MEM'in (Milli Ekonomi Modeli) simülasyonu başlıklı yazımda hayali izole bir köyde kendi para birimiyle MEM'in uygulama mantığını anlatmıştım. Peki, bu köy komşu köye muhtaçsa ne olacak? Yani kendinde olmayan bir ürünü komşu köyden almak durumunda kalırsa ne olacak? Şimdi bunu irdeleyelim.
Öncelikle bizim köyümüz, temel ihtiyaç maddelerini kendi temin edebiliyor. Yani bu insanlar komşu köy ile alışveriş olmaksızın yaşamlarını idame edebiliyorlar. Meşhur tabirle kendi ayakları üzerinde durabiliyorlar. Öncelikle bu temel şart. Eğer böyle değilse zaten o köy bitmiş demektir. Neyse devam edelim. Bizim komşu köyde adamın biri sulama motoru icat etmiş. Çok geniş arazileri bu su motoruyla sulayabiliyorlarmış. Bu motor buharla çalışıyormuş. Kazanında odun yakıyorlarmış. Eğer bizim köy böyle bir motora sahip olsa topraklardan daha çok verim alabileceklerine akılları kesiyormuş. Bizim köy bu motoru satın alabilmek için komşu köye gitmek üzere bir heyet hazırlamaya karar vermişler.
Heyet komşu köye varmış. Komşu köyde motoru icat edeni bulmuşlar. Kendilerine bundan bir tane satmasını istemişler. İlginçtir ki bu köyde de para birimi olarak kendi muhtarlarının bahçesindeki başka bir özel ağacın yaprakları kullanılıyormuş.
Mucit motoruna karşılık heyetten 1000 yaprak istemiş. Heyet kendi köylerinden getirdikleri yaprakları vermek istemişler. Ancak mucit kabul etmemiş. Sonuçta bu yaprakların komşu köyde bir geçerliliği yokmuş. Komşu köyde 1 yaprakla 1 ekmek alınıyormuş. Bizim köyde ise kendi 1 yapraklarıyla 2 ekmek alınıyormuş. Bizim Heyet 500 yaprak teklif etmişler. Bu 500 yaprakla bizim köyden dilediği zaman 1000 adet ekmek alabileceğini söylemişler. Mucit bizim köye gidip gelmenin kolay olmayacağını düşünerek kendi muhtarını devreye koymaya karar vermiş.
Komşu köyün muhtarı bizim heyete 500 yaprak karşılığı komşu köyün 1000 yaprağını vermiş. Bizimkiler de mucide bu 1000 adet ile kendi yaprağından vererek motoru satın almışlar ve mutlu bir şekilde köylerine geri dönmüşler. Komşu köyün muhtarı bizim köye ait 500 yaprağın, karşılığı olduğunu biliyormuş. Çünkü bizim köyde 1 yaprakla 2 ekmek alınabiliyormuş. Komşu köyün muhtarı böyle bir imkanın elde bulunmasının iyi olacağını düşünmüş. Bir kıtlıkta bizim köyden 1000 ekmek alabilirmiş.
Bizim muhtar bir ara bahçesindeki ağacın yapraklarını dağıtmanın dozunu kaçırmış. Köylünün cebindeki yaprakların sayısı bir anda 2 katına çıkmış. Köylüler fırıncıdan almak istedikleri ekmeğin miktarında bir değişme olmamış. Bu nedenle ekmeğin fiyatı da değişmemiş. Ama köylülerin helvacıdan helva talepleri 2 katına çıkmış. Tabii helvacı bu duruma hazırlıklı değil. Ürettiği helva köylüye yetmediğini görünce açgözlülük yapıp fiyatını artırmış. Muhtar her ne kadar helvacıya bu davranışından dolayı sitem etse de helvacı bildiğini okumuş. Fiyatını 2 katına çıkarmış. Fırıncı helvacıyı görünce ekmeğin fiyatını 2 katına çıkarmak istemiş. Muhtar ona da kızmış. Ama başka birini fırıncılığa teşvik etmesi biraz vakit almış. Sonuç itibariyle köylünün helvacıdan aldıkları helva miktarı değişmemiş. Ama muhtar bunun üzerine başka bir köylüyü helva yapmaya teşvik etmiş. Bu helvacı helvayı eski fiyattan satmaya kalkınca eski helvacı fiyatı indirmek zorunda kalmış.
Bu arada komşu köyde bir kıtlık baş göstermiş. Komşu köyden bir heyet muhtardan aldıkları 500 yaprakla bizim köyün fırınına gelmişler. Bizim fırıncı 500 yaprakla ancak 500 ekmek alabileceklerini söyleyince heyet çok bozulmuş. Kendi muhtarlarına haber salmışlar, durumu anlatmışlar. Komşu köyün muhtarı da bizim muhtara haber göndermiş. Demiş ki, "Bundan sonra bizden motor almak istediğinizde yanınızda 1000 yaprak getirin. Zira sizin 1 yaprağınızla artık 2 ekmek alınmıyor" derken köylerin arasındaki yaprakların kur değeri birebir olmuş.
Bu arada bizim muhtar bu durumdan hoşnut değil. Acilen tekel olan fırıncıya rakip fırıncılar teşvik etmiş. Bunlar da köylüye ekmeği yine eski fiyattan satmışlar. Derken ekmeğin fiyatı eski seviyesine dönmüş. Bizim köyün muhtarı komşu köyün muhtarını bu konuda bilgilendirmiş. Demiş ki, "Bir kıtlık durumunda bize geldiğinizde bizden 1000 ekmek almanız için yanınızda kendi yapraklarınızdan 1000 adet getirmelisiniz. Sakın paralarımızın eşit olduğu yanılgısına kapılmayın. Zira bizim yaprağımızla eskisi gibi yine 2 ekmek alınabiliyor."
Görüldüğü üzere bizim muhtar kendi yaprağının değeri konusunda oldukça kararlı ve komşu köyün muhtarına mahkum değil. Çünkü biliyor ki kendi 500 yapraklarıyla gerçekten 1000 ekmek alınabiliyor. İşte kendi paralarını kullanan ve basabilen ülkeler diğer ülkeler ile olan para dönüşümlerinde buna benzer bir şekilde kararlı olabilirler. Yeter ki çok üretebilsinler ve komşularının taleplerine cevap verebilsinler.
- Üçüncü boyut / 29.10.2024
- Erzincan altın madeni / 09.10.2024
- Bağımlılıktan kurtulmak / 01.10.2024
- 23’ünde bir delikanlı / 27.09.2024
- MEM'de komşu köyle alışveriş / 21.09.2024
- Dava gardaşlığı / 13.09.2024
- MEM'in simülasyonu / 31.08.2024
- Para-döviz / 19.07.2024
- Pirekoin macerası / 24.06.2024