Dünkü yazımda ülkemiz üzerinde hesabı olanların, psikolojik savaş taktikleri kapsamında halkımızın arasına milli direnci kırıcı maksatlı soru ve söylemleri yaydıklarından bahsetmiştim.
Onlardan bir tanesi de çözüm projeleri uygulamamıza, milli bir duruşu ortaya koymamıza ABD ve AB gibi global güçler müsaade etmez söylemiydi.
Öncelikle o müsaade etmez, bu müsaade etmez mantığından kurtulmalıyız. Biz bu ülkeyi kurarken kimseden müsaade almadık.
ABD, senin üzerindeki hesaplarını sen ona teslim olsan da dirensen de mutlaka uygulayamaya çalışacak. Çünkü senin toprakların üzerinde gerek ekonomik, gerek siyasi çıkarları var, üstelik dini inancı da bunu gerektiriyor. Yani senin teslimiyetin bu sonucu değiştirmeyecek.
Bu tehlikeleri görüp gerekli önlemleri almaktır doğru olan, yoksa gemiyi teslim etmeye hazır olmak veya ilk terk eden olmak değil.
Dedelerimiz dün işgal edilen topraklarımızı terk de edebilirlerdi, ama onlar "vatan Allah'ın bize verdiği bir emanettir, vatan sevgisi imandandır, vatan mukaddestir, vatan için canını veren şehit olur" inancını taşıyarak av tüfeğiyle, kazmayla, sopalarla direndiler.
Düşmanlar ise karşısında engel tanımayan milletimizi görünce arkalarına bile bakmadan kaçıp gittiler.
Çanakkale'de böyle oldu, Kurtuluş savaşında da, daha önceki zaferlerimizde de.
Yok efendim AB bize iş ve aş bulacakmış, yahu AB iş bulacaksa önce sayıları durmadan artan kendi milyonlarca işsizine neden iş bulamıyor, aş bulacaksa önce sokaklara terk etmiş olduğu onbinlerce çocuğuna neden aş bulamıyor?
Daha müzakerelere başlamadan ülkemizde 25 milyon olan tarım köylüsünü 15 milyona düşürerek 10 milyon kişiyi işsiz bırakma kararını aldırdılar. Devamında ne olacağını siz düşünün.
Global dünyada yaşıyormuşuz ve sınırlar kalkmışmış.
Eğer böyle bir şey varsa niçin hem ABD, hem de AB, KKTC'nin ortadan kalmasını durmadan talep ediyor. AB ve ABD kendi sınırlarını niçin keskin bir şekilde oluşturuyor? ABD'nin Irak'ta, Afganistan'da, Suriye'de ne işi var?
Adamların globalleşmeden anladıkları global işgaldir, sen ise ısrarla yanlış anlamaya devam ediyorsun.
AB seninle aynı zamanda müracaat eden Yunanistan'ı, senden sonra müracaat eden, hatta bir devlet bile olmayan Kıbrıs Rum kesimini alıyor da seni kapısında süründürüyor. Hangi globallikten bahsediyorsunuz?
Ege'nin kıta sahanlığı neden durmadan önümüze konuluyor?
Herkes sınırlarını nasıl genişletirimin hesabında, bizimkiler ise sınırların kalktığını düşünecek kadar aklıevvel.
Yok efendim misyonerler sağlam ailelere zarar veremezmiş. Yahu sen din derslerinde Hıristiyanlığı İncil'den, Yahudiliği Tevrat'tan öğretirsen, uygulamalı ders adı altında çocukları kilise ve havralara götürürsen, peygambersiz bir İslam anlayışını öğretmeye çalışırsan, imamların yavrularımıza kuran öğretmesini yasaklarsan, nüfus cüzdanından din hanesini çıkarırsan, her binanın altına ev tipi kilise açma yetkisini verirsen, bana söyler misin hangi sağlam aileden, sağlam eğitimden bahsediyorsun?
Bir tarafta milyarlarca dolar arkasında para desteği olan, her türlü iş imkanını, her türlü eğlence imkanını değerlendiren siyasi destekli misyonerler, diğer tarafta ise evine ekmek götürmekte zorlanan Müslüman vatandaşlar ve eli kolu bağlanmış imamlar. Sizce bir gencin tercihi neresi olur? Yönünü misyonere çeviren bir genç sizce vatanına, bayrağına ne kadar sahip çıkar?
Kendi ülkelerinde insanlar toplu bir şekilde Hıristiyanlıktan uzaklaşırken, Kiliseler cemaat bulamadığı için kapanırken, bu misyonerlerin ülkemizde sadece dini amaçla cirit attığını söylemek ne kadar doğru olur?
Asıl hedef vatanımızın ve milletimizin bölünmez bütünlüğüdür, Türkiye'dir, Türkiye'nin topraklarıdır ve aziz Türk milletidir.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in ifade ettiği gibi bugün devlet-millet, asker-sivil tek bir bilek tek bir yürek olma zamanıdır. Bugün yeniden Kuvay-ı Milliye zamanıdır.
Bu arada önemli bir duyuru da yapmak istiyorum.
Önümüzdeki Pazar günü saat 14.00'de Ankara Tandoğan'daki "Kıbrıs Türk'ün Vatanıdır" mitingine, bizler, vatan toprağımıza, bayrağımıza, şehitlerimize sahip çıkmak için çoluk çocuk ailece, elimize Türk bayrağı alarak katılacağız. Bu önemli mitinge vatan ve bayrak sevdalısı sizleri de davet ediyorum.
Onlardan bir tanesi de çözüm projeleri uygulamamıza, milli bir duruşu ortaya koymamıza ABD ve AB gibi global güçler müsaade etmez söylemiydi.
Öncelikle o müsaade etmez, bu müsaade etmez mantığından kurtulmalıyız. Biz bu ülkeyi kurarken kimseden müsaade almadık.
ABD, senin üzerindeki hesaplarını sen ona teslim olsan da dirensen de mutlaka uygulayamaya çalışacak. Çünkü senin toprakların üzerinde gerek ekonomik, gerek siyasi çıkarları var, üstelik dini inancı da bunu gerektiriyor. Yani senin teslimiyetin bu sonucu değiştirmeyecek.
Bu tehlikeleri görüp gerekli önlemleri almaktır doğru olan, yoksa gemiyi teslim etmeye hazır olmak veya ilk terk eden olmak değil.
Dedelerimiz dün işgal edilen topraklarımızı terk de edebilirlerdi, ama onlar "vatan Allah'ın bize verdiği bir emanettir, vatan sevgisi imandandır, vatan mukaddestir, vatan için canını veren şehit olur" inancını taşıyarak av tüfeğiyle, kazmayla, sopalarla direndiler.
Düşmanlar ise karşısında engel tanımayan milletimizi görünce arkalarına bile bakmadan kaçıp gittiler.
Çanakkale'de böyle oldu, Kurtuluş savaşında da, daha önceki zaferlerimizde de.
Yok efendim AB bize iş ve aş bulacakmış, yahu AB iş bulacaksa önce sayıları durmadan artan kendi milyonlarca işsizine neden iş bulamıyor, aş bulacaksa önce sokaklara terk etmiş olduğu onbinlerce çocuğuna neden aş bulamıyor?
Daha müzakerelere başlamadan ülkemizde 25 milyon olan tarım köylüsünü 15 milyona düşürerek 10 milyon kişiyi işsiz bırakma kararını aldırdılar. Devamında ne olacağını siz düşünün.
Global dünyada yaşıyormuşuz ve sınırlar kalkmışmış.
Eğer böyle bir şey varsa niçin hem ABD, hem de AB, KKTC'nin ortadan kalmasını durmadan talep ediyor. AB ve ABD kendi sınırlarını niçin keskin bir şekilde oluşturuyor? ABD'nin Irak'ta, Afganistan'da, Suriye'de ne işi var?
Adamların globalleşmeden anladıkları global işgaldir, sen ise ısrarla yanlış anlamaya devam ediyorsun.
AB seninle aynı zamanda müracaat eden Yunanistan'ı, senden sonra müracaat eden, hatta bir devlet bile olmayan Kıbrıs Rum kesimini alıyor da seni kapısında süründürüyor. Hangi globallikten bahsediyorsunuz?
Ege'nin kıta sahanlığı neden durmadan önümüze konuluyor?
Herkes sınırlarını nasıl genişletirimin hesabında, bizimkiler ise sınırların kalktığını düşünecek kadar aklıevvel.
Yok efendim misyonerler sağlam ailelere zarar veremezmiş. Yahu sen din derslerinde Hıristiyanlığı İncil'den, Yahudiliği Tevrat'tan öğretirsen, uygulamalı ders adı altında çocukları kilise ve havralara götürürsen, peygambersiz bir İslam anlayışını öğretmeye çalışırsan, imamların yavrularımıza kuran öğretmesini yasaklarsan, nüfus cüzdanından din hanesini çıkarırsan, her binanın altına ev tipi kilise açma yetkisini verirsen, bana söyler misin hangi sağlam aileden, sağlam eğitimden bahsediyorsun?
Bir tarafta milyarlarca dolar arkasında para desteği olan, her türlü iş imkanını, her türlü eğlence imkanını değerlendiren siyasi destekli misyonerler, diğer tarafta ise evine ekmek götürmekte zorlanan Müslüman vatandaşlar ve eli kolu bağlanmış imamlar. Sizce bir gencin tercihi neresi olur? Yönünü misyonere çeviren bir genç sizce vatanına, bayrağına ne kadar sahip çıkar?
Kendi ülkelerinde insanlar toplu bir şekilde Hıristiyanlıktan uzaklaşırken, Kiliseler cemaat bulamadığı için kapanırken, bu misyonerlerin ülkemizde sadece dini amaçla cirit attığını söylemek ne kadar doğru olur?
Asıl hedef vatanımızın ve milletimizin bölünmez bütünlüğüdür, Türkiye'dir, Türkiye'nin topraklarıdır ve aziz Türk milletidir.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in ifade ettiği gibi bugün devlet-millet, asker-sivil tek bir bilek tek bir yürek olma zamanıdır. Bugün yeniden Kuvay-ı Milliye zamanıdır.
Bu arada önemli bir duyuru da yapmak istiyorum.
Önümüzdeki Pazar günü saat 14.00'de Ankara Tandoğan'daki "Kıbrıs Türk'ün Vatanıdır" mitingine, bizler, vatan toprağımıza, bayrağımıza, şehitlerimize sahip çıkmak için çoluk çocuk ailece, elimize Türk bayrağı alarak katılacağız. Bu önemli mitinge vatan ve bayrak sevdalısı sizleri de davet ediyorum.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Direnç kalktıkça, İsrail pervasızlaştı / 21.03.2025
- İsrail Gazze’de ateşkese kapıları kapattı / 20.03.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Direnç kalktıkça, İsrail pervasızlaştı / 21.03.2025
- İsrail Gazze’de ateşkese kapıları kapattı / 20.03.2025