Onlar ister otursun ister kalksın ‘İmamdırlar’

Peygamber Efendimiz (s.a.a.v) Veda Haccından dönerken tebliğ ayeti, "Ey Peygamber! Rabbinden Sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan, O'nun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah, Seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kâfirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir" (Maide Suresi 67) ayeti nazil olunca Gadir Hum hutbesinden kendinsen sonraki halifenin Ali olduğu, ondan sonraki halifelerinden Ali'nin soyundan olduğunu açıklamıştı.

Bütün sahabeler, İmam Ali ile tokalaşmış, biat etmiş ve tebrik etmişlerdi. 

Hutbeden sonra ise ikmal ayeti; "Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı seçtim" (Maide Suresi 3) ayeti nazil olmuştu.

İkmal ayetini okuyan Peygamber Efendimiz (s.a.a) şöyle buyurdu: "Dinin kemale ermesine, nimetin tamamlanıp benim risaletime ve Ali b. Ebu Talib'in benden sonra velayetine Rabbimin razı olmasına Allah-u Ekber."

Peygamberimizin na'şı henüz ortadayken İmam Ali'ye biat edenler, halifeliğini kabul edenler Sakife dene yerde sözlerinden dönmüş, oradaki meşhur sahabelerin bütün itirazlarına rağmen kendi halifelerini seçmişlerdi.

Bu seçim İslam'ı bağlar mı? Bağlamaz. Çünkü kimlerin halişfe olacağı nas ile sabittir. Bu seçim Allah katındaki halifelerin değerini etkilemeyeceği gibi onların görevlerinin önüne de geçmemiştir.

Allah (c.c) katındaki halifeler, yaşadıkları dönemlerdeki devlet başkanlarının bütün zulüm ve baskılarına rağmen bu ilahi görevlerini yani Allah2ın dinini temsil ve tebliğ etme görevlerini eksiksiz yerine getirmişlerdir. Allah (c.c) nurunu ise İmam Mehdi ile tamamlayacaktır.

Peygamber Efendimiz, Gadir-i Hum hutbesinin 6 yerinde Hz. Ali'nin halife ve vasi olarak ilan edildiğini buyurur:

1. "Ali b. Ebu Talib, benim kardeşimdir, vasimdir, halifemdir ve benden sonraki halifemdir."

2.  "Allah Resûlü'nün halifesi odur. Mü'minlerin emiri odur. Allah tarafından tayin edilen hidayet imamı odur."

3. "Ey insanlar! Bu Ali'dir! O benim kardeşimdir, vasim, ilmimi toplayan ve ümmetim arasında iman eden kimseler üzerindeki halifemdir."

4. "Ey insanlar! Ben hilafet emrini kıyamet gününe kadar imamet veraseti olarak neslime emanet ediyorum."

5. "Ali, Allah tarafından tayin edilen imamdır."

6. "Benden sonra Ali, Allah'ın emri ile sizin veliniz ve imamınızdır. İmamet makamı ondan sonra da Allah ve Resulü ile görüşeceğiniz güne kadar onun evlatlarından olan Benim neslimin hakkıdır."

Onların ikisi ister otursun ister kalksın imamdırlar

Sevgili Peygamberimiz bir çok hadisinde İmam Hasan ve Hüseyin'in halifeliğini vurgulamıştır. İşte birkaç hadis;

"Onların ikisi ister otursun ister kalksın imamdırlar."

"Bu iki oğlum ister otursun isterlerse de kalksın, İmamdırlar."

"Hasan ve Hüseyin, benden ve babalarından sonra yeryüzü ehlinin en üstünüdür."

'Hasan ve Hüseyin dünyadaki reyhanlarımdır'."

'Bu ikisi benim dünyadaki reyhanlarımdır. Beni seven onları da, sevsin'.

Ebu Eyyub el-Ensari'den rivayetle: "Hz. Resulullah'ın (s.a.a) huzuruna çıktım, İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin (a.s) önünde ve kucağında oynuyorlardı. Arz ettim ki: Ey Allah'ın Resulü! Onları seviyor musun? 

Buyurdu ki: 'Nasıl sevmeyeyim? Onlar dünyada kokladığım reyhanlarımdır'.

İmam Hüseyin'in (a.s) konumu

Haris'ten, İmam Ali'den (a.s) Hz. Resulullah'ın (s.a.a) İmam Hüseyin (a.s) hakkında şöyle buyurduğu nakledildi: 'Bunu seven, beni sevmiştir'.

Hz. Resulullah (s.a.a) İmam Hüseyin (a.s) hakkında şöyle buyurmuştur: "Onun ismi Arş'ın sağında şöyle yazılıdır: 'Şüphesiz ki Hüseyin; hidayet çırağı ve kurtuluş gemisidir'."

Berra bin Âzib'ten şöyle dediği nakledildi: "Hz. Resulullah'ı (s.a.a) Hüseyin bin Ali'yi (a.s) omzunda taşırken gördüm. Şöyle buyuruyordu: 'Allah'ım! Kuşkusuz ben, onu seviyorum. Sen de, sev'."

Ebu Hureyre'den rivayet edildiği üzere: "Hz. Resulullah (s.a.a), Hüseyin bin Ali'nin (a.s) elinden tutup ayakları üzerine kaldırır, tekerlemeler söyler, onunla oynaşır ve şöyle buyururdu: 'Allah'ım! Kuşkusuz ben onu seviyorum. O halde onu ve onu seveni, sev'.

"Hüseyin, bendendir. Ben de, Hüseyin'denim. Allah, Hüseyin'i seveni sevmiştir. Hüseyin torunumdur."

Hubeyre bin Yeriym, İmam Ali'nin (a.s) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kim başından boğazına kadar Hz. Resulullah'ın (s.a.a) yüzüne bakmak isterse; Hasan'a (a.s) baksın! 

Kim de boğazından ayağına kadar bedenine bakmak isterse; Hüseyin'e (a.s) baksın! Zira ikisi (a.s) Peygamber'i (s.a.a) bölüşmüşlerdir."

Hz. Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Şüphesiz ki Allah Hüseyin'in soyundan vasiler kılmıştır. Onlar dinden aşırılığa kaçanların yanlışlığını; batıl ehli kimselerin haksız iddialarını ve sapkınların yorumlarını bertaraf edecektir.  Onların dokuzuncusu Kaim'leridir (Kıyam edenleridir)."

Selman-ı Farisi'den (r.a) şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Hz. Peygamber'in (s.a.a) huzuruna çıktım. Hz. Hüseyin'in (a.s) kucağında olduğunu ve Onu gözlerinden öpüp kokladığını gördüm. Bu sırada şöyle buyuruyordu:

'Sen Seyyid oğlu Seyyidsin! Sen İmam oğlu İmamsın! Sen İmamların Babasısın! Sen Hüccet oğlu Hüccetsin! Sen soyundan gelen dokuz Hüccetin (a.s) babasısın; dokuzuncuları Kaim'leridir".

Ebu Said-i Hudri'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Hz. Resulullah'ın (s.a.a) İmam Hüseyin'e (a.s) şöyle buyurduğunu işittim: kardeşisin. Soyundan gelecek dokuz İmamlar Paktırlar! Dokuzuncuları Kaim'leridir."

Yine Ebu Said-i Hudri'den nakledildiği üzere şöyle dedi: "Hz. Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu işittim:

'Benden sonraki Halifeler On İkidir. Dokuzu Hüseyin'in (a.s) soyundandır. Dokuzuncusu Mehdi'dir. Onları sevenlere ne mutlu! Onlara düşmanlık edenlerin vay haline!'

Onları layıkıyla sevmeyi nasip eyle Ya Rabbi!