logo
05 ŞUBAT 2025

Küresel yıkım senaryoları

05.08.2005 00:00:00
Küreselleşme mantığında ekonomi politikalarının rolü büyüktür.Öncelikle küreselleşme nedir, onun üzerinde duralım.Küreselleşme, dünyanın bütün kaynaklarını elinde bulundurmak isteyen, dünyada yaşayan bütün insanları, siyaseti, ekonomiyi, stratejiyi her şeyi kontrol etmek isteyen birtakım güçlerin, -ya da aşağı yukarı on aile de diyebiliriz- bu emellerini yerine getirmek için ortaya koydukları sömürü modelinin adıdır.Küreselleşme adı altında bir ülkeyi sömürebilmek için yapılması gereken ilk adım, o ülkeyi ekonomik olarak bağımlı hale getirebilmektir.Bunun için bir takım heyetler oluşturulur. Bu heyetler o ülkenin yetkilileriyle yaptıkları görüşmelerde ekonomiyi geliştirici modeller sunacaklarını ikna ederler ve bunun için başlangıçta cazip teklifler sunarlar.Eğer o ülkenin siyasileri ve ekonomi yetkilileri kendilerine ait milli bir politikaya sahip değillerse bu yemi yutarlar ve uyuşturucuya başlayan bir insan gibi hedeflenen kıskaca girerler.Nasıl bir uyuşturucu satıcısının tek derdi müşteri sayısını arttırmak ve daha fazla para kazanmak ise, bu global tefecilerin tek derdi de sömürebilecekleri ülke sayısını arttırmaktır.2004 yılında Nobel Ödülü'nü alan iki ekonomistten biri olan Amerikalı Edward Prescott da benzer bir yorum yaparak, IMF'nin ve Dünya Bankası'nın derhal lağvedilmesi gerektiğini ve yaptıklarının kokain bağımlısı birisine daha fazla kokain vermek gibi olduğunu vurgulamıştı.O, sıkıntıda olan ülkeye bir yardım eliymiş gibi uzanır ama esasen uçuruma çeken bir eldir.Peki, sömürü için hangi yöntemler uygulanır:Milli projesi olmayan, küreselleşme yalanına inanmış, milletine de inandırabilecek kabiliyette, Batı hayranı isimler desteklenip o ülkenin iktidarına getirilir.Bu liderlerin kuracağı kabine de kendi gibi olmalıdır, hatta kendisinden daha fazla Batıcı olmalıdır ki kontrol mekanizması da olsun.Öncelikle o ülkenin bir şekilde kendi milli parasını kullanması engellenir, Merkez bankası sadece piyasadaki eski banknotları değiştirmek için kullanılır.Ülke, hibeye ve borca alıştırılır. Verilen hibe ve borçların nerelerde kullanılacağı da bizzat kontrol edilir. O ülkenin sanayisini, üretimini, katma değerini arttırma yönünde değil de yol, park, bahçe, otel gibi yatırımlara yönlendirilir.Borçların yine borçla finanse edilmesi tavsiye edilir. Ülke öyle bir noktaya gelir ki artık borçların faizlerini bile ödeyemez. İşte bu andan itibaren siyasi taviz taleplerinin dozajı artar. Siyasi tavizler yerine getirilmediği takdirde aba altından ekonomik kriz sopası gösterilir.Sömürülmek istenen ülkenin reel piyasalarını bitirici tavsiyelerde bulunulur. Piyasadan para çektirilir, vatandaşın alım gücü düşürülür, talep daraltılarak tüketim bitirilir. Bu durum iç piyasaların tıkanmasına sebep olur.Üretim maliyetlerini oluşturan hammadde, enerji, vergi... gibi kalemlerin arttırılması yönünde tavsiyelerde bulunulur. İç piyasa zaten tüketim darlığından dolayı ölü vaziyettedir, maliyetlerin yüksek olması sebebiyle üretici dış piyasalarda rekabet şansı kalmaz ve durum ülke sanayisinin çökmesine sebep olur.Tüketimin daraldığı iç piyasaya, yabancı şirketlerin mallarının girmesi yönünde adımlar attırılır, bu amaca yönelik gümrük anlaşmaları imzalatılır, gümrük duvarları aşağıya çektirilir. Ülke içindeki üretim maliyetleri fazla olduğundan, maksatlı bir şekilde ucuz olarak ülkeye giren bu ithal ürünler iç piyasada vatandaşın azalan talebine cevap vermeye başlar. Raflar ithal ürünlerle dolmaya başlar.Yerli üretici bir darbe de buradan yer.Reel piyasalarda bir taraftan bu yıkımlar gerçekleşirken, ülkenin ekonomik kontrolü spekülatif para piyasalarına yönlendirilir.İç piyasadaki sermaye sahipleri, maliyetlerin yüksek olması, pazarın daralması, hatta zararına mal satışları sebebiyle fabrikalarını, işyerlerini satar, parasını vergisi olmayan, işçi ve pazar derdi olmayan borsaya, mevduata yönelir.Ülke sanayisi ve üretimi bir darbe de buradan yer.Halbuki üretmeden, çalışmadan borçların ödenmesi, ülkenin ekonomik olarak refaha kavuşması hiç ama hiç mümkün değildir.Zaten dedik ya, küresel güçlerin hedefi de ülkeyi üretmeyen, kendilerine bağımlı, çalışmayan bir hale getirip, kaynaklarını daha iyi sömürebilmektir. Bu sebeple tavsiyelerini bir bir yerine getiren ülke idaresini sık sık över ve vatandaşlarının önünde güven tazelemesine yardımcı olur.O ülke vatandaşları da "farenin kulak kemirmesi gibi" elinden giden, kaybettiği şeylerin farkına varamaz ve böylece "ne oluyor" sorusunu dahi soramaz hale gelir.Global güçler bütün bu yıkım projelerini uygularken en önemli destekçileri de aklı ve ruhunu kendilerine satmış olan yerli basındır. Bu işbirlikçi basın bütün kötü gidişata rağmen, "her şey yolunda, ekonomi iyi" diyerek vatandaşın direncini kırmaya gayret eder.Ülkenin bir taraftan reel piyasaları bitirilirken, diğer taraftan sahip olduğu bütün değerler ele geçirilir. Madenleri, arazileri, iletişim şirketleri, enerji kurumları, hammadde kuruluşları, yani o ülkeyi ayakta tutacak bütün temel direkleri tek tek ele geçirirler. "Bir ülkenin bağımsızlığı iktisadi bağımsızlıktan geçer" ölçüsünden hareketle ekonomisini yabancılaştıran bir ülke vatanını, bayrağını, ordusunu, dinini, dilini kısaca milli ve manevi bütün değerlerini kaybetmeye mahkumdur.Daha çok şeyler söylenebilir, ama bu kadarı kafidir zannediyorum.Küresel güçlerin bu yıkım projeleri, Dinlerarası diyalog ve Büyük Ortadoğu Projesi gibi projelerle de desteklenmektedir ve milli değerlerinin farkına varmayan bütün ülkeleri oluşturduğu anaforun içine almaktadır.Tek çıkış yolu vardır, o da kendi değerlerimizin farkına varmak. Milli düşünen, milli projeleri ortaya koyan, kafası ve gönlü bu ülkeye ait olan lider ve kadrosuyla ancak kendi değerlerimizi ortaya çıkarabiliriz.Yoksa sonumuz global senaryoların karanlık dünyasında yok olup gitmektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Murat Çabas / diğer yazıları
6 Şubat depremlerinin acısı dinmedi
Konutlarına ulaşamayan yüz binler var
Giresun'a giden yolcu otobüsü kamyona çarptı: 1 ölü, 16 yaralı
Derhal tehcir istiyorlar!
Gazze için sinsi plan
Yolcu otobüsü şarampole uçtu
10'u ağır 33 yaralı
Beyaz Saray'da alçak plan
'Gazze'yi boşaltacağız'
Ege'de deprem fırtınası
Uzmanından rahatlatan açıklama
ABD - Çin ticaret savaşı başladı
Çin'den gelen koliler alınmıyor
Kritik araştırma başladı
Tavuk eti ve yumurtada plastik mi var?
Kartalkaya raporları Bolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi
İçişleri Bakanı Yerlikaya açıkladı
Terörsüz, huzur içinde bir ülke olsun
Erdoğan, Türkiye'nin Suriye politikasını açıkladı
Hedef derin stratejik ortaklık
Şara, Külliye'de konuştu
Hedef çok büyük
Çelik ihracatçılarının gözü Suriye pazarında
Tarımsal ithalatın yüzde 28'ini oluşturuyor
Hayvan yemi ithalatı gaza bastı
İsrailli bakandan tehdit
Ateşkes pamuk ipliğine bağlı
Piyade Uzman Çavuşun na’şına 3 yıl sonra ulaşıldı
Şehit Mustafa Bazna'nın şehadet haberi ailesine verildi
6 Şubat depremlerinin acısı dinmedi
Konutlarına ulaşamayan yüz binler var
Giresun'a giden yolcu otobüsü kamyona çarptı: 1 ölü, 16 yaralı
Derhal tehcir istiyorlar!
Gazze için sinsi plan
Yolcu otobüsü şarampole uçtu
10'u ağır 33 yaralı
Beyaz Saray'da alçak plan
'Gazze'yi boşaltacağız'
Ege'de deprem fırtınası
Uzmanından rahatlatan açıklama
ABD - Çin ticaret savaşı başladı
Çin'den gelen koliler alınmıyor
Kritik araştırma başladı
Tavuk eti ve yumurtada plastik mi var?
Kartalkaya raporları Bolu Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi
İçişleri Bakanı Yerlikaya açıkladı
Terörsüz, huzur içinde bir ülke olsun
Erdoğan, Türkiye'nin Suriye politikasını açıkladı
Hedef derin stratejik ortaklık
Şara, Külliye'de konuştu
Hedef çok büyük
Çelik ihracatçılarının gözü Suriye pazarında
Tarımsal ithalatın yüzde 28'ini oluşturuyor
Hayvan yemi ithalatı gaza bastı
İsrailli bakandan tehdit
Ateşkes pamuk ipliğine bağlı
Piyade Uzman Çavuşun na’şına 3 yıl sonra ulaşıldı
Şehit Mustafa Bazna'nın şehadet haberi ailesine verildi
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.