Küresel finans düzeninde dolar, sömürü ve soygun aracına dönüştürülmüştür. Bunu, dünyayı yönlendirmek ve yönetmek amacı taşıyan Yahudi sermayedarlar yapmışlardır. ABD, görünüşte çok büyük bir devlettir. Ancak gerçekte ise ABD, Yahudi sermayedarlarının elinde esirdir.
Sosyolog C. Wright Mills, "İktidar Seçkinleri" adlı kitabında, ABD'yi sermaye seçkinlerinin yönettiğini yazar. N. Hagger'e göre de, ABD'nin dış politikasını Yahudi Rothschild ve Rockefeller aileleri belirlemektedir.
Devletlerin en önemli işlerinden biri, dış politikadır. Söz konusu Yahudi aileler, ABD'nin dış politikasını belirlediklerine göre, demek ki, içteki güçleri hesapsızdır.
Yahudi aileler, bu gücü ABD Merkez Bankası'nı kurarak ve özel kanunla dolar basma yetkisi alarak elde etmişlerdir. ABD Merkez Bankası'nın sahibi olan Yahudi aileler, doları basar, faiz karşılığında borç olarak ABD hükümetine satarlar. Tabiri caizse, Yahudiler, ABD hükümeti eliyle, ABD halkını haraca bağlamışlardır.
Yahudi sermayedarlar, ABD'nin devlet gücünü kullanarak doları rezerv para yaptıklarından, içteki sömürü ve soygunu tüm dünyaya yaydılar, yani küreselleştirdiler. Bir başka deyişle, küresel ekonomi bankalara, bankalar da Yahudi sermayedarlara bağlanmıştır.
Ne var ki bankalar, zannedildiği kadar güçlü değildirler. İngiliz The Economist dergisinde "Küresel Bankaların Sonu" başlıklı bir makalede bankalar, tüylü mamutlara benzetilmiş ve şöyle denilmiştir: "Tıpkı onlar gibi bir kaderi hak edeceklerdir."
Bu sömürü ve soygun düzenine son vermek için atılması gereken en önemli adım, doları tek rezerv para olmaktan çıkarmaktır. Dünya Bankası eski ekonomistlerinden Justin Yifu Lin şöyle diyor: "Doların egemenliği küresel mali ve ekonomik krizlerin temel nedenidir. Çözüm, rezerv para biriminin değişmesidir."
Doların egemenliğini yıkmak petrol üreticisi olan İslâm ülkelerinin elindedir. Şöyle ki, petrolün dolarla satılmaması, doların egemenliğini yer ile yeksan eder. ABD Merkez Bankası eski başkanı Alan Greenspan, "Türbülans Çağı: Yeni Bir Dünya Maceraları" adlı kitabında, bu gerçeği itiraf eder ve "Irak'ın işgalinin, Saddam'ın idam edilmesinin asıl nedeninin petrolün Euro ile satılması olduğunu" söyler.
İngiliz Independent gazetesi, Rusya ve Çin'in yeni bir rezerv para oluşumu için çalıştıklarını ve Arap ülkeleriyle petrolü dolarla satmamak üzere gizlice anlaştıklarını yazmıştır. Gazetenin Ortadoğu muhabiri Robert Fisk de, "Bu durumda doların yerini Japon Yeni, Çin Yuanı ve altından oluşacak yeni para biriminin alacağını" söylemiştir.
Ayrıca Rusya ve Çin, tek rezerv para egemenliğini yıkmak için, Milli Ekonomi Modeli'nde önerilen milli paralarla ticaret yapmayı da uygulamaya koymuşlardır. Milli paralarla ticaretin yapılması, doların egemenliğini yıkma yönünde en risksiz bir yöntemdir. Risksizdir, çünkü ABD'nin bu konuda hiçbir devlete söyleyecek sözü ve uygulayacak bir yaptırımı olamaz. Daha açık bir deyişle, ABD, tüm dünyayı karşısına alamaz, alsa da başaramaz.
Hâsılı, ABD ve dolayısıyla Yahudi egemenliği yeşil kâğıt (dolar) üzerine kurulmuştur. O nedenle yıkılışı da yine kâğıtla olur. Onun içindir ki, yıkılışı başka yerlerde aramamak gerekir. Çünkü sömürü ve soygun aracı ortadan kaldırılırsa, ona dayalı düzen de kendiliğinden yok olup gider.
Sosyolog C. Wright Mills, "İktidar Seçkinleri" adlı kitabında, ABD'yi sermaye seçkinlerinin yönettiğini yazar. N. Hagger'e göre de, ABD'nin dış politikasını Yahudi Rothschild ve Rockefeller aileleri belirlemektedir.
Devletlerin en önemli işlerinden biri, dış politikadır. Söz konusu Yahudi aileler, ABD'nin dış politikasını belirlediklerine göre, demek ki, içteki güçleri hesapsızdır.
Yahudi aileler, bu gücü ABD Merkez Bankası'nı kurarak ve özel kanunla dolar basma yetkisi alarak elde etmişlerdir. ABD Merkez Bankası'nın sahibi olan Yahudi aileler, doları basar, faiz karşılığında borç olarak ABD hükümetine satarlar. Tabiri caizse, Yahudiler, ABD hükümeti eliyle, ABD halkını haraca bağlamışlardır.
Yahudi sermayedarlar, ABD'nin devlet gücünü kullanarak doları rezerv para yaptıklarından, içteki sömürü ve soygunu tüm dünyaya yaydılar, yani küreselleştirdiler. Bir başka deyişle, küresel ekonomi bankalara, bankalar da Yahudi sermayedarlara bağlanmıştır.
Ne var ki bankalar, zannedildiği kadar güçlü değildirler. İngiliz The Economist dergisinde "Küresel Bankaların Sonu" başlıklı bir makalede bankalar, tüylü mamutlara benzetilmiş ve şöyle denilmiştir: "Tıpkı onlar gibi bir kaderi hak edeceklerdir."
Bu sömürü ve soygun düzenine son vermek için atılması gereken en önemli adım, doları tek rezerv para olmaktan çıkarmaktır. Dünya Bankası eski ekonomistlerinden Justin Yifu Lin şöyle diyor: "Doların egemenliği küresel mali ve ekonomik krizlerin temel nedenidir. Çözüm, rezerv para biriminin değişmesidir."
Doların egemenliğini yıkmak petrol üreticisi olan İslâm ülkelerinin elindedir. Şöyle ki, petrolün dolarla satılmaması, doların egemenliğini yer ile yeksan eder. ABD Merkez Bankası eski başkanı Alan Greenspan, "Türbülans Çağı: Yeni Bir Dünya Maceraları" adlı kitabında, bu gerçeği itiraf eder ve "Irak'ın işgalinin, Saddam'ın idam edilmesinin asıl nedeninin petrolün Euro ile satılması olduğunu" söyler.
İngiliz Independent gazetesi, Rusya ve Çin'in yeni bir rezerv para oluşumu için çalıştıklarını ve Arap ülkeleriyle petrolü dolarla satmamak üzere gizlice anlaştıklarını yazmıştır. Gazetenin Ortadoğu muhabiri Robert Fisk de, "Bu durumda doların yerini Japon Yeni, Çin Yuanı ve altından oluşacak yeni para biriminin alacağını" söylemiştir.
Ayrıca Rusya ve Çin, tek rezerv para egemenliğini yıkmak için, Milli Ekonomi Modeli'nde önerilen milli paralarla ticaret yapmayı da uygulamaya koymuşlardır. Milli paralarla ticaretin yapılması, doların egemenliğini yıkma yönünde en risksiz bir yöntemdir. Risksizdir, çünkü ABD'nin bu konuda hiçbir devlete söyleyecek sözü ve uygulayacak bir yaptırımı olamaz. Daha açık bir deyişle, ABD, tüm dünyayı karşısına alamaz, alsa da başaramaz.
Hâsılı, ABD ve dolayısıyla Yahudi egemenliği yeşil kâğıt (dolar) üzerine kurulmuştur. O nedenle yıkılışı da yine kâğıtla olur. Onun içindir ki, yıkılışı başka yerlerde aramamak gerekir. Çünkü sömürü ve soygun aracı ortadan kaldırılırsa, ona dayalı düzen de kendiliğinden yok olup gider.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018