Elimde Ali Mithat İNAN'ın "ATATÜRK'ÜN NOT DEFTERLERİ" adlı kitap var. Kaçıncı kere okuduğumu, gerçekten bilmiyorum!Kitaplarımdan, en fazla elimde dolaşanlar; Kur'ân-ı Kerim Meâli, Osmanlıca-Türkçe Lügat, Kutadgu Bilig, Yüksel Turhan Hoca'nın 1963'te Kars Güneş Matbaası'nda kurşun harflerle bizzat dizerek bastırdığı ve öğrencilerine hediye ettiği Orkun Anıtları ve Atatürk'ün Not Defterleri'dir desem yeridir.1881'de doğup 1938'de hayata veda eden ve 57 yıllık bir ömürde tarihin akışına müdahale edebilen bir iradeden bahsedeceğim.1881'de doğan ve 1888'de mahalle mektebiyle başlayan, 1905'e yani 24 yaşına kadar tahsil yapan, geri kalan 33 yılın son bir yılını da hasta olarak geçiren ve 32 yıla tarih sığdıran veya 32 yılda ömrüyle tarihi kucaklayan bir iradeden bahsetmeğe çalışacağım.İster sevenler, ister sevmeyenler hangi cephesinden bakarlarsa baksınlar, olağanüstülüğü inkâr edilemeyen bir Tarih Mimarına, Türk'çe bakacağım!Kırılmaz iradesine sonsuz saygı göstererek, çoğu yerde o iradeden utanarak, O'na ve emanetlerine layık olamadığımızı hissedip üzülerek gördüklerimi aksettirmeğe çalışacağım!Bu bakış ve anlatımımda bana Rahmetli Muhteşem Türk'ün, en sert savaş sırasında yanında taşıdığı; yapacağı işleri sıraladığı, kendiyle hem-hâl olduğu not defterlerinden alıntılar yaparak Atatürk'ü anlatabilmek için Atatürk'ten yardım alacağım!Atatürk'ün; Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Arşivi'nde korunan, 24 adet Not Defteri var. Bunların 22'si bizzat Atatürk'ün defterleri, ikisi ise Atatürk hakkında düşüncelerini yazan iki kişinin...Atatürk'ün Not Defterleri'nin bendeki etkisini anlatmaya yardımcı olur düşüncesiyle Falih Rıfkı Atay'ın "Çankaya" adlı eserini bitirdiği cümleyi de alacağım. "Bir fıkrasından, bir yazı veya nutkundan hemen anladığımızı sandığımız Gazi, aradıkça yeni bir sır verir! Yaklaşılan bir dağ gibi büyür! Asıl onu, elimizle tuttuğumuzu sandığımız zamandır ki artık tamamını hiç göremeyiz!" demiş Falih Rıfkı!Evet, yaklaştıkça büyüyen bir dağı, inadına yaklaştıkça görüp, gördüklerimi aktarmağa çalışacağım.Buyurun: Atatürk'ün 19 Numaralı Not Defteri'nden:"9 Mart 1922 Perşembe:Saat 7'de kalktım. Biraz kitap okudum. Bazı telgraflar getirdiler. Saat 9'da hareket, saat 10.10'da Aktaş'a 1.inci Fırka 5.inci alay; bir hücum taburu, bir batarya, bir süvari bölüğünü teftiş memnûn olduk. -Akşam- Saat 8'e doğru İsmet Paşa geldi. Evvelâ yemek. Yemekten sonra 10 Mart için sûret-i hareket kararlaştırıldı. Vaz'iyyet-i siyâsiyye hakkında ve İstanbul'da Yusuf Kemal Beğ'in ma'rûz kaldığı muâmeleye dair ma'lûmat verdim. Ondan sonra hafıza Kur'an okuttuk.10 Mart 1922 Cuma: Sabah 9'da Hüsrevpaşa ileri karakol mevzilerine hareket. ... -Akşam- Saat 5 Aziziye, yorgunluk hissettim. Bilhassa güneş yakmıştı. Bir saat kadar uyudum. Sonra vücudumu süngerle sildim. Kâfi istirahat etmiştim.İsmet, Yakup Şevki ve Selahattin Paşalar gelmişlerdi. Beraber yemek yedik. Bazı telgraflar gelmişti, gördüm. Hafıza Kur'an okuttum. Saat 10'da gittiler.16 Mart Perşembe: Mühim bir şey yok.17 Mart Cuma: ... Karargâha avdet. Saat 8'e kadar yalnız kaldım. Mustafa Abdulhâlık Beğ geldi. Hafıza Kur'an okuttuk. İsmet Paşa da geldi. Yemekten sonra gittiler. Ben de yattım. Saat 11.00 çok fırtına vardı. Bugün çok limonata bağırsaklarımı ağrıttı rahatsızım.20 Mart Pazartesi: Müdâfaa-i Hukuk Hey'eti İhsan, Fahreddin Paşalar geldi. İhsan paşa şikâyet etti. Haksızdır. Açık konuştum. Otomobille gezdim. İsmet Paşa'ya gittim. Beraber bize geldik. Fahreddin Paşa ve Erkân-ı Harb'ini yemeye davet etmiştim. Hafıza Kur'an okuttuk.22 Mart Perşembe: Rahatsızım. Antalya mebusları Mustafa ve Tahsin Beğler geldiler. Doktor geldi. Aspirin verdi. Akşam çok mustarip oldum.23 Numaralı Defter, Kaymakam İbrahim Beğ'in oğlu Kemalettin Efendi'nin anı defteridir. Bu anı defterinde, Atatürk'ün kendi el yazısıyla;"Oğlum Kemalettin,Babanın hâluk bir insan, temiz bir asker olduğunu öğrendim. Seni fotoğrafından mütalaâ etmekle, fikir istihracına kalkışmayacağım. Babanın verdiği nasihâtlar kıymetlidir.Ben yalnız şunu ilave edeceğim: Hâtırât defterini, başkalarının yazıları ile doldurmaya heves etmekten ise hayat defterini kendi faâliyet ve fazilet eserlerinle doldurmaya bak. Gazi Mustafa Kemal" notu var.Ziya Gökalp; "Büyük adamlar ortaya attıkları mefkûrelerin icatçıları değil, keşfedicileridir" demiş! Bu Not Defterleri'nde Atatürk'ün, mefkûreciliği, direnci ve sarsılmaz iradesi yansıyor.Kendisine övgü hatırlatan tek cümlesi yok! Hele rahatsızlıklarını not düşerken dediği; "Rahatsızım! Mustaribim!" notlarını okurken, Türk yüreğim parçalandı!1922'de 41 yaşındaki Gâzi Mustafa Kemal Atatürk'ün; dîne, Kur'an'a karşı tavrını gördünüz mü? Yine Gazi'nin; "Evet, doğru, bir ibadet Müslümanı değildim; ancak bir Cihat Müslümanı idim" şeklindeki kendi deyimini destekleyen, cepheden cepheye koşarken bulduğu her fırsatta; "Hafıza Kur'an okuttum" demesine rağmen, bu Güzel Türk'e, bu Cihat Müslümanı'na kâfir diyenlere; Gönül Adam Haydar BAŞ Hoca'nın; "Hayır! Alçak müfteriler!" diye kükremelerini hatırlayarak tesellî oluyorum!Bu konuya devam edeceğim!Bugünlük son sözü de Muhteşem Türk Atatürk'ün bir notu söylesin: "Yapabilmek başkadır. Tenkid etmek başkadır.""OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017