Toplumun birçok kesimi "ölü ağlayıcısı" haline geldi.Türk toplumunun aydın takımı ve mürekkep yalamış kesim, ağıt yazıyor. Siyasetçiler, idareciler, üst düzey erkan ağıt yakıyor. İktidarı, muhalefeti ağıt okuyor.Koca koca kafalı ekonomistler de, aynı şekilde? Kiralık ağıtçılar da var.Vatandaş ise ağıtları dinliyor, avucunu ovuşturuyor? Her bir yanlıştan, her bir bataktan, her bir darlıktan sonra, "Hele dur bakalım, bundan sonra ne olacak?!" demekle yetiniyor. Sonrası öncesinden daha kötüye gidiyor. Bu tablo şu demektir; aslında herkes devlet ve milletimizin sürüklendiği vahim ahvali görüyor.Türk demokrasisinin, Türk hukuk sisteminin, Türk adaletinin, Türk ekonomisinin, eğitimin, sağlığın, sosyal adaletin ve hatta artık "insanlık hasletleri"mizin can çekiştiğini herkes görüyor. Aklı olan herkes, devlet ve milletin her taraftan kan kaybettiğine tanık oluyor, yaşıyor.Çıkmayan candan ümit kesilmez, diye, hele dur bakalım, diyor? Başlıyor koro veya solo halinde ağıt okumaya.Ölüsü olan bir gün, delisi olan her gün ağlar, derler. Millet, tam şaşırmış vaziyette; ölüsüne mi ağlasın, delisine mi, kestiremiyor.Ağıt yakmak çözüm ise; bir gün veya bir hafta belirleyelim, hep beraber ağıt yakalım. Ama değil?12 milyon kişi "açlık sınırı", 30 milyon fert "yoksulluk sınırı" altında yaşıyor. 1.2 milyon üniversite mezunu işsiz? 3.5 milyon lise mezunu işsiz? 700 bin meslek lisesi mezunu işsiz? 350 atanmayan öğretmen var ortada? Diğer mesleklerden atanamayanların, iş bekleyenlerin sayısını varın hesap edin. İktidarı,-muhalefeti, etkilileri-yetkilileri, yazarı-çizeri, hacısı-hocası sadece ağıt yakıyor.Ağıt yakmakla, yas tutmakla bu ahval düzelmez.Ağıt yakmakla, yas tutmakla "devlet ve millet" sadece vakit kaybediyor. Böyle giderse, çok sürmez, kendilerini tamamen kaybedeceğiz. Kara mizah değil bu?Batı dünyası kabristana dönmüş, Haçlı mezarlığı olmuş. Mezatlık olmuş? Avrupa Birliği ve Amerika, can çekişiyor. Hepsi batağa saplanmışlar, çürüyorlar, dağılıyorlar. Son çırpınışlarla oraya-buraya saldırıyorlar. Türkiyeli etkili ve yetkililer de, hala çareyi oralarda arıyorlar.Liberal-kapitalist anlayış, Türkiye'yi batırıyor, bitiriyor. Hatta liberal-kapitalizmin kendi kaleleri batıyor, çöküyor. Fakat iktidarıyla-muhalefetiyle bizimkiler, hala bir yandan liberal-kapitalist terane okuyor, bir yandan da ağıt yakıyor? Bu aymazlık "ölümden beter"!Milletimizi bu "ölüm döşeği veya bitkisel hayat" halinden kurtaracak bir bilge insan var; Milli Ekonomi Modeli sahibi Prof. Dr. Haydar Baş bey? Dünyaya ekonomi dersi veriyor. Dünya onu takip ediyor. Batmaya ve çökmeye yüz tutanlar, onun projeleriyle kurtuluyor, büyüyor.Türkiyeliler ise aymazlığa bürünüp sadece ağıt yakıyor. Liberal kapitalizme aklını ve kalbini kaptırmış Türkiyeli aymazlar arasından, gerçekten para nedir, para neyin karşılığıdır, ihtiyaç nedir, kaynaklar nelerdir, bilen yok? Çünkü bugüne kadar IMF, Dünya Bankası veya küresel sermayedarlardan borç almışlar, onu yemişler, onu içmişler, onu hortumlamışlar. Para namına tüm bildikleri, Papaz Malthus'un üfürükleri?Üretim nedir, tüketim nedir, üretimin karşılığı nedir, tüketimin piyasayı canlandırma vasfı nedir, bilen yok?! Çünkü yıllarca milletin ürettiğini karşılıksız bıraktılar, milletin emeği ve üretimi karşılığında kendi paramızı basmak yerine ecnebilerin banknotunu getirttiler, milletin üretimini o banknotlara karşılık yaptılar. Devlet ve milleti faize, borca batırdılar. Tefecileri semirttiler, faizle semirdiler; basiretleri bağlandı. Basireti bağlı olandan hayır gelir mi?! Elin ecnebisi, karşılığı olmayan banknotu basıp faizli borç olarak bize satıyor, bizim emek ve üretimimize karşılık yapabiliyor, hatta bu karşılıksız banknotlarla öz işletmelerimizi ve kaynaklarımızı satın alabiliyor da; neden biz kendi emek ve üretimimizin karşılığında kendi banknotumuzu para yapmıyoruz, parasızlıktan can çekişiyoruz, borca faize batıyoruz, sorusunu dahi düşünemiyor. Kendine böyle bir soruyu dahi soramıyor, aklından geçiremiyor.Papaz Malthus'un üfürükleri, akıllarını başlarından almış?Devlet batıyor, millet kaybediyor? Bu Türkiyeli ağıtçılara bir şey oluyor mu?! Olmuyor. Onlar ecnebilerle aynı kuyuya taş atıyor, bunlar "eller"e çalışıyor, bunlar milletten uzaklaşıp adeta "el" olmuşlar. El, elin eşeğini türkü çağırarak aramış! Bunlar da ağıt yakıyorlar? O kadar!Prof. Dr. Baş'ın reel, ilmi ve somut Milli Ekonomi Modeli, dünyanın 100'ü aşkın ülkesinde bütün bu ağıtlara ve yaslara son veriyor. Türkiye, bu derece aymazlıktan sonra belki bu modele dönmek için nasip kapılarını zorlarsa; ağıtlar kesilir, yas biter. Aksi halde aymazların bu ağıtları, Türkiye'yi Haçlı kabristanına gömmeye kadar uzar gider.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019