Mevsim karakış; aylardan Şubat. Moskova keskin soğuğu ile namlıdır. Ancak Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın estirdiği bahar rüzgarı, hem yüreklerimizi hem de havayı ısıttı. Gönüllerde ve dışarda baharı yaşadık. Hocamız Sağ olsun, var olsun. Milli Ekonomi Modeli, Dünya çapında tanınan ve akademik kariyerlerinin zirve noktasındaki Akademisyenlerin, Rus Siyaset ve Devlet Adamlarının takdirini bir kez daha kazandı. Bilimadamları, Modelin dünyada var olan iktisadi ve siyasi çözümsüzlüklerin çözüm kaynağı olduğunu bir kez daha açık seçik olarak ortaya koydular. Duma'da kendisini merak ve özlemle bekleyen Rus seçkinleri ve Akademisyenlerini, yaptığı konuşmayla derinden etkileyen Prof. Dr. Baş'ın, sık sık alkışlanan konuşması, dinleyicilerin başında kuş varmış da uçacak edasıyla dikkatlice takip edildi. Hocamızın verdiği temel ölçülerin bazılarını burada aktarmak istiyorum. Öncelikle Türklüğünü gururla ortaya koyarken, Rus Milletiyle bir ve beraberliğin dünya siyaseti açısından çok önemli olduğunu ifade etti. Bazılarının Batıdan ve ABD'den başka yar tanımadığı iklimde, üzerimizde hiçbir menfi hesabı olmayan Rusya ile işbirliğinin çok önemli olduğu bir kez daha vurgulandı. Rusların Milli Ekonomi Modeline olan ilgisi ve istifade etme coşkusu da bu beraberliğin ilk habercisi olsa gerek. Siyasetçilerimizin mensubu olduğu kimlikten utandığı hatta inkar ettiği günümüzde, kimliğini, inancını ve kültürünü dünyaya kabul ettiren Prof. Dr. Baş bir diplomasi destanı yazdı adeta. Şahsen diplomasi eğitimi almış biri olarak söylüyorum ki, gerek yaptığı konuşma gerekse Jirinovski ile gerçekleştirdiği görüşme Hocamızın bir "Diplomasi Dehası" olduğunu gösterdi. Devlet adamlığı hiç kolay bir görev değildir ve temsil ettiği anlam devlet adamının omzunda çok ağır bir yüktür. Bir diplomat adeta bütün bir ülkenin sorumluluğunu sırtında taşır İşte bu anlamda Haydar Hocamız Türk Milletine ve Devletine hak ettiği saygın ve şerefli değeri vererek Rus Parlamentosu'nda temsil etmiştir. Ömrünü Milletinin ve değerlerinin ağırlığını omzunda taşıyarak geçirmiş bir Dâhiye verilecek en büyük hediye bu devletin başına getirmektir. Milletimiz için tek geçerli yol geçmişte yaptığı hataya bir daha düşmeden önüne gelen ilk fırsatta dünyayı saran MEM akımını bu ülkede İktidar kılıp Modelin Müellifini de Başbakan yapmaktır. Ancak bu tutum onu anladığımızı ve kabullendiğimizi gösterir. Yoksa kuru takdir ve beğeni pratik anlamda hiç bir işe yaramaz. Türk Milleti olarak tekrar eski günlerimize dönmek ve uluslararası alanda hak ettiğimiz yere gelmek istiyorsak tek çözüm Prof. Baş ve onun yetkin kadrolarına güvenip, devletimizin geleceğini küçük siyasi hesaplar uğruna ipotek altına alan kadroları evlerine göndermektir.
Hakan Rona / diğer yazıları
- Güneydoğu'ya huzur ancak MEM'le gelir / 09.04.2013
- Kerry'nin ziyaretinin anlamı ne? / 06.04.2013
- Milli olmayan ekonomi, şirketleri iflasa sürüklüyor / 05.04.2013
- Milli çizgiden uzaklaşan Türk dış politikası / 07.03.2013
- Moskova'nın orta yerinde baharı yaşadık / 05.03.2013
- Milli Kahramanlarımız programlarına sosyal bir okuma / 19.02.2013
- Güneydoğu Asya ekonomileri ve Milli Ekonomi Modeli / 28.12.2012
- Tam bağımsız devlet, hür millet ve adalet / 27.12.2012
- Arap dünyasının Truva atı: “Müslüman Kardeşler” / 17.10.2012
- Amerikan askeri ne amaçla Türkiye’de / 14.10.2012
- Kerry'nin ziyaretinin anlamı ne? / 06.04.2013
- Milli olmayan ekonomi, şirketleri iflasa sürüklüyor / 05.04.2013
- Milli çizgiden uzaklaşan Türk dış politikası / 07.03.2013
- Moskova'nın orta yerinde baharı yaşadık / 05.03.2013
- Milli Kahramanlarımız programlarına sosyal bir okuma / 19.02.2013
- Güneydoğu Asya ekonomileri ve Milli Ekonomi Modeli / 28.12.2012
- Tam bağımsız devlet, hür millet ve adalet / 27.12.2012
- Arap dünyasının Truva atı: “Müslüman Kardeşler” / 17.10.2012
- Amerikan askeri ne amaçla Türkiye’de / 14.10.2012