İsveç'te meydana gelen Kur'an-ı Kerim yakma aşağılık eylemi, İsveç'in şahsında aslında Batı ülkelerinin gerçek yüzünü ortaya koydu.
Bütün Avrupa ülkeleri hedef Türkiye ise, hedef İslam ise, hedef Müslümanlarsa adına 'fikir özgürlüğü' diyerek Tevhid inancına kinlerini sonuna kadar kusuyorlar. Bu konuda hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar.
Bu çerçevede alabildiğince sonsuz bir serbestiyet veriyorlar. Ama kendi çıkarlarına, kendi düşüncelerine ve inançlarına bir saldırı olduğunda asla böyle izin vermiyorlar.
Avrupa bu konuda her zaman çifte standart ortaya koymaktadır.
Söz konusu olan Kur'an-ı Kerim'e hakaret, Müslümanlara hakaretse orada hiç gıklarını çıkarmıyorlar, seyrediyorlar ve müdahale etmiyorlar.
İsveç'teki son hadisede de bunu gördük.
Bu olay üzerine Türkiye, NATO üyelikleri konusunda İsveç ve Finlandiya'yla gerçekleştirilen üçlü mekanizmayı önceki gün süresiz askıya aldı.
Aslında askıya almak yerine tamamen iptal edilmeliydi.
Zira İsveç'in son yaptığı çirkeflik böyle bir karşılığı hak ediyordu.
Askıya alınan süreç, istendiğinde yeniden devreye konulabilecektir.
İptal etmek yerine mekanizmanın askıya alınması, hükümetin seçimlerden sonra işbaşında kalırsa, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyelik müzakerelerini askından indirebileceğinin de işareti aynı zamanda.
Zira AKP hükümeti NATO'ya ve elbette ABD'ye asla sırtını dönmek ve tüm bağlarını koparmak istemiyor.
Bu bağlamda Meclis'teki muhalefet partileri aslında çok kritik bir adım atabilirler, atmalıdırlar da…
Bu adım, Altılı Masa'da oturanlar başta olmak üzere muhalefet partileri birleşip, Meclis'e İsveç'in NATO üyeliğine onay vermeyi yasaklayan bir yasa teklifi götürebilirler.
Şimdi CHP lideri Kılıçdaroğlu gibi düşünüp, 'Efendim AKP ve MHP çoğunlukta zaten kabul etmezler' dememek lazım…
Böyle bir adım hem Kur'an-ı Kerim yakmanın suç olmadığını açıklama küstahlığını gösteren NATO'ya ve hem de diğer Avrupa devletlerine iyi bir gözdağı olacaktır.
Hem bu teklif İsveç ve Finlandiya'yla müzakere sürecini askıya alan iktidarın bu konuda gerçekten samimi olup olmadığını da ortaya çıkaracaktır. Bir nevi samimiyet testi gerçekleştirilmiş olurdu.
Meclis'te bulunan Cumhur İttifakı üyesi AKP ve MHP'li vekiller böyle bir teklife evet mi hayır mı diyeceklerini görürdük.
Ama ne yazık ki ülkemizde NATO ve ABD söz konusu olduğunda iktidar için de muhalefetteki çoğu parti için de akan sular durmaktadır.
İktidar vazgeçemiyor da sanki Meclis'teki muhalefet NATO ve ABD'den vazgeçebiliyor mu?
O zaman bu konu hepsi için bir samimiyet testidir…
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024