Av köşkü babasından kalmıştı. Yetinmedi ve köşkü genişleterek saray haline getirdi. Oysa hüküm süreceği bir tarihi mekân vardı, o da saraydı ama şatafatını arttırmalı ve tek güçlü olduğunu göstermeliydi. Doymak bilmiyordu ve nihayetinde "devlet benim" dedi, çıktı işin içinden. Sözünü ettiğimiz, Fransa Kralı XIV. Lui (Louis) idi.Bu figürü tarihi boyutlarından alıp günümüze ve de ülkemize taşıdığımızda bizi şaşırtan bir şey olmuyor doğrusu. Bizdeki de, Çankaya Köşkünü hayalindeki resme uygun bulmamış, A.O.Ç (Atatürk Orman Çiftliği)'ni gözüne kestirmiş, hukukun hayır demesine rağmen, kaçak sarayını kondurmuştur. Burası Fransa Kralınınki gibi babasından kalmamış, Milletin Ata'sından millete bırakılmıştı, Orman Çiftliği babasının çiftliği hiç değildi.Başbakanlığı süresince hukuksuz demokrasiyi, "ileri demokrasi" dolması olarak sunmuş, yutan yutmuş, yutmayanlarla kavgaya tutuşmuş. Ne zaman ki, cumhurbaşkanı olmuş, arzular iyice tutuşmuş? 'Bana arzulardan bahset arzulardan" diyen Bedri Rahmi'nin duygusal coşkusuna kapılırcasına, arzularını muhtarlarla söylediği son şarkısında yazmıştır.Gerçi, "Bu son şarkımda sen varsın, ilk şarkımda yine sen vardın" bestesini aynen yaşıyordu. Neydi o hayalindeki resim? Tek adam olmak!Sarayında topladığı muhtarlara seslenirken, anlayın artık Türkiye'de sistem değişmiştir, dedi. Fiilen tek adamım, beni halk seçti, derken aynı halkın ona başkanlık vermediği 7 Haziran seçimlerini unutmuş gözüküyordu. Anayasal sınırlar içinde cumhurbaşkanı olarak kal, şeklindeki halk iradesini tanımadığı gibi anayasayı da inkâr ediyor, kendine uygun bir yeni anayasa istiyordu.İstediği şeyin adını siz koyun?Cumhurbaşkanı, söylediği şarkıya sazı da ekledi. Eklediği saz HDP Eşbaşkanı Demirtaş'ın elindeki bağlamaydı. Tayyip Bey, saz çalmakla demokrasi olmaz, derken sazendenin arkasındaki orkestraya işaret ediyordu. O orkestranın şahı AKP'nin ve senin arkanda yok mu Tayyip sultan? Sizin arkanızdaki devasa senfonik orkestranın şefi sana konsertmaystrlık (sahnedeki adı bu ise de sahadaki adı BOP Eşbaşkanlığı) verirken yargıçlar ve savcılar korosunu da yönet, TSK'nın akordunu ayarla, demiyor muydu?Ortalık kan revan içindeyken, çalıp söylemeyi sürdürenler elbet parsa toplamaya çıkacaklardır. Hiç heveslenmesinler; yağlı güreşte mağlup olan pehlivanlar, yağdan, terden arınmak için hamam parası toplar seyircilerden ya, milletimiz hamam parası da vermez bunlara. Sandığa sokup bir daha çıkarmaz. Koalisyon orta oyunu bitti gibi. Bitmese ne olur!? Maksat saraya gol olmasın. Anayasayı yok sayan saraylı, işine geldiğinde hukuku hatırlıyor. Anayasa, 45 günde hükümet kurulmazsa erken seçim kararı alınabilir ve kararı da Cumhurbaşkanı verir, diyor ya? Tayyip Erdoğan da zaten bunu beklemede. Demokrasiyi, hukuku olabildiğince esnetmekte mahir olan kafa, Anayasa'daki 45 günlük süreyi esnetmeyeceğini hanidir söyleyip duruyor.Oysa Anayasa'da esnetilmeyecek hükümler var; Cumhurbaşkanının tarafsızlığı gibi, yargıya müdahale edilemeyeceği, gibi. Sen bunları esnet, esneyebilecek 45 günlük süreyi esnetme.Kendini fiili başkan ilan ederek hukuken değil, fiilen sistemin değiştiğini söyleyebilen ve de artık sessiz değil sesli sedalı darbenin müjdecisinden ne beklenebilirdi ki?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023