Türk siyasetini izlediğimiz zaman farklı olaylar yaşıyor ve değişik iddia ve tablolar ile karşı karşıya kalıyoruz.
Atatürk'ü şiar edinen BTP'nin söylem ve eylemleri "Milli" bir çizgiden yana misyon üstlenmiş; tutarlı bir taban yaratmış; eylemlerini sevgi ve saygı çerçevesinde sürdürmüş olmasına rağmen benzer iddiaları dillendiren CHP'den hakkettiği ilgi ve saygıyı göremiyor.
Haklı olarak BTP'nin tabanı da, sosyal medya hesaplarında tavrını ve tepkisini karşıt yazı ve görüşler ile sergiliyorlar.
Peki, Atatürk için kitap yazmış; onun millilik politikasını benimsemiş; tabanını kavgasız, gürültüsüz kongreleri ile gerçekleştirmiş, taraftarlarını muhalefetsiz net bir görüş etrafında birleştirmiş başka bir parti var mı?
Ve bu tür bir dışlanma, haber kanallarında engellenme, parti başkanının yaptığı ziyaretleri bile gündeme almamak acaba kimin marifetidir ve neyin göstergesidir?
Sevgili Hüseyin Baş şöyle demişti: "Biz genç bir partiyiz. Gençlerin partisiyiz. Şimdiki politikacılar oldukça yaşlı. Onlardan sonra gelen kuşak biziz… Bizim her türlü soruna karşı bir çözüm reçetemiz var. Hem de öyle bir reçete var ki, yurt dışından ithal edilmiş falan değil. Yüzde yüz yerli ve milli…"
Şimdi düşünüyorum da, muhalefet partilerinin –ana muhalefet dahil- asıl ve görünür rakipleri iktidar partisi değil. Asıl korkuları BTP'nin tutumu ve millici politika ve fikirleri ile parlaması…
Şu anda BTP'yi bağımsızlık konusunda açıkça, projeleri ile gizli bir rakip olarak hedeflerine koymuş durumdalar… En büyük korkuları da Hüseyin Baş ve kadrolarının değeri eğer keşfedilirse kendilerine siyaset arenasında söyleyecek söz ve ekmek kalmayacak olmasından duydukları öngörü ve korku.
Ne yazıktır ki bu ülkede yaşlı politikacılar daima gençlerden korkmuşlardır. Onları susturmaya, önlerini kesmeye çalışmışlardır. Onlara göre gençler tecrübesizdir, sürekli hata yaparlar, çabuk heyecanlanıp yanlış kararlar verirler, ülkeyi uçuruma sürüklerler.
Ne yazık ki bu argümanlar bugün tükenmiştir.
Günümüz eylemlerinde başı çekenler gençlerdir. Yerden çöpleri toplayanlar gençlerdir. Yaratıcı fikirler ile insanları güldürenler, yeni sanal kahramanlar yaratanlar gençlerdir. Sosyal medyayı kullanarak hemen organize olmayı başaranlar gençlerdir. O nedenle gençlerden korkarlar… Geçmişte de böyle olmuştur.
BTP'ye karşı oluşturulan bu rekabet bazen açığa çıksa da, bazen aba altından yürütülse de bilimsel bir taktiktir. "Küçük gör, dikkate alma, fısıltı gazetesinin yalanları ile ez, yok etmeye, itibarsızlaştırmaya çalış" taktiğidir.
İnsan mühendisliğinde de çok ayrı bir yeri vardır.
Senaryosu kurgulamak ve uygulamak üzerine kurulmuştur.
BTP bugünün partisi değildir. Genç kadroları, programı ve idealleri, örnek aldığı ve Milli Ekonomi Modeli, Milli Devlet gibi Atatürk'ün söylemleri ile Türk milletine çizdiği gerçek demokrasi rotasının gelecekteki iktidar partisidir.
Gelecekte var olmak çok çalışmayı, hedef ve ilkelerini iyi anlatmayı, kadrolarını seçilmişlerden değil, seçkinlerden oluşturmayı gerektirir. BTP kadrolarına baktığınız zaman iktidardan ikbal arayanların değil, memleketin bekası için bir araya gelmiş, mazlum ve masum insanları, yani halkı görürsünüz. Bunların yalanla, riya ile para pul, mal ve mülkle ilgili beklentileri, lüks yaşam özlemleri yoktur.
BTP halkın partisidir ve görevi milli olarak belirlediği başlıklardaki çizgisini korumaktır. Yıkmaya çalışanlara ve yok saymak için uğraşanlara dikkat edilmeli, dimdik ayakta durduğunu, gelecek için endişe ettiğini, milli ve manevi değerlerin ziyan edilmeden var olmayı sürdürdüğünü daha çok göstermesidir.
Bugün ana muhalefet partisinin bünyesindeki çok çeşitlilik ile BTP'nin saf kadrolarının bağdaşması ve bir ortaklık yapması ne kadar mümkündür bilemem.
Ancak her şey ortadadır.
Mevcut iktidarın yanlışları ile mücadele etmek için sadece ana muhalefet ile değil, tüm partilerle işbirliği yapılması kaçınılmazdır.
Unutulmamalıdır ki, "Hakkın sesi, halkın sesidir…"
Ona kulak tıkayanlar her zaman heder olmuşlardır.
- Maaşının hırsızı… / 07.04.2025
- Rekabet ve geleceğin partisi olmak… / 05.04.2025
- İlahi adalet… / 04.04.2025
- Sahne… / 02.04.2025
- Sessizlik… / 01.04.2025
- Bayramlık… / 28.03.2025
- Gelecek kaygısı… / 21.03.2025
- VEFA… / 19.03.2025
- Doğruları söylemek… / 14.10.2024