yıllık ikamet süresi aranmaksızın eğer Türkiye'ye sanayi tesisleri getirmişse ya da bilimsel, teknolojik, ekonomik, sosyal, sportif, kültürel, sanatsal alanlarda olağanüstü hizmeti geçen ya da geçeceği düşünülenler ve göçmen olarak kabul edilenler.
İstisna kapsamında olan Suriyeli de yok gibi. Ancak zorlama ile bunlar göçmen kabul edilirse ki, milli güvenlik açısından sakıncası vardır. Tümü olmasa bile içlerinde hırlısı, hırsızı, uğursuzu, ipini koparan takımı, teröristin her türlüsü olan bir kitleye vatandaşlık yolunun açılması, "açılım"dan payını almış Türkiye'nin dertlerine dert katacaktır.
Erdoğan başkancılık peşinde ya, ülkedeki kaçak-göçek 3 milyon Suriyeliyi kullanma arzusunda. Bu insanlar iç ve dış hukuka göre bir statü kazanacaklarsa bunun adı "mültecilik" olmalıydı. Hukuken bunun yapılması gerekirken, insan hakları hukukundan yararlandırılmaları yerine, çirkin bir pazarlığa alet edilmişlerdir.
"Kayseri pazarlığı"ndan iş çıkmayınca, siyasi rant devreye sokularak, Suriyelilere "vatandaşlık" muştulanmıştır(!)
Hesap şu: Suriyeli misafirlere vatandaşlık verilirse bunların oy sayısı %3'ü bulabilir. Oya ve yetkiye doymayan Erdoğan için bulunmaz fırsattır bu.
Peki devşirilen seçmenlerin hepsi Tayyipçi mi olacak? Şu vatandaşlık hikâyesi başlamadan önce karşılaştığım ne kadar Arap misafir varsa, elini sallasan bunlara değiyor zaten, külliyen Tayyip'ten yana idi.
Bir başka soru: Suriyeli misafirlerimiz Türk vatandaşı olabilecek mi?
Anayasadan başlayalım; "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür" (madde: 66).
Eyvah ki eyvah! Sıkıntı burada başlıyor. AKP iktidarı ve de şürekâsı "Türk" lafına gıcık; her yerden, her şeyden bunu silmek, çıkarıp atmak arzusuyla yanıp tutuşuyorlar.
Olsun varsın, iktidarlarını sürdürmek uğruna herkesten çok milliyetçi, dahası Türkçü görünüverirler, maksat AKP'ye gol olmasın. Ancak maskeleri birer birer düşmekte. (Muharrem Bayraktar'ın kulakları değil, kalemi çınlasın).
Anayasadan sonra 5901 Sayılı "Türk Vatandaşlığı Kanunu" geliyor. Yasaya göre Türk vatandaşlığını sonradan kazanmak mümkün.
Mümkün de bazı koşullar aranıyor; ergin olacaksın, kafayı sıyırmış olmayacaksın, tehlikeli hastalığın bulunmayacak, yoksul olmayacaksın, yani geçimini sağlayacak gelirin ya da mesleğin olacak, iyi ahlâk sahibi olacaksın, yeteri kadar Türkçe konuşabileceksin, Türkiye'de kesintisiz 5 yıl ikamet etmiş olacaksın, Türkiye'de yerleşmeye karar verdiğini davranışlarınla göstereceksin, milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek halin bulunmayacak.
Bu şartlara uygun, kendi ülkesinden ülkemize firar etmiş bir Suriyeli bulursanız, vatandaşlık değil onur belgesi de verelim.
Saydığımız koşulların aranmadığı müstesna durumlar da var; milli güvenlik açısından sakıncası bulunmayanların 5 yıllık ikamet süresi aranmaksızın eğer Türkiye'ye sanayi tesisleri getirmişse ya da bilimsel, teknolojik, ekonomik, sosyal, sportif, kültürel, sanatsal alanlarda olağanüstü hizmeti geçen ya da geçeceği düşünülenler ve göçmen olarak kabul edilenler.
İstisna kapsamında olan Suriyeli de yok gibi. Ancak zorlama ile bunlar göçmen kabul edilirse ki, milli güvenlik açısından sakıncası vardır. Tümü olmasa bile içlerinde hırlısı, hırsızı, uğursuzu, ipini koparan takımı, teröristin her türlüsü olan bir kitleye vatandaşlık yolunun açılması, "açılım"dan payını almış Türkiye'nin dertlerine dert katacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023