AB konusunda Türk Milleti oyunun ve ihanet diye nitelendirilebilecek tavizlerin farkına vardı.
Millet, AB'cilere suçüstü yaptı.
Son günlerdeki panik biraz da bundan.
Bir yandan masabaşı anketlerini piyasaya sürüyorlar; millet, AB'yi istiyor diye ortalığı velveleye veriyorlar. Aynı anda da çarşaf çarşaf AB ilânları veriyorlar. Türkiye gemisi AB rotasından çıktı; aman ne yapacağız, diye feryad ediyor patronlar.
Madem toplum AB'yi istiyor; ne diye gazete sayfalarına doluştunuz. AB olmazsa Türkiye batar, yalanlarıyla kamuyounu yönlendirmeye çalışıyorsunuz. Sadece bu çabalarınız, şu paniğiniz bile, milletimizin AB konusunda sizinle olmadığını, bu tavizlerle AB'ye girmenin yanında olmadığını gösteriyor. Bunu siz de görüyorsunuz sayın patronlar ve patronların fötrleri altına gizlenmiş politikacılarımız... Öyle değil mi?
Siyasal kriterlerin ve Kopenhag ölçütlerinin cenderesine alınmış bir Türkiye'nin lokma lokma edileceğini Türk insanı farkettiği için olacak; patronlar, AB işinde ekonomi vurgusu yapıyorlar.
AB, kalkınmak için, ekonomik refah için tek adres imiş. Gençlerimizin geleceğinin teminatı imiş... Vs.
Ekonomik realitelere aykırı, bu derece hayal mahsulü söylemleri nasıl üretebiliyorsunuz?
Soruyorum sizlere... Tüm patronlara, ilancı patronlara ve onların fötrleri altında tünemiş politakacılara: Türk ekonomisini, hazinemizi 55 milyar dolar zarara uğratan AB ile ilgili Gümrük Birliği anlaşması değil mi?
Başka?..
AB, vaad ettiği ve tabiî hakkımız olan şu kadar kalemdeki fon alacaklarımızı, hâlâ neden ödemiyor? Üç-dört yıldan beri bu alacaklarımız üzerinde neden yatıyorlar? Hazinemiz IMF'nin borcu ve faizinde boğulurken AB fonlarından neden üç-beş kuruş dahi gelmedi, dersiniz. Bu ne biçim AB, bu ne ekonomik katkı...
Bir başka nokta daha...
AB'nin Waastrich kararlarına göre, kamu borçları, milli gelirinin yüzde 60'ının üzerine geçen hiçbir ülke, değil AB'ye üye olmak, mahallesinden bile geçemez.
Borçları milli gelirini çoktan aşmış bir ekonomi tablosuyla Türkiye'nin AB'ye üye olacağı düzmecesini nasıl piyasaya sürebiliyorsunuz? 200 milyar doları aşmış kamu borçlarıyla AB'ye girileceği yalanına sizi kim inandırmış? Hadi, siz buan inandınız; hangi akılla bu yalanlara, milletimizi inandırmak için çabalıyor, ilanlar veriyor, çarşaf çarşaf deklarasyonlar yayınlıyorsunuz.
Kendinize yazık ediyorsunuz.
Millete yazık ediyorsunuz, demiyorum; çünkü milletimiz ayıktı, oyunu farketti. Ne kadar çabalasınız da; bundan böyle yazık edemezsiniz. Milletimiz, Kuvay-ı Milliye ruhuna büründü, şahlandı.
Yıllarca gönlünün en mutena köşesinde toz kondurmadan sakladığı Kuvay-ı Milliye ateşini meşale edindi. Bağımsız Türkiye Partisi kadrolarıyla bütünleşerek tam bağımsız ve vergisiz Türkiye'yi yeniden inşa etmek üzere seferber oldu. Şimdi 70 milyon insanımız Prof. Dr. Haydar Baş beye dua ediyor, baştacı ederek bağırlarına basıyor.
Birkaç günden beri Samsun'dayım. Dün gece Samsun'a 50 km. mesafedeki şirin bir ilçede, Kavak'taydım. BTP ilçe teşkilatının rutin seminerlerinden birine katılacağım, haberini gönderdim İlçe Başkanı Hüseyin Uyanık beye. Seminere birkaç saat kala haber uçurdum. Bir de ne göreyim, kulaklarıma inanamadım; Kavak ahalisinin yoğun iştiraki ve isteği üzerine seminer ilçedeki bir düğün salonuna alınmış.
Köylerden insanlarımız gelmişler. Gözleri ışıl ışıl, yüzleri aydınlık; BTP ile yürekleri yeşermiş. Kavak merkezdeki insanlarımızın yanısıra Azaklı köyünden, Kara Yusuflu köyünden gelen dostlarımızla Kuvay-ı Milliye bayramı yaptık adeta. Ay sonunda Samsun'da yapacağımız Katılım gecesine 7 bin kişi ile Kavaklı'ların iştirak edecekleri sözünü verdiler.
Düğün salonundaki Kuvay-ı Milliye ve Bağımsız Türkiye şenliğimizin son estantanesi tarihi bir tabloydu adeta. Konuşmamı bitirdiğimde Kara Yusufla köyünden Ahmet Sağıroğlu olduğunu söyleyen ağabey söz istedi. İlçe Başkanı Hüseyin beye dönerek "Ben de sana birkaç sene önce Türkiye ancak böyle bir Kuvay-ı Milliye ruhuyla ve Milli Ekonomi projeleriyle kurtulur, demiştim. Hatırlıyor musun? Haydar bey, gönlümüze tercüman oldu, BTP içimizi okuyup projelerini önümüze koydu. Bunlara can feda!.."dedi. Milletimiz, BTP'yi yıllardan beri bekliyormuş meğer.
Patronlar, gazeteleri "AB olmazsa iflah olmayız" diye ilanlar verirken, işte insanımız, çiftçimiz, köylümüz, işte milletimiz... Tekrar kulak veriniz, ne diyor? "Bu millet, onunla bununla değil; ancak ve ancak Kuvay-ı Milliye ruhuyla, Milli Ekonomi Modeli ve BTP'nin kalkınma projeleriyle üreterek, çalışarak kurtulur."
Artık patronların ilanı ve AB yalanı tutmaz. Millet, BTP'nin projeleriyle rotasını Bağımsız ve Vergisiz Türkiye'ye ayarladı.
Millet, AB'cilere suçüstü yaptı.
Son günlerdeki panik biraz da bundan.
Bir yandan masabaşı anketlerini piyasaya sürüyorlar; millet, AB'yi istiyor diye ortalığı velveleye veriyorlar. Aynı anda da çarşaf çarşaf AB ilânları veriyorlar. Türkiye gemisi AB rotasından çıktı; aman ne yapacağız, diye feryad ediyor patronlar.
Madem toplum AB'yi istiyor; ne diye gazete sayfalarına doluştunuz. AB olmazsa Türkiye batar, yalanlarıyla kamuyounu yönlendirmeye çalışıyorsunuz. Sadece bu çabalarınız, şu paniğiniz bile, milletimizin AB konusunda sizinle olmadığını, bu tavizlerle AB'ye girmenin yanında olmadığını gösteriyor. Bunu siz de görüyorsunuz sayın patronlar ve patronların fötrleri altına gizlenmiş politikacılarımız... Öyle değil mi?
Siyasal kriterlerin ve Kopenhag ölçütlerinin cenderesine alınmış bir Türkiye'nin lokma lokma edileceğini Türk insanı farkettiği için olacak; patronlar, AB işinde ekonomi vurgusu yapıyorlar.
AB, kalkınmak için, ekonomik refah için tek adres imiş. Gençlerimizin geleceğinin teminatı imiş... Vs.
Ekonomik realitelere aykırı, bu derece hayal mahsulü söylemleri nasıl üretebiliyorsunuz?
Soruyorum sizlere... Tüm patronlara, ilancı patronlara ve onların fötrleri altında tünemiş politakacılara: Türk ekonomisini, hazinemizi 55 milyar dolar zarara uğratan AB ile ilgili Gümrük Birliği anlaşması değil mi?
Başka?..
AB, vaad ettiği ve tabiî hakkımız olan şu kadar kalemdeki fon alacaklarımızı, hâlâ neden ödemiyor? Üç-dört yıldan beri bu alacaklarımız üzerinde neden yatıyorlar? Hazinemiz IMF'nin borcu ve faizinde boğulurken AB fonlarından neden üç-beş kuruş dahi gelmedi, dersiniz. Bu ne biçim AB, bu ne ekonomik katkı...
Bir başka nokta daha...
AB'nin Waastrich kararlarına göre, kamu borçları, milli gelirinin yüzde 60'ının üzerine geçen hiçbir ülke, değil AB'ye üye olmak, mahallesinden bile geçemez.
Borçları milli gelirini çoktan aşmış bir ekonomi tablosuyla Türkiye'nin AB'ye üye olacağı düzmecesini nasıl piyasaya sürebiliyorsunuz? 200 milyar doları aşmış kamu borçlarıyla AB'ye girileceği yalanına sizi kim inandırmış? Hadi, siz buan inandınız; hangi akılla bu yalanlara, milletimizi inandırmak için çabalıyor, ilanlar veriyor, çarşaf çarşaf deklarasyonlar yayınlıyorsunuz.
Kendinize yazık ediyorsunuz.
Millete yazık ediyorsunuz, demiyorum; çünkü milletimiz ayıktı, oyunu farketti. Ne kadar çabalasınız da; bundan böyle yazık edemezsiniz. Milletimiz, Kuvay-ı Milliye ruhuna büründü, şahlandı.
Yıllarca gönlünün en mutena köşesinde toz kondurmadan sakladığı Kuvay-ı Milliye ateşini meşale edindi. Bağımsız Türkiye Partisi kadrolarıyla bütünleşerek tam bağımsız ve vergisiz Türkiye'yi yeniden inşa etmek üzere seferber oldu. Şimdi 70 milyon insanımız Prof. Dr. Haydar Baş beye dua ediyor, baştacı ederek bağırlarına basıyor.
Birkaç günden beri Samsun'dayım. Dün gece Samsun'a 50 km. mesafedeki şirin bir ilçede, Kavak'taydım. BTP ilçe teşkilatının rutin seminerlerinden birine katılacağım, haberini gönderdim İlçe Başkanı Hüseyin Uyanık beye. Seminere birkaç saat kala haber uçurdum. Bir de ne göreyim, kulaklarıma inanamadım; Kavak ahalisinin yoğun iştiraki ve isteği üzerine seminer ilçedeki bir düğün salonuna alınmış.
Köylerden insanlarımız gelmişler. Gözleri ışıl ışıl, yüzleri aydınlık; BTP ile yürekleri yeşermiş. Kavak merkezdeki insanlarımızın yanısıra Azaklı köyünden, Kara Yusuflu köyünden gelen dostlarımızla Kuvay-ı Milliye bayramı yaptık adeta. Ay sonunda Samsun'da yapacağımız Katılım gecesine 7 bin kişi ile Kavaklı'ların iştirak edecekleri sözünü verdiler.
Düğün salonundaki Kuvay-ı Milliye ve Bağımsız Türkiye şenliğimizin son estantanesi tarihi bir tabloydu adeta. Konuşmamı bitirdiğimde Kara Yusufla köyünden Ahmet Sağıroğlu olduğunu söyleyen ağabey söz istedi. İlçe Başkanı Hüseyin beye dönerek "Ben de sana birkaç sene önce Türkiye ancak böyle bir Kuvay-ı Milliye ruhuyla ve Milli Ekonomi projeleriyle kurtulur, demiştim. Hatırlıyor musun? Haydar bey, gönlümüze tercüman oldu, BTP içimizi okuyup projelerini önümüze koydu. Bunlara can feda!.."dedi. Milletimiz, BTP'yi yıllardan beri bekliyormuş meğer.
Patronlar, gazeteleri "AB olmazsa iflah olmayız" diye ilanlar verirken, işte insanımız, çiftçimiz, köylümüz, işte milletimiz... Tekrar kulak veriniz, ne diyor? "Bu millet, onunla bununla değil; ancak ve ancak Kuvay-ı Milliye ruhuyla, Milli Ekonomi Modeli ve BTP'nin kalkınma projeleriyle üreterek, çalışarak kurtulur."
Artık patronların ilanı ve AB yalanı tutmaz. Millet, BTP'nin projeleriyle rotasını Bağımsız ve Vergisiz Türkiye'ye ayarladı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019