14 Mayıs'ta yapılacak olan Cumhurbaşkanı Seçimi ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi için hazırlıklar tüm hızıyla devam ediyor.
Seçim takvimi gereği cumhurbaşkanı adayları netleşiyor.
Seçmenler tarafından aday gösterilecek olan cumhurbaşkanı adaylarının resmi başvuru süresi önceki gün sona erdi.
Yapılan başvuruları değerlendiren Yüksek Seçim Kurulu, 18 adaydan 12 aday hakkında açıklama yayımladı. Bu 12 adaydan 3'ünün adaylık başvurusunun reddine karar verildi. 9 adayın eksik belgeleri olduğu tespit edilmesi üzerine gerekli belgelerin tamamlanması için dün saat 17.00'ye kadar ek süre tanındı.
Murat Hakan Uzan ve Cem Cengiz Uzan'ın adaylık başvurusunun bizzat yapılmayıp vekil aracılığıyla yapıldığı anlaşıldığından cumhurbaşkanlığı adaylığının reddine, Hürrem Ayaz'ın ise posta yoluyla başvuru yaptığının anlaşılması üzerine adaylık başvurusunun reddine karar verildi.
İrfan Uzun, Davut Turan, Fatih Erbakan, Ahmet Özal, Duran Güveninir, Erkan Trükten, Handan Yalçıntaş, Levent Akyollu, Selami Karagöz'ün çeşitli belgelerin eksikliği tespit edildi. Yazımı yazdığım sıralarda eksik belge verenlerle ilgili herhangi bir gelişme yoktu.
Başvurularında herhangi bir eksik veya hatalı belge bulunmayan adaylar; Doğu Perinçek, Muharrem İnce, Sinan Oğan, Halil Murat Ünver, Hilmi Özden, Yakup Türkal olarak açıklandı.
Adaylar çok gözükse de, Cumhurbaşkanlığı yarışı iki ittifak arasında geçecek: Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı… Malum, Cumhur İttifakı'nın adayı Erdoğan, Millet İttifakı'nın adayı ise Kılıçdaroğlu…
Her ne kadar Sayın Erdoğan, 21 yıldır ülkeyi yöneten irade olarak gücü elinde bulundursa da, seçmenin bu seçimlerdeki meyli, anketlere yansıdığı şekliyle, artık siyasi bir değişimin olması gerektiği yönünde…
Ama tecrübeli siyasetçi rahmetli Süleyman Demirel'in deyimiyle, "Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir" ve her an her şey olabilir.
Muhalefetin adayı, mevcut ekonomik ve siyasi koşullarda, halkın bir değişimden yana olduğu bir atmosferde, eğer tüm muhalefet bileşenlerinin hiçbir ötekileştirme yapmadan desteğini alabilirse bu seçimi rahatlıkla kazanır. Ama bu birlik sağlanamazsa, elbette ki iktidarın adayı bu dağınıklığı ve kaosu kendisi adına bir kazanca dönüştürebilir.
Bu sebeple muhalefet adayı, sadece anketlerin sonuçlarına bakarak her şeyi garanti görmemeli, son dakikaya kadar birlik adına yapılması gereken ne varsa mutlaka yaparak, işi şansa bırakmamalıdır.
Bu noktada, Bağımsız Türkiye Partisi'nin konumu muhalefet için çok çok önemlidir. Bunun iki temel sebebi vardır:
Birincisi, BTP 21 yıldır siyasetin içinde olan, tüm illerde teşkilatlarını oluşturan, sunduğu çözüm, model ve projelerle Türk milletinin gönlünde taht kuran bir partidir. Bugün genç lideri Sayın Hüseyin Baş ile milyonlarca genç seçmenin, Türk gençliğinin sesi durumundadır. BTP ile oluşturulacak birlikteliğin oluşturacağı mükemmel sinerjiye, muhalefetin ve muhalefet adayının azami ihtiyacı vardır.
İkincisi ise, BTP lideri, söylemleriyle, fikirleriyle, duruşuyla başta ana muhalefet partisi olmak üzere, tüm muhalefet partilerinin tabanı tarafından çok sevilmektedir. Ülkemizin geleceği için son derece kritik olan 14 Mayıs seçimleri öncesinde BTP liderinin Millet ittifakı tarafından kıymeti bilinmezse, bu, muhalefet tabanında büyük bir güven kaybına neden olacaktır.
İktidar adayının, yeniden iktidarı elde etme uğruna en küçük partilerin bile kapısını çaldığı bir dönemde, muhalefetin, anketlerde oy oranı yüzde 2 olan BTP'yi ve liderini görmezden gelmesi elbette ki olumsuz etki oluşturacaktır.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın Mehmet Akif Ersoy'un konuğu olarak katıldığı Habertürk TV'deki programda yaptığı şu seçim analizi, bence muhalefetin kulağına küpe olmalıdır:
* "Eğer muhalefet bütün bileşenleri kucaklamayı başarabilirse seçim birinci turda bitebilir ama başaramazsa ikinci tura kalma ihtimali çok güçlü görünüyor."
* "İkinci tura kalan bir seçimde iki şey çok belirleyici olacak. Birincisi Meclis aritmetiği. Meclis'i güçlü bir şekilde eline alan yapı muhtemelen çok daha avantajlı olacak. O yüzden hep cumhurbaşkanının seçimini konuşuyoruz ama Meclis seçimi de en az onun kadar kıymetli ve önemlidir. Çünkü Cumhurbaşkanlığı sürecinden sonra ülkeyi Meclis ile birlikte yönetmeniz gerekiyor ve kanun çıkarma noktasında elinizin güçlü olması gerekiyor."
* "İkinci olarak da 2. tura kalırsa hali hazırdaki Cumhurbaşkanının propaganda gücü doğal olarak güçlü olacak. Bu insan doğasında olan bir şey, toplumların sosyolojik eğilimlerinde olan bir gerçeklik. O yüzden ikinci tur aslında muhalefet açısından risktir."
Bu sebeple muhalefete tavsiyemiz; başta BTP olmak üzere tüm muhalefet bileşenlerini kucaklamayı başarması ve ilk seçimde bu işi bitirmesi… Kaldı ki, Cumhur İttifakı, bir taraftan genişlemeye çalışarak, diğer taraftan da Millet İttifakı'nın oylarını bölecek yeni adaylar çıkartarak bu işi birinci turda bitirmeyi hedefliyor.
Millet İttifakı, riske girmemek için birinci turda birlik stratejisiyle mutlaka kazanmayı başarmalıdır.
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Direnç kalktıkça, İsrail pervasızlaştı / 21.03.2025