İktidarıyla, muhalefetiyle Meclis içindeki partiler, AB, ABD ve IMF aklıyla, okyanus ötesinin rüzgarıyla millete sunabilecekleri hiçbir proje olmadığı için, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın sosyal devlet projelerinden kopya çekerek seçmenin karşısına çıkıyorlar. Çıkıyorlar çıkmasına ama mevcut kapitalist sistemle vatandaşa bir kuruş daha fazla verebilmeleri mümkün değil, nasıl mı?Batının dayattığı mevcut sistemde; devlet finans ihtiyacını, hakkı olan senyoraj geliriyle değil; dışarıdan, küresel tefecilerden aldığı faizli sendikasyon kredileriyle karşılıyor. Yani maliyetsiz milli parasını gayri safi milli hasıla (GSMH) karşılığı devreye koymuyor; kendisine hem kur yükü hem de faiz yükü olan başkasına ait bir paranın meblağı karşılığında parasını piyasaya sürüyor. Bunun anlamı, devletin piyasaya para sürebilmesi, yatırım yapabilmesi, vatandaşa bir şeyler verebilmesi için daha fazla borç almasıdır.Bu arada devlet, küresel güçlere bu finansal bağımlılık sebebiyle, vergi dışındaki hiçbir gelir kalemini de devreye koyamamaktadır; madenler yabancılara haraç mezat verilmektedir, kamu kuruluşları 2-3 yıllık karına yine yabancılara devredilmektedir.Peki, devlet böyle de vatandaşın durumu nasıl? Üretici üretim yaparken, tüccar, esnaf iş kurarken, mal alıp mal satarken, tarım köylüsü tohumu tarlaya atmadan faizle borçlandı.Tüketici kesimi dediğimiz işçi, memur, emekli, ev hanımı, öğrenci de tüketim yaparken, ekmek alırken, gıda alışverişi yaparken, mobilyasını, beyaz eşyasını alırken, evini, arabasını alırken faizle borçlandı. Şu anda vatandaşın bankalara olan borçları 357 milyar lira ve 19 milyon hanenin bulunduğu Türkiye'de 21 milyon icra dosyası var.Böyle, devletin, üreticinin, tüketicinin, her kesimin faizli borçla küresel tefecilere mahkum olduğu bir ülkede söyler misiniz, bu tablonun sorumlusu AKP hükümetinin millete ekstra bir hizmet sunabilmesi, vatandaşın cebine bir kuruş daha fazla para koyabilmesi mümkün mü? Elbette ki hayır? Bu sebeple iktidar partisinin seçimler yaklaştıkça MEM'den kopya çekerek sundukları vaatler, uygulanması mümkün olmayan seçim vaatleri olarak duruyor.İktidar böyle de Meclis içinde bulunan CHP, MHP ve HDP farklı mı?Milli bir ekonomik çözüm sunmadan, milli kaynaklar açıklamadan bunların hiçbirisinin, noter tasdikli taahhütname de verse söz verdiklerini gerçekleştirebilmesi mümkün değildir.Prof. Dr. Haydar Baş'ın Genel Başkanı olduğu Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) vaat ettiği bütün sosyal devlet projelerini rahatlıkla gerçekleştirebilir, çünkü Prof. Dr. Baş'ın dünya çapında tanınan, birçok ülkenin uyguladığı, Rusya'yı zirveye taşıyan, BRICS ülkelerini dünyada söz sahibi kılan Milli Ekonomi Modeli var.Bu eşsiz modelin en önemli özelliği de dışarıdan bir kuruş almadan var olan bütün milli kaynakları devreye koyabilmesidir.MEM üç temel kaynaktan bahsetmektedir: Senyoraj geliri, maden gelirleri ve vergiler?BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın önceki gün 5000 TL asgari ücret ve 1500 TL ev hanımı meslek maaşı için açıkladığı gibi Türkiye bu kaynaklarını devreye koyduğu zaman 4,5 trilyon TL gibi bugüne kadar hayalinde bile olmayan bir gelire, bir kaynağa kavuşmaktadır. Ve bu sadece başlangıçtaki gelirdir, neden mi?Bu gelir ile 5000 TL asgari ücret, 1500 TL ev hanımı meslek maaşı, 500 TL vatandaşlık maaşı, 250 TL çocuk parası, 15000 TL doğum parası, 5000 TL emekli maaşı verildiği takdirde trilyonlarca lira piyasaya tüketim amaçlı girmiş olacaktır. Bunun oluşturacağı işlem hacmini, üretim potansiyelini düşünebiliyor musunuz?Milli Ekonomi Modeli'nde tüketmekte de bir kaynaktır.Örneğin yukarıda saydığımız sosyal devlet projeleri kapsamında piyasaya 2 trilyon lira girdiğini düşünelim. Bu, yılda Türkiye şartlarında 16 kez el değiştirdiğinde yıllık 32 trilyon lira bir işlem hacmi demektir. Bu işlem hacmi, GSMH'yi kat kat artıracağından devlete daha fazla senyoraj hakkı kazandırırken, diğer taraftan sadece yüzde 10 vergi alınmasıyla bile 3,2 trilyon lira bir vergi geliri olarak geri dönecektir.Tüketime harcanan 2 trilyon, 3,2 trilyon olarak geri dönmektedir; 1,2 trilyon lira ekstra bir gelir sağlamaktadır. Bu da gösteriyor ki tüketmek ciddi bir kaynaktır.Aklınız almıyor değil mi? Bu anlattıklarımız bilimsel gerçekler, aklınızın almaması ise bugüne kadar içine sokulduğumuz ve mahkum edildiğimiz fanus sebebiyledir.Prof. Dr. Haydar Baş, sürekli artan bir gelirin, huzurun, refahın, sürekli büyümenin, sınırsız hizmetlerin kapısını bizlere açmaktadır.Bu sefer oylarımızı çakallara, tilkilere kaptırmayalım, "İş aş Haydar Baş" diyelim ve bu işi bitirelim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Direnç kalktıkça, İsrail pervasızlaştı / 21.03.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Direnç kalktıkça, İsrail pervasızlaştı / 21.03.2025