Bugünkü yazımızda İstanbul'da düzenlenen Attilâ İlhan ve Oktay Sinanoğlu'nu Anma Programı'nda konuşan tarihçi yazar Emre Polat'ın tebliğinden önemine binaen alıntılar yapacağız sevgili okurlar.
Attilâ İlhan, Mustafa Kemal'in iç içe üç büyük eylemini; "emperyalizme karşı kurtuluş savaşı, padişaha karşı demokratik devrim, toplumun millet aşamasına dönüşümü" şeklinde özetler. Ona göre, Mustafa Kemal, Padişaha başkaldırdığı zaman ihtilâlci, devraldığı toplumu dönüştürmeye koyulunca inkılâpçıdır. Ona göre şapka giymek değil, padişahı indirmektir ihtilâl olan!
İlhan'a göre "Mustafa Kemal yeni bir ülke yapmayı istiyordu, İnönü ise bu ülkeyi Batılı emperyalist sistemin ülkelerine benzetmeyi." "İsmet Paşa diktasının özellikleri Kemal Paşa döneminin özellikleri sanılmak gibi berbat bir yanılgıya düşülmüştür. Hepimiz ama özellikle Türk solu, kendimizi bu yanılgıdan kurtarmak zorundayız."
Attilâ İlhan'ın İnönü dönemiyle ilgili yaptığı şu tespit oldukça önemlidir: "İnönü, Kemal Paşa'nın ölümünden sonra, biraz da dünya savaşını bahane ederek, toplumumuzdaki Kuva-yı Milliye atılımını dondurdu, Müdafa-i Hukuk dönemindeki toplumsal atılganlığı ise bürokrat birtakım kurumlara dönüştürerek frenledi. Atatürkçülük, o tarihten sonra Atatürk'ün yaptıkları ya da yapmayı tasarladıkları değil, yapılmakta olanların, ona yakıştırılmasından ibarettir."
Mustafa Kemal Atatürk'ün büstlerinin milli bayramlarda meydan meydan dolaştırılmasının İnönü'nün Atatürkçülüğü nasıl putperestleştirdiğinin örneği olarak ortaya koyar Attilâ İlhan. "? Aslında kültürel alanda Atatürkçülük, ne İslam düşmanlığı ne de Batı hayranlığıdır. Kültürel açıdan Atatürkçülük, Türk kültürünün ulusallaşarak, evrensel boyutlara ulaşmasının savaşını vermektir. Çünkü Atatürk, bir ortaçağ imparatorluğundan, çağdaş bir ulusal devlet yaratma çabasını simgeler?" diyerek Emre Kongar'dan alıntılayan İlhan, devamla "Batı kültürüne teslim olduğu söylenen genç Cumhuriyet, Batı uygarlığına tek dişi kalmış canavar, diye haykıran bir şiiri ulusal simge yapmıştı" tespitiyle Mustafa Kemal ve devrimine "Batıcı" yaftasını vuranları sükut-u hayale uğratmıştır.
Günümüzde özellikle emperyalist devletlerin başını çektiği birtakım devletlerin bürokratlarını ısrarla ve bilinçli olarak Mustafa Kemal'i Batıcı, Batı yanlısı olarak gösterdiğine işaret eden İlhan, Mustafa Kemal'in bırakın Batıcı olmayı Batıcılara ne yaptığını bakın nasıl özetliyor: "Mustafa Kemal paşa batıcıları ne yaptı biliyor musunuz, bir güzel astı! Batı yandaşlığı Mustafa Kemal'in yoluymuş, halt etmişler." 'Kemal Paşa bunların hepsini bir pula harcardı' "? Atatürkçülük dendi mi, herkes aslan kesiliyor ama Mustafa Kemal'in ekonomik bağımsızlık, sanayileşme, bağımsızlık ve özgürlük konularında söylemiş oldukları kimsenin kafasını kurcalamıyor" diyen İlhan devamla şunları söyler: "Mustafa Kemal Paşa'nın 'istiklal'den neyi anladığını da hatırlamalıyız, hatırlamalısınız: 'Tam istiklal denildiği zaman, tabii, siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel, vs. her hususta tam istiklal, tam serbestlik denilmektedir. Bu saydıklarımın herhangi birinde istiklalden mahrumiyet, millet ve memleketin hakiki manasıyla bütün istiklalinden mahrumiyeti demektir.'" "Çok sahip çıkar göründükleri Atatürkçülük, gerçek anlamda ele alınır, yozlaştırılmazsa, hiç şaka kaldırmıyor. Tam bağımsızlıktan yanadır, tam bağımsızlığın bölünmez bir bütün olduğuna inanmaktadır."
Attilâ İlhan'ın yaptığı en önemli tespitlerden bir tanesi de "Mustafa Kemal'in en büyük talihsizliği, onu savunmaya kalkışanların yanlış adamlar olmasıdır" cümlesidir.
Attilâ İlhan'ın ebediyete intikalinden çok kısa bir süre önce yaptığı bir diğer tarihi tespit de "ulusal hareketin merkezi Haydar Baş Hocadır" cümlesidir. Şimdi bu iki tespiti yan yana koyduğumuzda ortaya çıkan sonuç şudur: Bugüne kadar Mustafa Kemal Atatürk'ü savunan tek doğru adres, tek doğru adam Haydar Hoca'dır. "Parola vatan, işareti namus" diyen Attilâ İlhan, "Atatürk vatandır, Atatürk bu milletin namusudur" diyen Haydar Hoca'dır. Mustafa Kemal "Müdafa-i Hukuk mücahididir diyen Attilâ İlhan, "Dindar Atatürk" diyen Haydar Hoca'dır. "Siyasi bağımsızlık yetmez, ekonomik bağımsızlık da şarttır" diyen Attilâ İlhan, "Milli Ekonomi Modeli" ile tüm dünyayı ayağına getiren Haydar Hoca'dır. "Gazi Paşa Batı'yı sevmezdi, Batı da Kemal Paşa'yı, o bir bağımsızlık aşığıydı" diyen Attilâ İlhan, "Ne AB ne ABD tek çözüm tam bağımsız Türkiye" diyen Haydar Hoca'dır. 20. asrın en önemli mütefekkirlerinden bir tanesi Attilâ İlhan'dır. O mütefekkirin gösterdiği adres de Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Mustafa Kemal Atatürk'ün 1933'teki konuşmasına dönersek; "Günün ağardığını nasıl görüyorsam, Şark'tan şimdi doğacak güneşe bakınız" diyor ya Gazi Paşa, hep beraber dönüp baktığımızda, etrafını aydınlatan, hepimizi ve herkesi kuşatan, ısıtan yol gösteren yegâne güneş olarak Prof. Dr. Haydar Baş'ı görüyoruz.
Ve rahmetle yâd ettiğimiz "Mustafa Kemalim, ellerinden öperim" diye gönül dilinden mısralar dökülen Attilâ İlhan üstadımızın dediğini yapıyor, Mustafa Kemal'in ve Prof. Dr. Haydar Baş'ın ellerinden hürmetle öpüyoruz.
Attilâ İlhan, Mustafa Kemal'in iç içe üç büyük eylemini; "emperyalizme karşı kurtuluş savaşı, padişaha karşı demokratik devrim, toplumun millet aşamasına dönüşümü" şeklinde özetler. Ona göre, Mustafa Kemal, Padişaha başkaldırdığı zaman ihtilâlci, devraldığı toplumu dönüştürmeye koyulunca inkılâpçıdır. Ona göre şapka giymek değil, padişahı indirmektir ihtilâl olan!
İlhan'a göre "Mustafa Kemal yeni bir ülke yapmayı istiyordu, İnönü ise bu ülkeyi Batılı emperyalist sistemin ülkelerine benzetmeyi." "İsmet Paşa diktasının özellikleri Kemal Paşa döneminin özellikleri sanılmak gibi berbat bir yanılgıya düşülmüştür. Hepimiz ama özellikle Türk solu, kendimizi bu yanılgıdan kurtarmak zorundayız."
Attilâ İlhan'ın İnönü dönemiyle ilgili yaptığı şu tespit oldukça önemlidir: "İnönü, Kemal Paşa'nın ölümünden sonra, biraz da dünya savaşını bahane ederek, toplumumuzdaki Kuva-yı Milliye atılımını dondurdu, Müdafa-i Hukuk dönemindeki toplumsal atılganlığı ise bürokrat birtakım kurumlara dönüştürerek frenledi. Atatürkçülük, o tarihten sonra Atatürk'ün yaptıkları ya da yapmayı tasarladıkları değil, yapılmakta olanların, ona yakıştırılmasından ibarettir."
Mustafa Kemal Atatürk'ün büstlerinin milli bayramlarda meydan meydan dolaştırılmasının İnönü'nün Atatürkçülüğü nasıl putperestleştirdiğinin örneği olarak ortaya koyar Attilâ İlhan. "? Aslında kültürel alanda Atatürkçülük, ne İslam düşmanlığı ne de Batı hayranlığıdır. Kültürel açıdan Atatürkçülük, Türk kültürünün ulusallaşarak, evrensel boyutlara ulaşmasının savaşını vermektir. Çünkü Atatürk, bir ortaçağ imparatorluğundan, çağdaş bir ulusal devlet yaratma çabasını simgeler?" diyerek Emre Kongar'dan alıntılayan İlhan, devamla "Batı kültürüne teslim olduğu söylenen genç Cumhuriyet, Batı uygarlığına tek dişi kalmış canavar, diye haykıran bir şiiri ulusal simge yapmıştı" tespitiyle Mustafa Kemal ve devrimine "Batıcı" yaftasını vuranları sükut-u hayale uğratmıştır.
Günümüzde özellikle emperyalist devletlerin başını çektiği birtakım devletlerin bürokratlarını ısrarla ve bilinçli olarak Mustafa Kemal'i Batıcı, Batı yanlısı olarak gösterdiğine işaret eden İlhan, Mustafa Kemal'in bırakın Batıcı olmayı Batıcılara ne yaptığını bakın nasıl özetliyor: "Mustafa Kemal paşa batıcıları ne yaptı biliyor musunuz, bir güzel astı! Batı yandaşlığı Mustafa Kemal'in yoluymuş, halt etmişler." 'Kemal Paşa bunların hepsini bir pula harcardı' "? Atatürkçülük dendi mi, herkes aslan kesiliyor ama Mustafa Kemal'in ekonomik bağımsızlık, sanayileşme, bağımsızlık ve özgürlük konularında söylemiş oldukları kimsenin kafasını kurcalamıyor" diyen İlhan devamla şunları söyler: "Mustafa Kemal Paşa'nın 'istiklal'den neyi anladığını da hatırlamalıyız, hatırlamalısınız: 'Tam istiklal denildiği zaman, tabii, siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel, vs. her hususta tam istiklal, tam serbestlik denilmektedir. Bu saydıklarımın herhangi birinde istiklalden mahrumiyet, millet ve memleketin hakiki manasıyla bütün istiklalinden mahrumiyeti demektir.'" "Çok sahip çıkar göründükleri Atatürkçülük, gerçek anlamda ele alınır, yozlaştırılmazsa, hiç şaka kaldırmıyor. Tam bağımsızlıktan yanadır, tam bağımsızlığın bölünmez bir bütün olduğuna inanmaktadır."
Attilâ İlhan'ın yaptığı en önemli tespitlerden bir tanesi de "Mustafa Kemal'in en büyük talihsizliği, onu savunmaya kalkışanların yanlış adamlar olmasıdır" cümlesidir.
Attilâ İlhan'ın ebediyete intikalinden çok kısa bir süre önce yaptığı bir diğer tarihi tespit de "ulusal hareketin merkezi Haydar Baş Hocadır" cümlesidir. Şimdi bu iki tespiti yan yana koyduğumuzda ortaya çıkan sonuç şudur: Bugüne kadar Mustafa Kemal Atatürk'ü savunan tek doğru adres, tek doğru adam Haydar Hoca'dır. "Parola vatan, işareti namus" diyen Attilâ İlhan, "Atatürk vatandır, Atatürk bu milletin namusudur" diyen Haydar Hoca'dır. Mustafa Kemal "Müdafa-i Hukuk mücahididir diyen Attilâ İlhan, "Dindar Atatürk" diyen Haydar Hoca'dır. "Siyasi bağımsızlık yetmez, ekonomik bağımsızlık da şarttır" diyen Attilâ İlhan, "Milli Ekonomi Modeli" ile tüm dünyayı ayağına getiren Haydar Hoca'dır. "Gazi Paşa Batı'yı sevmezdi, Batı da Kemal Paşa'yı, o bir bağımsızlık aşığıydı" diyen Attilâ İlhan, "Ne AB ne ABD tek çözüm tam bağımsız Türkiye" diyen Haydar Hoca'dır. 20. asrın en önemli mütefekkirlerinden bir tanesi Attilâ İlhan'dır. O mütefekkirin gösterdiği adres de Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Mustafa Kemal Atatürk'ün 1933'teki konuşmasına dönersek; "Günün ağardığını nasıl görüyorsam, Şark'tan şimdi doğacak güneşe bakınız" diyor ya Gazi Paşa, hep beraber dönüp baktığımızda, etrafını aydınlatan, hepimizi ve herkesi kuşatan, ısıtan yol gösteren yegâne güneş olarak Prof. Dr. Haydar Baş'ı görüyoruz.
Ve rahmetle yâd ettiğimiz "Mustafa Kemalim, ellerinden öperim" diye gönül dilinden mısralar dökülen Attilâ İlhan üstadımızın dediğini yapıyor, Mustafa Kemal'in ve Prof. Dr. Haydar Baş'ın ellerinden hürmetle öpüyoruz.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Mikdad bin Esved / 19.12.2024
- Ammar bin Yasir / 16.12.2024
- Hz. Abdulmuttalip ya da ikinci İbrahim / 15.12.2024
- Halid Bin Zeyd Ebu Eyyub El-Ensari / 11.12.2024
- Hz. Hatice Annemiz ve İmam Ali / 03.12.2024
- Hz. Abdullah / 27.11.2024
- Cihat Müslümanı Atatürk / 22.11.2024
- Hz. Fatıma Ana sırrı / 18.11.2024
- Atatürk ahlak-ı Muhammedi ve edebi Ali idi / 08.11.2024
- İmam Ali’nin eli yükselmedikçe… / 21.10.2024
- Ammar bin Yasir / 16.12.2024
- Hz. Abdulmuttalip ya da ikinci İbrahim / 15.12.2024
- Halid Bin Zeyd Ebu Eyyub El-Ensari / 11.12.2024
- Hz. Hatice Annemiz ve İmam Ali / 03.12.2024
- Hz. Abdullah / 27.11.2024
- Cihat Müslümanı Atatürk / 22.11.2024
- Hz. Fatıma Ana sırrı / 18.11.2024
- Atatürk ahlak-ı Muhammedi ve edebi Ali idi / 08.11.2024
- İmam Ali’nin eli yükselmedikçe… / 21.10.2024