Muharrem ayı akıyor ve Aşura yaklaşıyor. Muharrem ayı Ehl-i Beyt'i anlama, tanıma ve onlara benzemeye çalıştığımız bir mübarek zaman dilimidir. Ehl-i Beyt bütün ömürlerini Allah'ın (cc) rızasına, muhabbetine, övgüsüne mazhar olmak için yaşadı.
Ehl-i Beyt sıratı müstakimin, teslimiyetin, vefanın, ibadetin, aşkın, fedakârlığın, infakın, zühdün, takvanın adeta en mükemmel, en güzel yaşayan numuneleri ve insanlığa her alanda en kâmil yol göstericiler olmuşlardır.
"Ehl-i Beyt'in bize bıraktıkları en güzel ahlak nedir?" diye sorduğumuzda her ne olursa olsun, her koşul ve şartta Allah'ın rızası ve sevdiklerinin muratları doğrultusunda bir hayat sürmeleridir.
Yine Allah'ı (cc) gazaplandıracak, öfkelendirecek, Allah'ın sevmemizi emrettiği o seçtiği insanları üzecek, kıracak söz ve davranışlardan uzak durmamızdır.
Niyetin de Allah'ın, Resulünün ve Ehl-i Beyt'in hoşnutluğu yerine insanları hoşnut etmek, onların alkışını, takdirini, onlardan gelecek menfaatleri amaçlayanlar ve bunun için çalışanlara Kudret gazaplanır. Allah'ı gazaplandıracak fiil ve davranışlar da bulunanlardan Allah (cc) inayetini çeker. Artık o nasipsizler kimi razı etmek istemişlerse Allah (cc) o kimseleri razı etmek istediklerine teslim eder. "Hadi git bakayım razı etmeye çalıştığın, gözüne girmeye çalıştığın her kimse o seni himaye etsin, kurtarsın" der.
Aslında Kerbela'daki facia da Allah'ı (cc) ve sevdiklerinin hatırını korumayı terk edip YezİT ve avenelerinin hoşnutluğunu, takdirini kazanmak için, onların öfkelerini çekmemek için yapılan çeşitli tevillerle insanları Allah ile aldatarak, Allah'ı ve Ehl-i Beyt'i çok az bir dünya menfaatine satanların, Allah'ı ve velisini öfkelendirip onlardan irtibatlarını kestiklerinin tam da bir resmi ve tam da bir ibretlik örneğidir.
Bu nedenle Muharrem ayı ve günleri çok kıymetlidir. Bu mübarek günlerde Ehl-i Beyt'i ibretle ve dersler çıkararak okumamız ve anlamamız gerekir. Bu okumaları hayatımıza uygulayarak, kalan ömrümüzü onların izlerini takip ederek geçirmeliyiz. Muharrem günlerini Ehl-i Beyt'i anlama ve yaşama günleri olarak programlamalıyız, geçirmeliyiz. Çünkü Ehl-i Beyt hiçbir kınamacının kınamasına aldırış etmeden Allah'ın rızasına koşmaktan geri durmadılar ve İslam'ı en güzel bir şekilde hayatlarına tatbik ettiler. Onlar için önemli olan ve ardıllarına bıraktıkları belki de en kıymetli ilim, ödev "Benim bu yaptığımdan Allah benden razı mı değil mi?" sorusuydu. Bu duruşu kazanmaya çalışmamız gerekiyor. Hayatımızın en önemli kıstası "Allah rızası" olmalı.
Allah'ı öfkelendirecek fiil ve davranışların olduğu toplumların, huzuru, saadeti, yaşamaları mümkün değildir. İşte toplum olarak kurtuluşumuzun formülü de Ehl-i Beyt'in hayatında gizlidir. O hayatı anladığımız zaman, yaşadığımız zaman Muharrem ayının ve günlerinin hakkını veriyoruz demektir. Böylece insanlar da toplum da Ehl-i Beyt'in cazibe sahasına girerek o nurlu yolun güzelliklerinden istifade ederek, insan olmanın, mümin olmanın onurunu zevkini, güzelliğini yaşayacaklar.
Dünyanın kölesi olmamak için dinin sadece dilimizde, şeklimizde gösteriş aracı olmamasını istiyorsak Ehl-i Beyt'e sarılacağız.
Yeni Kerbelalar yaşamak istemiyorsak, yeni YezİT'lerin dünyanın, insanlığın özelde Müslümanların başına bela olmasını istemiyorsak bu Muharrem günlerinin ruhuna nüfuz ederek Ehl-i Beyt'in gemisine binmeye çalışmalıyız.
- Görünüyorum o halde varım / 07.05.2024
- Çanakkale ile İstiklal marşındaki ruh aynı ruh / 18.03.2024
- Matematiğin, fiziğin formülü mü yoksa insanlığın formülü mü? / 19.02.2024
- İnsanlığa insanlık yolculuğu şart / 15.01.2024
- Güçlü aile güçlü millet demektir / 19.12.2023
- Cumhuriyet yüz yaşında, nice yüzyıllara / 01.11.2023
- Saygı beyaz çizgimiz olmalı / 15.10.2023
- Dinin mücadelesi dinsizlikle değil din ile olmuştur / 10.09.2023
- Mum kadar ışığı yok, Kendini Güneş sananlar / 06.09.2023