Âlemlerin Hanımefendisi Hz. Fatıma şöyle buyuracaklardır: "Muhammed (s.a.a) ve Ali (a.s), bu ümmetin babalarıdırlar.
Hz. Fatıma (a.s) Hz. Ali'yi (a.s) kınayan bir cahile şöyle buyururlar: "Ali'nin kim olduğunu biliyor musun? O rabbani bir İmam, nurla dolu bir vücut, arif ve efendilerin kutbu, pak ailenin oğlu, doğru olanı konuşan, imamet dairesinin merkezi, Peygamber'in iki gülü ve cennet gençlerinin efendileri olan Hasan ve Hüseyin'in babasıdır."
"Allah Teâlâ, Gadir-i Hum vakıasından sonra hiç kimseye bir bahane ve özür yolu bırakmamıştır" buyuran Hz. Fatıma anamız, Hz. Ali'nin imametini Peygamber'in sözleriyle kanıtlamak mümkün müdür, diyen birisine şöyle buyurdular:
"Hayret! Gadir-i Hum gününü unuttunuz mu? Resulullah'ın şöyle buyurduğunu duydum: 'Ali, aranızda kendimden sonra bıraktığım en hayırlı kimsedir; Ali benden sonra İmam ve Halifedir. Daha sonra iki oğlum Hasan ve Hüseyin ve Hüseyin'in neslinden olan dokuz kişi en iyi İmamlardır. Onlara uyarsanız, onları hidayetçi ve hidayete ermiş bulursunuz, muhalefet ederseniz kıyamet gününe dek daima aranızda ihtilaf baş gösterir.' O zaman Ali neden sustu ve kendi hakkını almadı? Dediğinde de şöyle buyurdular:
"...Resulullah (s.a.a) buyurmuştur ki: İmamın örneği Kâbe örneğidir; halk ona gelmelidir, o halka değil." Sonra şöyle devam ettiler:
"Allah'a ant olsun ki, eğer hakkı ehline bıraksalardı ve Peygamber'in Ehl-i Beyt'ine uysalardı, Allah konusunda iki kişi bile ihtilafa düşmezdi. Hz. Ali'den İmam Hüseyin'in dokuzuncu evladı olan Hz. Mehdi'ye kadar olan İmamlar birbirinin ardınca onu miras alırlardı. Ama (ne yazık ki) cahil halk Allah'ın geriye attığını öne geçirdiler, Allah'ın öne geçirdiğini geriye attılar. Hatta seçileni inkâr ettiler, onu kurutmaya koyuldular! Onlar istek ve görüşlerine uyarak bu çirkin yolu seçtiler. Kahrolsunlar! Acaba Allah Teâlâ'nın şu sözünü duymamışlar mıydı?: "Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer, seçme yetkisi onlara ait değildir." Evet, onlar bunu duydular fakat onlar Kur'an'ın buyurduğu kimseler gibidir: "Gerçek şu ki, gözler kör olmaz ancak sinelerdeki kalpler körelir." Heyhat, onlar dünyada uzun arzulara kapıldılar, öleceklerini unuttular. Allah onları helak etsin, işlerini boşa çıkarsın. Allah'ım, yücelikten sonra küçülmekten sana sığınırım."
Hz. Fatıma (a.s), babasından sonra Uhud'da Hz. Hamza'nın kabri kenarında ezadarlık ettiğinde "Neden halk sizin ve Ali'nin aleyhinde olup onun kesin olan hakkını gasp ettiler?" dediklerinde şöyle buyurdu:
"Bunların hepsi Bedir savaşından kalan kinler ve Uhud savaşının intikamlarıdır. Bu kinler münafık kalplerde saklıydı. Ama hedeflerine ulaştıklarında (hükümeti gasp ettiklerinde) kinlerini bize kustular."
Hz. Fatıma anamız Peygamber (s.a.a)'in vefatından sonra çok kederli günler geçirdi. Bir taraftan Hz. Resulullah'ı kaybetmenin verdiği hüzün, diğer taraftan Hazret'in vefatından hemen sonra ümmetin Ehl-i Beyt'e karşı sergiledikleri vefasızlık örneği, o Hazret'i büsbütün yıkmıştı…
Zilhicce ayının 18'inci günü Peygamber Efendimiz Veda Haccından dönerken Gadir-i Hum'da tüm ashabını toplayarak; Hz. Ali Efendimizin kendisinden sonra halife olduğunu ilan ettiği gündür. Bu mübarek gün inkârı mümkün olmayan büyük bir hakikat ve en büyük bayramdır.
Gadir-i Hum'da Hz. Peygamberin irad ettiği hutbe, Gadir hadisini, Fahr-i Kâinat Efendimizin (s.a.a) 110 sahabesi nakletmişlerdir. Örneğin: Ömer b. Hattab, Osman b. Affan, Ayşe binti Ebu Bekir, Salman-ı Farisi, Ebuzer-i Gaffari, Zübeyr b. Avam, Cabir b. Abdullah Ensari, Abbas b. Abdul Müttalib, Ebu Hureyre... Bu isimlerin hepsi Gadir-i Hum'da bulunmuş ve Gadir hadisini vasıtasız olarak nakletmişlerdir.
Aynı şekilde "Gadir Hadisini" tabiinden 83 kişi nakletmiştir. Tabiinlerden sonra, ikinci asırdan on dördüncü asra kadar yaşamış olan ehlisünnet ulemasından 360 kişi "Gadir Hadisini" nakletmiştir. Örneğin: Şafiilerin imamı İmam Şafii; Hanbelilerin imamı İmam Hanbel; Ahmed b. Şuayb Nesai, İbn-i Meğazili, Ahmed b. Abdullah, Ahmed b. Abdurabbih…
Gadir Hadisini bir grup "hasen hadis", bir grup ise "sahih hadis" olarak bilmektedir. Aynı şekilde tüm Şia muhaddisleri ve bazı ehlisünnet büyükleri "Gadir Hadisini" mütevatir hadislerden bilmektedirler. Şia ve Sünni müfessirlerin görüşüne göre, Kur'an-ı Kerim'deki birkaç ayet Gadir-i Hum'da inmiştir.
"İkmal ayeti" diye meşhur olan Maide suresinin 3. ayeti: "Bugün, dininizi kemale erdirdim; üzerinize olan nimetimi tamamladım ve din olarak sizin için İslam'ı beğendim."
"Tebliğ ayeti" diye meşhur olan Maide suresinin 67. ayeti: "Ey Resûl! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O'nun elçiliğini yapmamış olursun."
Hakikat bu şekilde olmasına rağmen Resulullah'ın rıhletinden sonra Gadir-i Hum'da hilafeti ilan edilip tüm sahabe tarafından tebrik edilen ve biat alınan İmam Ali inkâr edilmiş, hak olmayan batıl bir yol izlenerek hile ve desise ile hilafet gasp edilmiştir.
Gadir-i Hum için en güzel yorumu Yemen halkı yapmıştır. Demişler ki, Resulullah (s.a.a) Gadir-i Hum'da İmam Ali'nin elini kaldırıp yükseltiyor. Resulullah'ın kaldırdığı İmam Ali'nin eli yükselmedikçe ümmetin başı yükselmeyecektir. Yani başı hep aşağı olacaktır, tarih boyunca ve bugünde olduğu şekliyle...
Bu ümmet, Hz. Peygamber'in konuşan Kur'an dediği, 300 ayetle övülen, hakkında 1000'in üzerinde Peygamber sözü bulunan İmam Ali'ye din öğretmeye kalkıştı ve O'nu yok saydı. İmam Ali'yi yok saymak Allah'a kafa tutmak ve Resulullah'a isyandan başka bir şey değildi...
Yemen halkının yapmış olduğu tespit gerçeğini İslam dünyası 1400 yıldır yaşamaktadır. O gün bu gündür İslam dünyasında temellerini Muaviye ve babasının attığı bir din yaşanmaktadır. Talan, yalan, iftira, bühtan dini, hakları çiğneme dini, insanları köleleştirme dini, hukuku yok etme dini, mazlumları ezme dini, paylaşımı yok etme dini...
Bugünde olduğu şekliyle yaşanan Muaviye ve Yezit dininin İslam'dan uzaktan yakından bir alakası yoktur.
- Atatürk ahlak-ı Muhammedi ve edebi Ali idi / 08.11.2024
- İmam Ali’nin eli yükselmedikçe… / 21.10.2024
- ‘Sofra yay’ / 24.08.2024
- Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli / 23.08.2024
- Ankara'nın taşına bak / 20.06.2024
- İzmir'in işgalindeki vatan hainleri / 20.05.2024
- İzmir'in işgalindeki vatan hainleri / 20.05.2024
- Ali'nin Hendek’teki darbesi / 28.11.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023