Mavi Marmara saldırısından yaklaşık 3 yıl sonra gelen “İsrail özrü”nün asıl hedefini Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ortaya koydu.
Sayın Baş, “Özür, Büyük İsrail Devleti’nin kurulması içindir” dedi.
Prof. Dr. Baş, APO’nun mektuplu mesajı ve hemen ardından gelen İsrail’in özrüyle alakalı olarak perde arkası gelişmelerini şöyle özetledi:
“Türk siyasetinin söz itibariyle böyle bir tavizi vermesinden umudu olmayan İsrail görüntüde Türk devletine muhalefetini güçlendirmişti. Ne var ki, APO’nun mesajı ile birlikte ortaya çıkan ciddi tavizler Büyük İsrail devletinin kurulacağının ifadesi ve işaretiydi. Onun için de Netanyahu ‘Biz Sayın Başbakanı yanlış anlamışız, o bu konuda bizim kardeşimiz, dostumuzmuş’ demek suretiyle özür dilemiştir.”
Siyasilerimiz, APO açılımıyla İsrail’e bağlılıklarını tescil etmiş oldular, İsrail de bu pası aldı ve özürle de memnuniyetini ifade etti.
Sayın Baş’ın dikkat çektiği başka bir husus ise PKK’nın Güneydoğumuzu terk etmeyeceği tespiti idi. Prof. Dr. Baş, “PKK’lılar da tıpkı Kuzey Irak bölgesinde Peşmergelerin üstlendiği rolde olduğu gibi yeni kurulacak devletin silahlı gücünü oluşturacaktır” dedi.
Zaten basına yansıyan yasa düşüncelerine bakıldığında, PKK’nın Türkiye’yi terk etmesine yönelik değil de, affedilip milletin arasına karışmasına yönelik…
Hatırlarsanız, APO’nun mektubunun okunduğu günlerde Başbakan Erdoğan’ın dağa çıkıp da çatışmaya girmeyenlerin terör suçlusu olmadığına dair açıklamaları vardı. Tabi, çatışmaya girenleri nasıl tespit edecekler merak konusu…
Üstelik dağa çıkıp da çatışmaya girmeyenin pek olmadığı kanaatindeyim.
Siyasi iradenin bu adımlarıyla eli silahlı ve kanlı PKK’lıların hemen hemen hepsi –birkaç adı açıkmış olan müstesna- legal bir şekilde Türkiye’de yaşam hakkı bulmuş olacaklar.
Tabi, pişman oldukları için değil, liderleri siyasi irade karşısında büyük bir zafer kazandığı için…
İsrail özrünün, APO’ya mektup tavizinden hemen sonra gelmesi, PKK hareketinin ve Kürdistan projesinin İsrail için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Hatta “Kürdistan projesi, Büyük İsrail Devleti için bir basamaktır” demek de yanlış olmaz.
Kürdistan olarak hedeflenen haritayla, Büyük İsrail Devleti için hedeflenen arzı mevut haritasını yan yana koyduğunuzda, Büyük İsrail Devleti’nin Kürdistan’ı da kapsadığı görülmektedir. Bu da tezimizi doğrulamaktadır.
APO açılımının, İsrail’i özür diletecek kadar sevindirmesinin en büyük sebebi de budur.
Barzani Büyük İsrail Devleti için çalışmaktadır, Peşmerge ordusu hakeza öyle; APO Büyük İsrail için çalışmaktadır, PKK, Pejak, PYD hakeza öyle…
Neden İsrailli emekli generaller Kandil’de, Hakurk’ta PKK’lı teröristlere askeri eğitim verdiği, bu açıdan bakıldığında daha net anlaşılmaktadır.
Bugünlerde halkımızın arasına sızan ABD ve İsrail güdümlü, gönlünde Haç taşıyan sakallı, cübbeli hatta suni nurlu fikir ve gönül ajanlarının yeniden fitneler yaydığına şahit olacaksınız.
Siz diyeceksiniz, “AKP hükümeti, APO’yu kahraman yaptı, ülke bölünüyor, elden gidiyor”, onlar ve onların kandırdığı insanlar da size “Ama İsrail’e özür dilettiler” diyecekler.
Hep öyle olmadı mı, tiyatrolarla verilen bütün tavizlerin üstü örtülmedi mi?
Ankara onaylı Gazze katliamını “one minute” tiyatrosuyla örttüler, normalde Türk milletinin asla hazmedemeyeceği APO tavizini ise “özür” tiyatrosu ile örtüyorlar.
Halbuki İsrail’in özür dilemesi, AKP hükümetinin millet menfaatine bir başarısı değil, İsrail adına başardığı şeylerin bir ödülüdür.
Milletimiz her gördüğü sakallıyı dedesi zannetmeye devam ettiği müddetçe bu ülke daha çok şeyler kaybecek. Uyanma zamanı geldi de geçiyor bile…
Sayın Baş, “Özür, Büyük İsrail Devleti’nin kurulması içindir” dedi.
Prof. Dr. Baş, APO’nun mektuplu mesajı ve hemen ardından gelen İsrail’in özrüyle alakalı olarak perde arkası gelişmelerini şöyle özetledi:
“Türk siyasetinin söz itibariyle böyle bir tavizi vermesinden umudu olmayan İsrail görüntüde Türk devletine muhalefetini güçlendirmişti. Ne var ki, APO’nun mesajı ile birlikte ortaya çıkan ciddi tavizler Büyük İsrail devletinin kurulacağının ifadesi ve işaretiydi. Onun için de Netanyahu ‘Biz Sayın Başbakanı yanlış anlamışız, o bu konuda bizim kardeşimiz, dostumuzmuş’ demek suretiyle özür dilemiştir.”
Siyasilerimiz, APO açılımıyla İsrail’e bağlılıklarını tescil etmiş oldular, İsrail de bu pası aldı ve özürle de memnuniyetini ifade etti.
Sayın Baş’ın dikkat çektiği başka bir husus ise PKK’nın Güneydoğumuzu terk etmeyeceği tespiti idi. Prof. Dr. Baş, “PKK’lılar da tıpkı Kuzey Irak bölgesinde Peşmergelerin üstlendiği rolde olduğu gibi yeni kurulacak devletin silahlı gücünü oluşturacaktır” dedi.
Zaten basına yansıyan yasa düşüncelerine bakıldığında, PKK’nın Türkiye’yi terk etmesine yönelik değil de, affedilip milletin arasına karışmasına yönelik…
Hatırlarsanız, APO’nun mektubunun okunduğu günlerde Başbakan Erdoğan’ın dağa çıkıp da çatışmaya girmeyenlerin terör suçlusu olmadığına dair açıklamaları vardı. Tabi, çatışmaya girenleri nasıl tespit edecekler merak konusu…
Üstelik dağa çıkıp da çatışmaya girmeyenin pek olmadığı kanaatindeyim.
Siyasi iradenin bu adımlarıyla eli silahlı ve kanlı PKK’lıların hemen hemen hepsi –birkaç adı açıkmış olan müstesna- legal bir şekilde Türkiye’de yaşam hakkı bulmuş olacaklar.
Tabi, pişman oldukları için değil, liderleri siyasi irade karşısında büyük bir zafer kazandığı için…
İsrail özrünün, APO’ya mektup tavizinden hemen sonra gelmesi, PKK hareketinin ve Kürdistan projesinin İsrail için ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Hatta “Kürdistan projesi, Büyük İsrail Devleti için bir basamaktır” demek de yanlış olmaz.
Kürdistan olarak hedeflenen haritayla, Büyük İsrail Devleti için hedeflenen arzı mevut haritasını yan yana koyduğunuzda, Büyük İsrail Devleti’nin Kürdistan’ı da kapsadığı görülmektedir. Bu da tezimizi doğrulamaktadır.
APO açılımının, İsrail’i özür diletecek kadar sevindirmesinin en büyük sebebi de budur.
Barzani Büyük İsrail Devleti için çalışmaktadır, Peşmerge ordusu hakeza öyle; APO Büyük İsrail için çalışmaktadır, PKK, Pejak, PYD hakeza öyle…
Neden İsrailli emekli generaller Kandil’de, Hakurk’ta PKK’lı teröristlere askeri eğitim verdiği, bu açıdan bakıldığında daha net anlaşılmaktadır.
Bugünlerde halkımızın arasına sızan ABD ve İsrail güdümlü, gönlünde Haç taşıyan sakallı, cübbeli hatta suni nurlu fikir ve gönül ajanlarının yeniden fitneler yaydığına şahit olacaksınız.
Siz diyeceksiniz, “AKP hükümeti, APO’yu kahraman yaptı, ülke bölünüyor, elden gidiyor”, onlar ve onların kandırdığı insanlar da size “Ama İsrail’e özür dilettiler” diyecekler.
Hep öyle olmadı mı, tiyatrolarla verilen bütün tavizlerin üstü örtülmedi mi?
Ankara onaylı Gazze katliamını “one minute” tiyatrosuyla örttüler, normalde Türk milletinin asla hazmedemeyeceği APO tavizini ise “özür” tiyatrosu ile örtüyorlar.
Halbuki İsrail’in özür dilemesi, AKP hükümetinin millet menfaatine bir başarısı değil, İsrail adına başardığı şeylerin bir ödülüdür.
Milletimiz her gördüğü sakallıyı dedesi zannetmeye devam ettiği müddetçe bu ülke daha çok şeyler kaybecek. Uyanma zamanı geldi de geçiyor bile…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Direnç kalktıkça, İsrail pervasızlaştı / 21.03.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Direnç kalktıkça, İsrail pervasızlaştı / 21.03.2025