Gazetemizin bugünkü manşeti, başta kadınlar olmak üzere Türkiye'de milyonlarca çalışanın tam anlamıyla köle gibi çalıştırıldığını ortaya koyması bakımından çok dikkat çekici.
Türkiye'de 10 milyon kişi, (kayıt dışı) hiçbir sosyal güvencesi olmadan köle gibi çalışıyor.
Yani bu çalışanlar bir hastaneye gitse parasını ödemeden muayene bile olamıyor.
Tüm sağlık giderlerini kendileri karşılamak zorunda.
Yaşları kemale erdiğinde emeklilik hakları da yok. Mezarda emeklilik bile bunlar için hayal.
Resmi olarak çalışmıyor gözüktükleri için işten atıldıklarında tazminat hakları da yok.
Türkiye'de her 3 çalışandan 1'i bu durumda.
Bu açıdan Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ülkelerini kıyaslarsak ne kadar vahim bir durumda olduğumuz daha iyi anlaşılıyor.
Türkiye'de yüzde 34 olan, kayıt dışı çalışma oranı AB'de yüzde 10 seviyesinde.
Tarım sektöründe ise adeta sosyal güvencesi var olan çalışan yok denecek kadar az.
Toplam çalışanlar arasında yüzde 46 olan güvencesiz çalışan kadın oranı, tarım sektöründe yüzde 94'e çıkıyor.
Yani tarımda çalışan her 100 kadından 94'ü boğaz tokluğuna çalışıyor.
Böyle giderse milletimizin göreceği 'Yeni Türkiye' de 'geleceğin Türkiyesi' de budur.
Milyonlarca insanın köle gibi çalıştığı, en temel haklardan bile mahrum kaldığı bir ülke oldu Türkiye.
Şimdi yazımızın başlığındaki sorunun cevabını verebiliriz.
'Seve seve köle olunur mu' sorusunun cevabı Türkiye için maalesef 'evet'tir.
Neden mi?
Çünkü vatandaşların yaşadığı hiçbir soruna çözüm ortaya koyamayan politikacıları seçmekte ısrar edenler bu kölelik düzenine 'seve seve' evet demişlerdir.
Oysa Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, kendi kendini kölelik düzenine mahkûm eden milletimize fakirliğe 'elveda' zenginliğe 'merhaba' diyeceği günleri müjdelemişti.
Üstelik bu müjdesini verdiği günlere Türkiye'yi, bugün yabancılara peşkeş çekilmiş/çekilen zaten millete ait olan zenginlikleri Milli Ekonomi Modeli'ndeki formülleri hayata geçirerek ulaştıracaktı.
Bugün tarlada köle gibi çalıştırılan kadınlarımız, prim ödemeden emeklilik hakkı elde edecekti.
Çalıştığı için 5 bin lira asgari ücreti cebine koyacaktı.
Ev hanımı olmayı tercih ederse hem 1500 lira maaş alacak, hem de emeklilik hakkı elde edecekti.
Doğum yapan her anne 15 bin lira doğum yardımı alacaktı.
Her aile çocuk başına 250 lira çocuk yardımı alacaktı.
Bunlar sadece kadınlarımızı ilgilendiren projeler. Evin reisi de Milli Ekonomi Modeli uygulansaydı, en az 5 bin lira maaş alacaktı.
Bugün BRICS ülkeleri başta olmak üzere 120 ülkede hayata geçmiş, 4 milyar insanın yaşamlarına kalite getirmiş Prof. Dr. Haydar Baş'ın sosyal devlet projelerini milletimiz çok iyi bilmektedir.
Buna rağmen kendilerini köleleştiren politikacıları seçtikleri için milletimiz seve seve köleliği tercih etmiştir.
Bu kölelik düzeninden milletimizi Prof. Dr. Haydar Baş'tan başka kurtaracak yoktur.
Bunun gereğini yerine getirene kadar çileye, köleliğe, açlığa, yoksulluğa milletçe devam edeceğiz.
Türkiye'de 10 milyon kişi, (kayıt dışı) hiçbir sosyal güvencesi olmadan köle gibi çalışıyor.
Yani bu çalışanlar bir hastaneye gitse parasını ödemeden muayene bile olamıyor.
Tüm sağlık giderlerini kendileri karşılamak zorunda.
Yaşları kemale erdiğinde emeklilik hakları da yok. Mezarda emeklilik bile bunlar için hayal.
Resmi olarak çalışmıyor gözüktükleri için işten atıldıklarında tazminat hakları da yok.
Türkiye'de her 3 çalışandan 1'i bu durumda.
Bu açıdan Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) ülkelerini kıyaslarsak ne kadar vahim bir durumda olduğumuz daha iyi anlaşılıyor.
Türkiye'de yüzde 34 olan, kayıt dışı çalışma oranı AB'de yüzde 10 seviyesinde.
Tarım sektöründe ise adeta sosyal güvencesi var olan çalışan yok denecek kadar az.
Toplam çalışanlar arasında yüzde 46 olan güvencesiz çalışan kadın oranı, tarım sektöründe yüzde 94'e çıkıyor.
Yani tarımda çalışan her 100 kadından 94'ü boğaz tokluğuna çalışıyor.
Böyle giderse milletimizin göreceği 'Yeni Türkiye' de 'geleceğin Türkiyesi' de budur.
Milyonlarca insanın köle gibi çalıştığı, en temel haklardan bile mahrum kaldığı bir ülke oldu Türkiye.
Şimdi yazımızın başlığındaki sorunun cevabını verebiliriz.
'Seve seve köle olunur mu' sorusunun cevabı Türkiye için maalesef 'evet'tir.
Neden mi?
Çünkü vatandaşların yaşadığı hiçbir soruna çözüm ortaya koyamayan politikacıları seçmekte ısrar edenler bu kölelik düzenine 'seve seve' evet demişlerdir.
Oysa Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, kendi kendini kölelik düzenine mahkûm eden milletimize fakirliğe 'elveda' zenginliğe 'merhaba' diyeceği günleri müjdelemişti.
Üstelik bu müjdesini verdiği günlere Türkiye'yi, bugün yabancılara peşkeş çekilmiş/çekilen zaten millete ait olan zenginlikleri Milli Ekonomi Modeli'ndeki formülleri hayata geçirerek ulaştıracaktı.
Bugün tarlada köle gibi çalıştırılan kadınlarımız, prim ödemeden emeklilik hakkı elde edecekti.
Çalıştığı için 5 bin lira asgari ücreti cebine koyacaktı.
Ev hanımı olmayı tercih ederse hem 1500 lira maaş alacak, hem de emeklilik hakkı elde edecekti.
Doğum yapan her anne 15 bin lira doğum yardımı alacaktı.
Her aile çocuk başına 250 lira çocuk yardımı alacaktı.
Bunlar sadece kadınlarımızı ilgilendiren projeler. Evin reisi de Milli Ekonomi Modeli uygulansaydı, en az 5 bin lira maaş alacaktı.
Bugün BRICS ülkeleri başta olmak üzere 120 ülkede hayata geçmiş, 4 milyar insanın yaşamlarına kalite getirmiş Prof. Dr. Haydar Baş'ın sosyal devlet projelerini milletimiz çok iyi bilmektedir.
Buna rağmen kendilerini köleleştiren politikacıları seçtikleri için milletimiz seve seve köleliği tercih etmiştir.
Bu kölelik düzeninden milletimizi Prof. Dr. Haydar Baş'tan başka kurtaracak yoktur.
Bunun gereğini yerine getirene kadar çileye, köleliğe, açlığa, yoksulluğa milletçe devam edeceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024