logo
10 ŞUBAT 2025

Sevr ve Lozan

10.06.2002 00:00:00
Türk Milletinin, özellikle de idarecilerinin, unutmaması gereken gerçekler vardır. Bunlardan biri, belki de birincisi Sevr ve Lozan gerçegidir. Şöyle de söylemek mümkün. Türk milletinin düşmanları, Sevr'i unutmuş, Lozan'ı hazmetmiş değiller. Sevr'i unutmadıklarını her zaman ve zeminde hatırlatıyorlar. Lozan'ı da hazmedemeliler. Lozan'da Amerikan görüşmecilerinin başkanı Grew, bakınız Lozan'ı nasıl tanımlıyor. "Bu anlaşma, Türklerden koparmak istediğimizden çok fazlasını, bizim Türklere verdiğimizin belgesidir" Nitekim 18 Ocak 1927 tarihinde ABD senatosunda Lozan oylandı ve reddedildi. Dahası, Türk düşmanları, Lozan'dan sonraki gelişmelerden de hiç memnun kalmadılar. Çünkü Türkiye, bekledikleri gibi olmadı.

Onlar, Türkiye'nin bir kaç yıl sonra, mandacılığı kabul etmeyip, İstiklal Mücadelesi verdiğine pişman olacağını ve geri dönüp önlerinde diz çökeceğini bekliyorlardı. Türk düşmanlarının böyle düşündüğünü, Lord Gürzon'un merhum İsmet İnönü'ye söylediği sözlerden anlıyoruz. Lozan'da en şiddetli tartışmalar ekonomik bağımsızlıkla ilgili konularda yaşanır. Bu çetin tartışmalardan bunalan İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Gürzon merhum İnönü'ye sert eda ile şöyle der: "Bugün reddettiklerinizin hepsini cebimize atıyoruz. Yarın para istemek için karşımıza geldiğiniz zaman, reddettiklerinizin hepsini birer birer çıkarıp önünüze koyacağız ve verdiklerimizi tekrar geri alacağız."

Gerçekten Türk düşmanlarının samimi beklentisi bu idi. İngiliz New Conventiol Gazetesi, Lozan Anlaşması'nın imzalanmasından hemen sonra, bu beklentiyi şöyle dile getiriyordu: " Türkiye teorik bakımdan bağımsızdır. Ancak ekonomide yeteneksizdir, sermayeden yoksundur. Onun için bu bağımsızlığın ömrü pek kısa olacaktır." Bu beklentilerin hiç biri gerçekleşmedi. Zira Türkiye'de her yönüyle milli ve güçlü bir lider ve onun bağımsızlığa inanmış kadrosu işbaşındaydı. O lider ve kadrosu var olduğu dönemlerde emellerine ulaşamayacaklarını anlayan Türk düşmanları, sabırla beklediler. Sevr'i hortlatmak için fırsat kolladılar. Yeni yeni taktikler geliştirdiler. Türkiye'nin bölünmesi için geniş çaplı inceleme ve araştırmalar yaptılar.

Türk Dışişleri yetkilileri istedikleri kadar "Yunanistan'la dostuz" desin, dostluk mesajları göndersin, Türkiye'nin bölünmesi için çalışmalardan biri de Yunanistan'dır. Yunan Dışişleri Bakanlığı'nda, Türkiye masasında görevli strateji uzmanı Artonis Murtos'un, "Türkiye Nasıl Yugovlavya olur"? adlı kitabı, gösterilebilecek örneklerden sadece biridir. Türkiye, hiçbir yönüyle Yugoslavya'ya benzemez, ama onlar benzetiyorlar, daha doğrusu benzetmeye çalışıyorlar. Esasen Yugoslavya ve Arap devletleri, Batılıların 1789 Fransız İhtilali'den sonra benimsediği devlet ve millet anlayışına tamamen zıt oluşumlardır. Örneğin, herşeyiyle ayrı olan, adeta kavimler mozayiğini teşkil eden Yugoslav'ya da bütün kavimleri ve farklı din mensuplarını bir devlet altında topladılar. Arap aleminde ise dini, dili, ırkı ve hatta çoğrafyası bir olan bir millete birden çok devlet kurdurdular. Son yıllarda görüldüğü gibi, her iki oluşum da tutmamıştır, tutmayacaktır. Her iki oluşum da, huzursuzluğun ve çatışmaların merkezi olmuştur. İstenilen Türkiye'nin de böyle olmasıdır.

Yunanlı Strateji uzmanı Antonis Murtos, söz konusu kitabında, Türkiye'nin Yugoslav'ya gibi olması için, Türkçe'nin dışındaki dillerde eğitimin şart olduğunu ifade ediyor. Demek ki, "anadilde eğitim" kampanyası, mazlum insanların, masum istekleri değildir. Bunu, bu şekilde görenler, büyük bir yanılgı içerisindedirler. Bu istekler yeni de değildir. Türkiye'nin bölünmesi için çalışanlar, çeşitli yollarla etki altına aldıkları bazı kimseleri bu yönde konuşturmuşlardır. Emekli Kurmay Albay Süreyya Koç, merhum İnönü'nün bu istekleri duyduğunda, çok sinirlendiğini ve yumruğunu masaya vurarak, "Bu mesele bir daha gündeme gelmeyecek" dediğini nakleder. Merhum İnönü, bu konuşmaların geçtiği toplantıdan bir kaç gün sonra Emekli Kurmay Albay Süreyya Koç'u çağırır ve şöyle der: "Süreyya bu adamlar neler söylüyor? Biz milli mücadeleyi niçin yaptık? "Vah vah vah". Şimdi aynı soruyu AB'cilere biz soruyoruz. AB'ciler önce bu soruya cevap versinler, ondan sonra gelsinler konuşalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
Ön seçimde Mansur Yavaş Yok!
Mansur Yavaş'ın teklifi ortaya çıktı
Ver California'yı, al Grönland'ı!
Danimarkalılar Trump'ın anlayacağı dilden konuştu
Özellikle de operatör doktorlara!
Maliye bu kez doktorlara operasyon çekti
Sebebi vergi!
Ayakkabı sektörü temsilcilerinin canı yanmış
CHP'ye kurultay soruşturması
Kılıçdaroğlu ifadeye çağrıldı
Ankara'da vahşet!
2 çocuğunu öldürdü, 1'ini ağır yaraladı
İsrail, 7 Ekim'deki başarısızlıkları soruşturmuyor
Devlet komisyonu kurulması kararı çıkmadı
Hamas'tan Trump'a tepki
Gazze'yi satın almaya hazırım demişti
İstanbul için yeniden kar alarmı
Kuvvetli rüzgar ve dona dikkat
TÜİK işsizlik oranını açıkladı
3 milyon işsiz var!
Dolar 36 lira sınırını geçti
Yeni hafta rekorla başladı
En önemli adasında işler bitik!
Deprem dalgası Yunan ekonomisini yere seriyor
Gazze’de rol değişimi
ABD, Gazze'yi sahiplenirse kim ne diyebilir?
Büyük deprem yolda mı?
Ege Denizi beşikten de beter
Trump'a ilk cevap 5 gün sonra geldi
Erdoğan'dan İmamoğlu'na eleştiri
Ön seçimde Mansur Yavaş Yok!
Mansur Yavaş'ın teklifi ortaya çıktı
Ver California'yı, al Grönland'ı!
Danimarkalılar Trump'ın anlayacağı dilden konuştu
Özellikle de operatör doktorlara!
Maliye bu kez doktorlara operasyon çekti
Sebebi vergi!
Ayakkabı sektörü temsilcilerinin canı yanmış
CHP'ye kurultay soruşturması
Kılıçdaroğlu ifadeye çağrıldı
Ankara'da vahşet!
2 çocuğunu öldürdü, 1'ini ağır yaraladı
İsrail, 7 Ekim'deki başarısızlıkları soruşturmuyor
Devlet komisyonu kurulması kararı çıkmadı
Hamas'tan Trump'a tepki
Gazze'yi satın almaya hazırım demişti
İstanbul için yeniden kar alarmı
Kuvvetli rüzgar ve dona dikkat
TÜİK işsizlik oranını açıkladı
3 milyon işsiz var!
Dolar 36 lira sınırını geçti
Yeni hafta rekorla başladı
En önemli adasında işler bitik!
Deprem dalgası Yunan ekonomisini yere seriyor
Gazze’de rol değişimi
ABD, Gazze'yi sahiplenirse kim ne diyebilir?
Büyük deprem yolda mı?
Ege Denizi beşikten de beter
Trump'a ilk cevap 5 gün sonra geldi
Erdoğan'dan İmamoğlu'na eleştiri
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.