Muhalefet adayları neler yapacaklarını anlatırken iktidarda neler yaptıklarını ve daha neler neler yapacaklarını anlatıyor. İstanbul'un her tarafı şu nu yaptık, bu nu yaptık, reklamlarıyla dolu.
Tabi ortada 16 yıllık bir iktidar geçmiş ve bir de bu iktidara muhalefet geçmişi var. Muhalefetin, iktidarı eleştirilerine önce 'siz nasıl bir muhalefet taptınız ki, önümüzde tıkanmış, çaresiz bir Türkiye ve 16 yıllık tek başına iktidar olan parti var' sorusunu sormak isterim ve açıkça cevap vermelerini de bekliyorum. Emin olun! Bu sorunun gerçek cevabı AKP'nin eleştirdiğim icraatlarıyla aynı denkliktedir.
İktidara gelince! Nasılı bir tarafa yol, köprü, tünel, stat, okul, hastane vs. yaptılar. Ama başka yaptıkları da var. Bu konuyu tespit ve AKP'nin bu tespitlerime sebep olan açıklamalarıyla aktarmak istiyorum. Mesela;
Zinayı yasal yapan iktidar olarak bilirim
Nasıl yani? Cumhurbaşkanı Erdoğan dedi ki; "AB'nin talepleri doğrultusunda zinayla ilgili atılan adımların yanlış olduğunu, konunun yeniden ele alınacağız."
İstanbul'a ihanet edenler olarak bilirim.
Nasıl yani? Cumhurbaşkanı Erdoğan; "Biz bu şehrin (İstanbul'un) kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hala da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum" dediği için.
Halkı küçümseyenler olarak biliriz.
Nasıl yani? Tarım ve Gıda Bakanı olan Ahmet Eşref Fakabıba; "Biz devlet olarak öyle halktan uzaklaştık, üstten baktık, öyle küçümsedik ki, halk da bu sefer bizden yüz çevirdi. Bu yalan değil, bu bir özeleştiridir" dediği için.
Paraya, güce aldanan, fakiri hor gören, zengine hürmet edenler olarak bilirim.
Nasıl yani? AKP'li Mehmet Metiner; "İktidar hepimizi değiştirdi, değiştiriyor. Kim 'değişmedim' diyorsa yanlış söylemdir. Güç insanı zehirler, para insanı zehirler?
Garip gurebayı unuttuk, unuttuk yani bir garip yanımıza yaklaşsa kulağınıza bir şey söylese, 'Vaktimiz yok'. Belediyemize gelse, 'Toplantıda'. Eğer bir zengin geldiyse, hele bir de patronun oğluysa maşallah kapıda karşılarız bu ne ya?" dediği için.
Makam, güç ve parayı kutsallaştıranlar olarak bilirim.
Nasıl yani? İktidar medyadaki seslerinden biri olan Yeni Şafak gazetesi yazarı Yusuf Kaplan; "Siyaseti, gücü, parayı, makamı mevkii kutsadık. Duvara toslamak üzereyiz... Toparlanıp kendimize gelmeliyiz vakit geç olmadan." Diye yazdığı için.
Zalimlerden olduk, dediklerini bilirim.
Nasıl yani? İktidarın, Akit gazetesindeki sözcülerinden Dilipak ise geçen yıl Haziran ayında şöyle yazıyordu;
"Biz zalimlerden olduk. Başımızda gelen felaketler, şeytanın ve düşmanlarımızın hilelerinin sonucu değil, bizim zaaf ve yanlışlarımızın sonucudur.
Allah'ın ipini bıraktık, Allah da bizim ipimizi bıraktı.Bugün iktidar ve servet bizi şımarttı. Gücümüz ve servetimiz aklımız ve imanımızın önüne geçti. Dünya malı, makamı için birbirimizle didişmeye başladık."
Kendini AB'ye mahkum etmiş bir iktidar olarak bilirim
Onca didişme, restleşme hatta karşılıklı hakaret vari cümlelere rağmen nasıl yani?
Geçtiğimiz Mayıs ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye 16 yıl önce AB kapısında bekleyen ama pazarlık şansı olmayan bir ülke idi? Tek bir yöne bakan, statükocu, içine kapanmış bir Türkiye vardı.
Ülkemiz, AB ile katılım müzakerelerini başlattı? AB'ye tam üyelik hedefinden asla vazgeçmedik" dediği için.
Siz söyleyin öyle değil mi?
Tabi ortada 16 yıllık bir iktidar geçmiş ve bir de bu iktidara muhalefet geçmişi var. Muhalefetin, iktidarı eleştirilerine önce 'siz nasıl bir muhalefet taptınız ki, önümüzde tıkanmış, çaresiz bir Türkiye ve 16 yıllık tek başına iktidar olan parti var' sorusunu sormak isterim ve açıkça cevap vermelerini de bekliyorum. Emin olun! Bu sorunun gerçek cevabı AKP'nin eleştirdiğim icraatlarıyla aynı denkliktedir.
İktidara gelince! Nasılı bir tarafa yol, köprü, tünel, stat, okul, hastane vs. yaptılar. Ama başka yaptıkları da var. Bu konuyu tespit ve AKP'nin bu tespitlerime sebep olan açıklamalarıyla aktarmak istiyorum. Mesela;
Zinayı yasal yapan iktidar olarak bilirim
Nasıl yani? Cumhurbaşkanı Erdoğan dedi ki; "AB'nin talepleri doğrultusunda zinayla ilgili atılan adımların yanlış olduğunu, konunun yeniden ele alınacağız."
İstanbul'a ihanet edenler olarak bilirim.
Nasıl yani? Cumhurbaşkanı Erdoğan; "Biz bu şehrin (İstanbul'un) kıymetini bilmedik, biz bu şehre ihanet ettik, hala da ihanet ediyoruz, ben de bundan sorumluyum" dediği için.
Halkı küçümseyenler olarak biliriz.
Nasıl yani? Tarım ve Gıda Bakanı olan Ahmet Eşref Fakabıba; "Biz devlet olarak öyle halktan uzaklaştık, üstten baktık, öyle küçümsedik ki, halk da bu sefer bizden yüz çevirdi. Bu yalan değil, bu bir özeleştiridir" dediği için.
Paraya, güce aldanan, fakiri hor gören, zengine hürmet edenler olarak bilirim.
Nasıl yani? AKP'li Mehmet Metiner; "İktidar hepimizi değiştirdi, değiştiriyor. Kim 'değişmedim' diyorsa yanlış söylemdir. Güç insanı zehirler, para insanı zehirler?
Garip gurebayı unuttuk, unuttuk yani bir garip yanımıza yaklaşsa kulağınıza bir şey söylese, 'Vaktimiz yok'. Belediyemize gelse, 'Toplantıda'. Eğer bir zengin geldiyse, hele bir de patronun oğluysa maşallah kapıda karşılarız bu ne ya?" dediği için.
Makam, güç ve parayı kutsallaştıranlar olarak bilirim.
Nasıl yani? İktidar medyadaki seslerinden biri olan Yeni Şafak gazetesi yazarı Yusuf Kaplan; "Siyaseti, gücü, parayı, makamı mevkii kutsadık. Duvara toslamak üzereyiz... Toparlanıp kendimize gelmeliyiz vakit geç olmadan." Diye yazdığı için.
Zalimlerden olduk, dediklerini bilirim.
Nasıl yani? İktidarın, Akit gazetesindeki sözcülerinden Dilipak ise geçen yıl Haziran ayında şöyle yazıyordu;
"Biz zalimlerden olduk. Başımızda gelen felaketler, şeytanın ve düşmanlarımızın hilelerinin sonucu değil, bizim zaaf ve yanlışlarımızın sonucudur.
Allah'ın ipini bıraktık, Allah da bizim ipimizi bıraktı.Bugün iktidar ve servet bizi şımarttı. Gücümüz ve servetimiz aklımız ve imanımızın önüne geçti. Dünya malı, makamı için birbirimizle didişmeye başladık."
Kendini AB'ye mahkum etmiş bir iktidar olarak bilirim
Onca didişme, restleşme hatta karşılıklı hakaret vari cümlelere rağmen nasıl yani?
Geçtiğimiz Mayıs ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye 16 yıl önce AB kapısında bekleyen ama pazarlık şansı olmayan bir ülke idi? Tek bir yöne bakan, statükocu, içine kapanmış bir Türkiye vardı.
Ülkemiz, AB ile katılım müzakerelerini başlattı? AB'ye tam üyelik hedefinden asla vazgeçmedik" dediği için.
Siz söyleyin öyle değil mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025