Patlayacak bomba vicdanın bombası olacaktır. O vicdan Türk milletinin vicdanıdır. Ülkenin menfaatlerini siyasi ihtiraslarına harcayan takım, kendilerini suçtan sıyırabilmek için siyasi rüşvet vermişlerdir. Rüşvet, kendi paçalarını kurtarmak içindir. Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu, Efgan Ala ve Hakan Fidan. Bu zevatın kim oldukları malumunuz. Şimdilik sayıları bu kadar. İleride takıma başkaları da katılabilir.Adı geçenler "savaş suçlusu" iddiasıyla Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) sevkedilmişlerdir. Haklarında inceleme başlamıştır.Türkiye UCM Kurucu Statüsüne taraf değildir. Böyle olunca da suç işledikleri iddia olunan siyasi sorumlular UCM'de yargılanamazlar, Mahkeme'nin yetkisi yoktur, denilebilirse de; BM (Birleşmiş Milletler) Güvenlik Konseyi'nin kararı ile UCM yetkili kılınabilir. Güvenlik Konseyi 5 üyeden oluşuyor ve her birinin veto yetkisi var. Bu, şu demek oluyor; kararlar oybirliği ile alınabilir, üyelerden biri hayır derse karar çıkmaz. Suriye, iki şikâyette bulunmuştu Türkiye hakkında:1- Teröristlerin Suriye'ye geçişine yardımcı olması,2- Charlie Hebdo dergisine saldırıyı düzenleyenlerle bağlantılı olan ve Fransa'da bir kadın polis ve dört rehineyi öldüren Amedy Coulibaly'nin imam nikahlı eşi Hayat Bour Boumeddeiner'in Suriye'ye kaçak yollarla girişine yardım etmesi.Bu iki başvuru ortadayken Türkiye'ye bakalım:Adana'da silah yüklü MİT'e ait TIR'ların çevrilerek aranması nedeniyle 25 asker ve 4 savcının yargılanması sürüyor. Bu dava dosyasındaki bulgular, Türkiye aleyhine savaş suçu delili olabilir. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmaktır bunun adı. Sorumlular TIR olayını kapatmak için yargıyı baskı altına almış ve eylemi tespit edenleri tutuklatarak mahkemeye sevkedilmelerini sağlamışlardı. İşte bu dava şimdi kendi aleyhlerine dönmüş gözüküyor.UCM nezdinde Türkiye için inceleme başlatılmıştır. Bu mahkemede devletler değil, devletlerin sorumluları yargılanır. Tayyip Erdoğan ve arkadaşları için inceleme başlatılması bunun içindir. İnceleme sonucu savaş suçu için deliller yeterli bulunursa UCM Savcılığı iddianame hazırlayacaktır. Ancak Türkiye kurucu sözleşmeye taraf olmadığı için BM Güvenlik Konseyi'nin UCM Savcılığına iddianame hazırlaması için talimat vermesi gerekir. Talimat oybirliğiyle verilecektir, bir üye veto ederse dava açılamayacaktır. Veto yetkisine sahip üyelerden biri de ABD'dir.Anlaşıldı mı şimdi, İncirlik üssünün niye ABD'nin emrine verildiği? Tayyip Bey ve arkadaşlarını UCM'ye karşı koruyacak bir kalkan olacaktı ABD vetosu. Bilim namusumuz gereği şunu da söylemeliyiz; UCM Kurucu Sözleşmesine taraf olmasak da, bu sözleşmeyi zımnen kabul ettiğimizi gösteren bir düzenleme, Türk Ceza Kanunumuzda(TCK) bulunmaktadır. TCK madde 18/(2): "Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere, vatandaş suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilmez."Maddede geçen "Uluslararası Ceza Divanı", UCM'dir.Anlaşılan o ki, ABD vetosu da Tayyip Bey ve arkadaşlarını kurtaramayacaktır.Ellerindeki bombanın pimi çekilmiştir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023