Almanya'nın Mülhaym şehrindeki Ren nehrinin bir yakasında Almanlar, öbür yakasında da Fransızlar bulunuyordu. Silahlı Fransızlar, her yıl Ren nehrini geçip Almanlara ait olan mahsulün tamamını gasp ederek toplayıp götürüyorlardı. O sıralar, askeri gücü etkili olmayan güçsüz Almanlar ise Fransızların her yıl tekrarlanan bu gaspına engel olamıyorlardı.Artık perişan hale gelen Almanlar çareyi adaletini ve gücünü bildikleri, yardım isteyene karşılıksız yardım eden Türklerden yani Osmanlı'dan yardım istemekte bulurlar. Hemen Osmanlı Padişahına bir mektup yazarlar ve özel bir elçiyle ulaştırmaya muvaffak olurlar. Almanların Osmanlı'dan yardım istedikleri mektupta şunlar yazılıdır; "Fransızlar her sene bize haksızlık yapıyor, mahsulümüzü zorla elimizden alıyorlar. Siz ki, dünyaya adalet dağıtan bir imparatorluğun sultanı, İslamiyet'in de halifesisiniz. Bizi şu zulümden lütfen kurtarın. Asker gönderin. Ürünlerimizi bu sene olsun toplama imkânı sağlayın."O dönemlerde Osmanlı'da sıkıntılı günler yaşadığından asker gönderme imkânı olmayan Osmanlı Padişahı, Almanlara bir cevap mektubuyla beraber içi onlarca Yeniçeri elbisesi dolu büyük bir paket gönderir. Asker beklerken Yeniçeri elbisesi geldiğini gören Almanlar önce şaşırırlar sonra beraberinde gelen Osmanlı padişahının mektubunu okurlar. Osmanlı Padişahının mektubunda şunlar yazılıdır; "Fransızlar korkak adamlardır. Onlara Yeniçeri göndermemize gerek yoktur. Yeniçerimizin kıyafetini görmeleri kâfidir. Çuval içindeki Osmanlı askerinin elbiselerini adamlarınıza giydirin. Mahsul zamanı, nehrin görülecek yerlerinde dolaştırın. Karşıdan gören Fransızları caydırmak için bu yeterli olacaktır."Almanya'nın Mülhaym kenti çiftçileri zaten hasat vakti de gelmiş olduğundan hemen Osmanlı'nın gönderdiği Yeniçeri kıyafetlerini giyip Ren nehri kıyısında Fransızların kolaylıkla görebilecekleri Yerlerde kalabalık gruplar halinde nöbet tutmaya başlarlar.Çok geçmeden Fransızlar Ren nehrinin Almanya tarafında dolaşan Osmanlı askerlerini fark ederler. Ama bunların Yeniçeri kıyafeti giymiş Almanlar olduklarını anlamazlar. Osmanlı askeri buraya kadar geldiyse mutlaka Fransızların tarafına taarruz düzenlerler diye düşünüp korkudan köylerini de terk ederek, iç kısımlara doğru kaçmaya başlarlar.Mülhaym Almanları, Fransızların kaçtıkları o günü her yıl bir karnaval havasında kutlamaya başlarlar. Osmanlının gönderdiği Yeniçeri kıyafetleri Karlsruhe müzesinde bugün bile ziyaret edilip görülebilir.Bunun gibi karşılıksız yardıma ancak Osmanlının yani Türk'ün temsil ettiği medeniyet anlayışında rastlayabilirsiniz. Günümüzde bütün Dünyanın muhtaç olduğu da zaten bu anlayıştır?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024