İmam Rıza’nın hikmet, öğüt ve takva hakkındaki kısa sözlerinden
Mümin, kendisinde üç haslet olmadıkça mümin olmaz: Rabbinden bir sünnet, Peygamber'inden bir sünnet ve imamından bir sünnet...
05.04.2025 00:08:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Mümin, kendisinde üç haslet olmadıkça mümin olmaz: Rabbinden bir sünnet, Peygamber'inden bir sünnet ve imamından bir sünnet.
Rabbinden olan sünnet, sırrı gizlemektir.
Peygamber'inden olan sünnet, halkla iyi geçinmektir.
İmamından olan sünnet de sıkıntı ve zorluklarda sabırlı olmaktır.
Nimet sahibi olan kimse, ailesine rahat bir geçim sağlamalıdır.
İbadet, çok (müstahap) namaz kılmak ve çok (müstahap) oruç tutmak değil; ibadet, Allah'ın işleri hakkında çok düşünmektir. (Çünkü ancak bu yolla insan Allah'a iyice tanıyabilir ve ihlâsla ona ibadet eder.)
Peygamberlerin sıfatlarından biri de temizliktir.
Emin, sana hıyanet etmemiş, sen haine güvenmişsin.
Allah bir işi irade ettiği zaman kulların aklını alır; böylece emrini gerçekleştirir, iradesi yerini bulur. Emrini gerçekleştirdikten sonra herkese aklını geri verir. O zaman "Bu (olay) nasıl oldu ve nerden ortaya çıktı?" diye şaşırırlar.
Susmak, hikmet kapılarından bir kapıdır. Susmak, (boş yere konuşmamak), muhabbet kazandırdığı gibi her hayrın da kılavuzudur.
Boş işler, boş sözleri gerektirir.
Büyük kardeş, baba yerindedir.
"Adi insan kimdir?" diye sorduklarında İmam: "Sahip olduğu şey, kendisini Allah'tan alıkoyan (gafil eden) kimsedir." buyurdular.
İmam aleyhi's-selâm yazının üzerine (onu kurutmak için) toprak serpip; "(Bunun) sakıncası yoktur." buyuruyordu. Bir şeyleri not etmek istediğinde de: "Bismillahirrahmanirrahim, inşallah hatırlarım." yazıp sonra dilediği şeyi yazardı.
Sözünü ettiğin kimse hazırsa künyesini, hazır değilse ismini zikret.
Herkesin dostu onun aklıdır; düşmanı ise cehaletidir.
İnsanlara muhabbet beslemek aklın yarısıdır.
Allah dedikoduyu, malı zayi etmeyi ve insanlara çok ağız açmayı sevmez.
Evlenirken yemek vermek sünnettir.
İmanın dört rüknü vardır: Allah'a tevekkül etmek, Allah'ın kazasına rıza göstermek, Allah'ın emrine teslim olmak ve işleri Allah'a bırakmak.
Bir yudum suyla bile olsa sıla-ı rahimde bulun. En iyi sıla-i rahim, akrabaya eziyet etmemektir. Allah Teâla kitabında şöyle buyurmuştur: "Sadakalarınızı minnet ve eziyet ederek batıl etmeyin."
Hilim (olgunluk) ve ilim, derin anlayışın nişanelerindendir. Susmak, hikmet kapılarından bir kapıdır. Susmak (boş yere konuşmamak) muhabbet kazandırdığı gibi her hayrın da kılavuzudur.
Ailesini geçindirmek için rızk peşinde olan kimsenin mükâfatı, Allah yolunda cihad eden kimsenin mükâfatından daha fazladır.
İmam hazretlerine: "Nasıl sabahladınız?" dediklerinde şöyle buyurdular: Yakınlaşan bir ecel, (azalan bir ömür) ve korunan bir amelle sabahladım; ölüm yanı başımızda beklemekte; ateş arkamızda durmakta ve bize ne yapılacağını da bilmiyoruz.
Asaletinde güvenilirlik, tabiatında kerem, ahlâkında sebat, nefsinde şeref ve kalbinde Allah korkusu bulunmayan kimseden, dünya ve ahiret işlerinden hiçbiri için hayır bekleme.
Karşı karşıya gelen iki gruptan, ancak affı çok olan grup (Allah tarafından) yardım görür (zafere kavuşur).
Cömert, yemeğini yesinler diye halkın yemeğini yer. Ama cimri, yemeğini yemesinler diye halkın yemeğini yemez.
Biz tıpkı Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih gibi verdiği sözü yerine getirmeyi kendisi için borç bilen bir Ehlibeyt'iz.
Öyle bir gün gelir ki, afiyet (rahatlık) on cüz' olur: Dokuz cüz'ü insanlardan uzaklaşmakla ve bir cüz'ü de susmakla sağlanır.
Muammer İbn Hallad İmam aleyhi's-selâm'a: "Allah ferecinizi (kurtuluşunuzu) yakın eylesin." dediğinde buyurdular ki: "Ey Muammer, bu ferec sizin kendi ferecinizdir. Bana gelince, Allah'a andolsun ki, o benim için, içinde bir avuç kavut bulunan ağzı mühürlü dağarcıktan başka bir şey değildir.
Güçsüze yardım etmek en iyi sadakadır." (Hasan B. Ali el-Harranî Tuheful Ukul eserinden)
Rabbinden olan sünnet, sırrı gizlemektir.
Peygamber'inden olan sünnet, halkla iyi geçinmektir.
İmamından olan sünnet de sıkıntı ve zorluklarda sabırlı olmaktır.
Nimet sahibi olan kimse, ailesine rahat bir geçim sağlamalıdır.
İbadet, çok (müstahap) namaz kılmak ve çok (müstahap) oruç tutmak değil; ibadet, Allah'ın işleri hakkında çok düşünmektir. (Çünkü ancak bu yolla insan Allah'a iyice tanıyabilir ve ihlâsla ona ibadet eder.)
Peygamberlerin sıfatlarından biri de temizliktir.
Emin, sana hıyanet etmemiş, sen haine güvenmişsin.
Allah bir işi irade ettiği zaman kulların aklını alır; böylece emrini gerçekleştirir, iradesi yerini bulur. Emrini gerçekleştirdikten sonra herkese aklını geri verir. O zaman "Bu (olay) nasıl oldu ve nerden ortaya çıktı?" diye şaşırırlar.
Susmak, hikmet kapılarından bir kapıdır. Susmak, (boş yere konuşmamak), muhabbet kazandırdığı gibi her hayrın da kılavuzudur.
Boş işler, boş sözleri gerektirir.
Büyük kardeş, baba yerindedir.
"Adi insan kimdir?" diye sorduklarında İmam: "Sahip olduğu şey, kendisini Allah'tan alıkoyan (gafil eden) kimsedir." buyurdular.
İmam aleyhi's-selâm yazının üzerine (onu kurutmak için) toprak serpip; "(Bunun) sakıncası yoktur." buyuruyordu. Bir şeyleri not etmek istediğinde de: "Bismillahirrahmanirrahim, inşallah hatırlarım." yazıp sonra dilediği şeyi yazardı.
Sözünü ettiğin kimse hazırsa künyesini, hazır değilse ismini zikret.
Herkesin dostu onun aklıdır; düşmanı ise cehaletidir.
İnsanlara muhabbet beslemek aklın yarısıdır.
Allah dedikoduyu, malı zayi etmeyi ve insanlara çok ağız açmayı sevmez.
Evlenirken yemek vermek sünnettir.
İmanın dört rüknü vardır: Allah'a tevekkül etmek, Allah'ın kazasına rıza göstermek, Allah'ın emrine teslim olmak ve işleri Allah'a bırakmak.
Bir yudum suyla bile olsa sıla-ı rahimde bulun. En iyi sıla-i rahim, akrabaya eziyet etmemektir. Allah Teâla kitabında şöyle buyurmuştur: "Sadakalarınızı minnet ve eziyet ederek batıl etmeyin."
Hilim (olgunluk) ve ilim, derin anlayışın nişanelerindendir. Susmak, hikmet kapılarından bir kapıdır. Susmak (boş yere konuşmamak) muhabbet kazandırdığı gibi her hayrın da kılavuzudur.
Ailesini geçindirmek için rızk peşinde olan kimsenin mükâfatı, Allah yolunda cihad eden kimsenin mükâfatından daha fazladır.
İmam hazretlerine: "Nasıl sabahladınız?" dediklerinde şöyle buyurdular: Yakınlaşan bir ecel, (azalan bir ömür) ve korunan bir amelle sabahladım; ölüm yanı başımızda beklemekte; ateş arkamızda durmakta ve bize ne yapılacağını da bilmiyoruz.
Asaletinde güvenilirlik, tabiatında kerem, ahlâkında sebat, nefsinde şeref ve kalbinde Allah korkusu bulunmayan kimseden, dünya ve ahiret işlerinden hiçbiri için hayır bekleme.
Karşı karşıya gelen iki gruptan, ancak affı çok olan grup (Allah tarafından) yardım görür (zafere kavuşur).
Cömert, yemeğini yesinler diye halkın yemeğini yer. Ama cimri, yemeğini yemesinler diye halkın yemeğini yemez.
Biz tıpkı Resulullah salla'llâhu aleyhi ve alih gibi verdiği sözü yerine getirmeyi kendisi için borç bilen bir Ehlibeyt'iz.
Öyle bir gün gelir ki, afiyet (rahatlık) on cüz' olur: Dokuz cüz'ü insanlardan uzaklaşmakla ve bir cüz'ü de susmakla sağlanır.
Muammer İbn Hallad İmam aleyhi's-selâm'a: "Allah ferecinizi (kurtuluşunuzu) yakın eylesin." dediğinde buyurdular ki: "Ey Muammer, bu ferec sizin kendi ferecinizdir. Bana gelince, Allah'a andolsun ki, o benim için, içinde bir avuç kavut bulunan ağzı mühürlü dağarcıktan başka bir şey değildir.
Güçsüze yardım etmek en iyi sadakadır." (Hasan B. Ali el-Harranî Tuheful Ukul eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.