Gazetemiz Yeni Mesaj’ın koordinasyonu altında düzenlenen ve Sayın Prof. Dr. Haydar Baş’ın şeref konuğu olduğu, birbirinden değerli katılımcıların görüşleriyle renklenen Milli Kahramanlarımız programları devam ediyor.
Bugün bu programlara genel bir bakışta bulunmak ve sosyal bilimler temelli bir okuma yapmak istiyorum.
Öncelikle programların düzenlenme zamanı oldukça önemli ve bir o kadar da değerli. Güney sınırlarında çok tehlikeli bir savaşın içine çekilmek istenen; Batısında AB kriterlerine uyum adına ulusal değerlerinden vazgeçmesi arzu edilen; Federasyona kapı açacak bir anayasa değişikliği sürecinin hızlandırması buyurulan; ve nihayet milli bütünlüğümüzün olmazsa olmazı dini bütünlüğümüzü tahrip amaçlı Vatikan’ın sponsorluğunda organize edilen yıkıcı çalışmalara zemin olan bir Türkiye’de yaşıyoruz.
Hele bir de Gazi Mustafa Kemal’e yapılan planlı maksatlı ve haince iftira kampanyalarını düzenleyen, sahneye koyan ve sponsor olan güçler, serbestçe oyunlarını sergileyebildikleri bir Türkiye söz konusuysa... Durum daha da vahimleşiyor.
İşte bu zaman diliminin karanlığında ortalığı aydınlatan bir ışık oldu bu programlar. Konuşma zamanı gelmesini nefeslerini tutarak bekleyen binlerce kişilik kalabalıkları coşkuyla selamlayan Sayın Hocamızın, her bir satırı etrafımıza örülü zincirleri parçalayan ölçülerle dolu konuşması, programların odak noktası durumunda. Antepliye, Maraşlıya, Eskişehirliye, İstanbulluya yani tüm Türkiye’ye güç veriyor.
Katılımcıların konuşma metinlerinin konu başlıkları, sahip oldukları sosyal sorumluluk anlayışını içten ve temelden yansıtması açısından çok önemli. Örneğin bir konuşmacı enerji konusunda ülkemiz üzerinde yapılan kirli hesapları ortaya çıkarırken, bir diğer konuşmacı Milli Ekonomi Modelinin ülkemizi kalkındıracak tek yol olduğunu delilleriyle ortaya koyuyor.
Bayan konuşmacıların zaman zaman Nene Hatun’un, Kara Fatıma’nın ve nice Kadın Kahramanımızın ruhlarını bir kez daha şad ettirircesine coşkun ve yürekli konuşmaları, salonda bulunan Bayan izleyicileri oldukça gururlandırmışa benziyordu.
Programa konuşmacı olarak katılan akademisyenler ayrı bir değerlendirme konusu. Meslektaşları akademik etiketlerini kullanarak ülkemiz, bütünlüğümüz ve ekonomimiz üzerinde Batı eksenli ve hiçbir ulusal çıkara uygun olmayan düşüncelerini fikirdaş ekranlarında açıklayadursun; Milli Kahramanlar Programı’nın güzide akademisyenleri yine birleştirici, yine bütünleştirici ve yine milletin çıkarına görüş bildiriyordu.
Hafta sonları artık Türkiye ekranları başında milyonlar, ya da bölgesini ziyaret eden Sayın Prof. Dr. Haydar Baş’ı yakından görüp dinlemek isteyenler konferans salonunda heyecanla bu programları izliyor, izletiyor. Çoluk-çocuk; genç-yaşlı demeden bu etkinliğe destek veren Milletimiz artık üzerinde oynanan oyunları daha rahat görebiliyor; bu da bazı çevreleri huzursuz ediyor. Ama Atalarımız söylemiş, “Kervanımız yürüyecek” gerisini sizin irfanınıza bırakıyorum.
Bugün bu programlara genel bir bakışta bulunmak ve sosyal bilimler temelli bir okuma yapmak istiyorum.
Öncelikle programların düzenlenme zamanı oldukça önemli ve bir o kadar da değerli. Güney sınırlarında çok tehlikeli bir savaşın içine çekilmek istenen; Batısında AB kriterlerine uyum adına ulusal değerlerinden vazgeçmesi arzu edilen; Federasyona kapı açacak bir anayasa değişikliği sürecinin hızlandırması buyurulan; ve nihayet milli bütünlüğümüzün olmazsa olmazı dini bütünlüğümüzü tahrip amaçlı Vatikan’ın sponsorluğunda organize edilen yıkıcı çalışmalara zemin olan bir Türkiye’de yaşıyoruz.
Hele bir de Gazi Mustafa Kemal’e yapılan planlı maksatlı ve haince iftira kampanyalarını düzenleyen, sahneye koyan ve sponsor olan güçler, serbestçe oyunlarını sergileyebildikleri bir Türkiye söz konusuysa... Durum daha da vahimleşiyor.
İşte bu zaman diliminin karanlığında ortalığı aydınlatan bir ışık oldu bu programlar. Konuşma zamanı gelmesini nefeslerini tutarak bekleyen binlerce kişilik kalabalıkları coşkuyla selamlayan Sayın Hocamızın, her bir satırı etrafımıza örülü zincirleri parçalayan ölçülerle dolu konuşması, programların odak noktası durumunda. Antepliye, Maraşlıya, Eskişehirliye, İstanbulluya yani tüm Türkiye’ye güç veriyor.
Katılımcıların konuşma metinlerinin konu başlıkları, sahip oldukları sosyal sorumluluk anlayışını içten ve temelden yansıtması açısından çok önemli. Örneğin bir konuşmacı enerji konusunda ülkemiz üzerinde yapılan kirli hesapları ortaya çıkarırken, bir diğer konuşmacı Milli Ekonomi Modelinin ülkemizi kalkındıracak tek yol olduğunu delilleriyle ortaya koyuyor.
Bayan konuşmacıların zaman zaman Nene Hatun’un, Kara Fatıma’nın ve nice Kadın Kahramanımızın ruhlarını bir kez daha şad ettirircesine coşkun ve yürekli konuşmaları, salonda bulunan Bayan izleyicileri oldukça gururlandırmışa benziyordu.
Programa konuşmacı olarak katılan akademisyenler ayrı bir değerlendirme konusu. Meslektaşları akademik etiketlerini kullanarak ülkemiz, bütünlüğümüz ve ekonomimiz üzerinde Batı eksenli ve hiçbir ulusal çıkara uygun olmayan düşüncelerini fikirdaş ekranlarında açıklayadursun; Milli Kahramanlar Programı’nın güzide akademisyenleri yine birleştirici, yine bütünleştirici ve yine milletin çıkarına görüş bildiriyordu.
Hafta sonları artık Türkiye ekranları başında milyonlar, ya da bölgesini ziyaret eden Sayın Prof. Dr. Haydar Baş’ı yakından görüp dinlemek isteyenler konferans salonunda heyecanla bu programları izliyor, izletiyor. Çoluk-çocuk; genç-yaşlı demeden bu etkinliğe destek veren Milletimiz artık üzerinde oynanan oyunları daha rahat görebiliyor; bu da bazı çevreleri huzursuz ediyor. Ama Atalarımız söylemiş, “Kervanımız yürüyecek” gerisini sizin irfanınıza bırakıyorum.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hakan Rona / diğer yazıları
- Güneydoğu'ya huzur ancak MEM'le gelir / 09.04.2013
- Kerry'nin ziyaretinin anlamı ne? / 06.04.2013
- Milli olmayan ekonomi, şirketleri iflasa sürüklüyor / 05.04.2013
- Milli çizgiden uzaklaşan Türk dış politikası / 07.03.2013
- Moskova'nın orta yerinde baharı yaşadık / 05.03.2013
- Milli Kahramanlarımız programlarına sosyal bir okuma / 19.02.2013
- Güneydoğu Asya ekonomileri ve Milli Ekonomi Modeli / 28.12.2012
- Tam bağımsız devlet, hür millet ve adalet / 27.12.2012
- Arap dünyasının Truva atı: “Müslüman Kardeşler” / 17.10.2012
- Amerikan askeri ne amaçla Türkiye’de / 14.10.2012
- Kerry'nin ziyaretinin anlamı ne? / 06.04.2013
- Milli olmayan ekonomi, şirketleri iflasa sürüklüyor / 05.04.2013
- Milli çizgiden uzaklaşan Türk dış politikası / 07.03.2013
- Moskova'nın orta yerinde baharı yaşadık / 05.03.2013
- Milli Kahramanlarımız programlarına sosyal bir okuma / 19.02.2013
- Güneydoğu Asya ekonomileri ve Milli Ekonomi Modeli / 28.12.2012
- Tam bağımsız devlet, hür millet ve adalet / 27.12.2012
- Arap dünyasının Truva atı: “Müslüman Kardeşler” / 17.10.2012
- Amerikan askeri ne amaçla Türkiye’de / 14.10.2012