Koalisyon ortaklarının önceki gün yaptıkları toplantıdan bir gün sonra, Vurgun operasyonu çerçevesinde hakkında çok şeyle konuşulan Bayındırlık Bakanı Koray Aydın'ın istifasının "Cumhur Ersümer'inkine benzer rutin bir istifa" olacağını dünkü yazımda belirtmiştim. Aydın beni yanıltmadı; hem bakanlıktan, hem de milletvekilliğinden istifa ettiğini medya önünde açıkladı.
Kamuoyunun tahmini şu; Aydın'ın istifası, ortakların uyumu çerçevesinde gerçekleşti. Olaylar da bu tahmini doğrular mahiyette. Başbakan Ecevit, istifadan yarım saat sonra sayın Aydın'ı bu "onurlu davranışından dolayı kutlayarak" hakkında şu önemli sözleri sarfediyor: "Memleketimize çok değerli hizmetlerde bulunmuştur. Özellikle depremle ilgili çalışmalarda, etkinliklerde büyük yararları olmuştur. Bunlar, her zaman şükranla anılacaktır." Ecevit'e göre, kamuoyunun Vurgun operasyonu çerçevesinde akçalı, şaibeli olarak gördüğü deprem işleri ve sair inşaat ve taahhüt hizmetleri, "şükranla anılacak hizmetler"dir. İddiaları, Savcılık kayıtlarını, Aydın'ın şirketlerinin kayıtlı ve kayıtdışı bilançolarını derinlemesine irdelemeden sayın Başbakan'ın sunduğu bu açık destek, istifanın boyutunu ele vermektedir.
Bayındırlık'la ilgili gözaltına alınanların Emniyet kayıtlarındaki ifadelerinde farklı iddialar geçse de, Ecevit'in bu beyanatı, bilakis "yaptıkları şükranla anılacak olan böyle bir vatanperver"in sözkonusu istifasının TBMM Genel Kurulu'nda uyumlu ortakların "parmak ittifakı"yla kabul edilmeyip hizmetlerine aynen devam edeceği mesajını vermektedir. Ecevit, ayağının tozuyla bu mesajı verirken, merhum Türkeş'in vefat ettiği günden beri kendisine destek veren ve hep yanında olan sayın Devlet beyden, Aydın'ı sahiplenmeyip "siyasi vefasızlık" diye nitelendirilecek bir tavır koyması tabii ki beklenmez. Milli vefa ile siyasi vefa arasındaki tercihte, "siyasi vefa" ağır basmış olacak ki, ortakların toplantısının ardından Bakan Aydın, gözü kapalı istifasını verdi, kanaati bu bakımdan tutarlıdır.
Dolayısıyla Aydın'ın istifası, arkası gelmeyecek rutin bir istifadır. Şimdi bakanlık koltuğuna Devlet Bahçeli beyin üniversite yıllarından asistanı Esat Öz hazırlansa da, Aydın'ın vekillik koltuğu koalisyonun teminatı altındadır. Eğer bir vekil aklanmak için istifa ediyorsa, ona yardımcı olmak, aklanmasının yollarını açarak dedikoduların gölgesinden kurtarmak lazım gelir. Bu bakımdan koalisyon ortaklarından beklenen de, siyasi aklama yapmak değil, Aydın'ın hukuken aklanmasına fırsat tanıyacak çabayı göstermektir.
Koalisyonun siyası çıtası bu... Ya piyasanın çıtasına ne demeli?
Aydın'ın istifasına piyasaların olumlu tepki vermesi dikkatlerden kaçmadı. İstifayla birlikte, döviz ve bono faizlerinde hızlı düşüş yaşandı. Borsa birinci seansta yüz puan yükseldi.
Piyasanın bu tepkisi, bazılarının aklına şu soruyu getirmedi değil; en önemli bakanlıklardan birinde yaşanan istifa ile döviz ve bono faizleri düşüyor, borsa yükseliyorsa, acaba topyekün kabinenin istifasıyla döviz dibe vurmaz mı, TL'nin itibarı bir anda fırlamaz mı? TL'nin onuru üzerine kafa yoranlar, işe biraz bu açıdan bakarlarsa kanaatim o ki, döviz düşer, TL kendine gelir. Türkiye ancak kurtulur.
Acaba olur mu, diye vesveseye düşmeyin. Ekonomiden sorumlu Bakan Kemal Derviş'in ATO Başkanı ile yaptığı görüşmede açıkladığı piyasa çıtasına göre bu düzelme ancak böyle olur. Derviş diyor ki "Biz Allah'a şükür herşeye rağmen Türkiye olarak Afganistan'dan, Brundi'den falan çok daha iyi durumdayız."
Koalisyon ortaklarının siyasi çıtaları bu olur, ülkeyi kurtarmak için getirilen Bakan'ın ekonomi çıtası bu olur da Türkiye kurtulmaz mı, Allah aşkına?
Kurtulmaz diyorsanız; gerçekten çok insafsızsınız!
Kamuoyunun tahmini şu; Aydın'ın istifası, ortakların uyumu çerçevesinde gerçekleşti. Olaylar da bu tahmini doğrular mahiyette. Başbakan Ecevit, istifadan yarım saat sonra sayın Aydın'ı bu "onurlu davranışından dolayı kutlayarak" hakkında şu önemli sözleri sarfediyor: "Memleketimize çok değerli hizmetlerde bulunmuştur. Özellikle depremle ilgili çalışmalarda, etkinliklerde büyük yararları olmuştur. Bunlar, her zaman şükranla anılacaktır." Ecevit'e göre, kamuoyunun Vurgun operasyonu çerçevesinde akçalı, şaibeli olarak gördüğü deprem işleri ve sair inşaat ve taahhüt hizmetleri, "şükranla anılacak hizmetler"dir. İddiaları, Savcılık kayıtlarını, Aydın'ın şirketlerinin kayıtlı ve kayıtdışı bilançolarını derinlemesine irdelemeden sayın Başbakan'ın sunduğu bu açık destek, istifanın boyutunu ele vermektedir.
Bayındırlık'la ilgili gözaltına alınanların Emniyet kayıtlarındaki ifadelerinde farklı iddialar geçse de, Ecevit'in bu beyanatı, bilakis "yaptıkları şükranla anılacak olan böyle bir vatanperver"in sözkonusu istifasının TBMM Genel Kurulu'nda uyumlu ortakların "parmak ittifakı"yla kabul edilmeyip hizmetlerine aynen devam edeceği mesajını vermektedir. Ecevit, ayağının tozuyla bu mesajı verirken, merhum Türkeş'in vefat ettiği günden beri kendisine destek veren ve hep yanında olan sayın Devlet beyden, Aydın'ı sahiplenmeyip "siyasi vefasızlık" diye nitelendirilecek bir tavır koyması tabii ki beklenmez. Milli vefa ile siyasi vefa arasındaki tercihte, "siyasi vefa" ağır basmış olacak ki, ortakların toplantısının ardından Bakan Aydın, gözü kapalı istifasını verdi, kanaati bu bakımdan tutarlıdır.
Dolayısıyla Aydın'ın istifası, arkası gelmeyecek rutin bir istifadır. Şimdi bakanlık koltuğuna Devlet Bahçeli beyin üniversite yıllarından asistanı Esat Öz hazırlansa da, Aydın'ın vekillik koltuğu koalisyonun teminatı altındadır. Eğer bir vekil aklanmak için istifa ediyorsa, ona yardımcı olmak, aklanmasının yollarını açarak dedikoduların gölgesinden kurtarmak lazım gelir. Bu bakımdan koalisyon ortaklarından beklenen de, siyasi aklama yapmak değil, Aydın'ın hukuken aklanmasına fırsat tanıyacak çabayı göstermektir.
Koalisyonun siyası çıtası bu... Ya piyasanın çıtasına ne demeli?
Aydın'ın istifasına piyasaların olumlu tepki vermesi dikkatlerden kaçmadı. İstifayla birlikte, döviz ve bono faizlerinde hızlı düşüş yaşandı. Borsa birinci seansta yüz puan yükseldi.
Piyasanın bu tepkisi, bazılarının aklına şu soruyu getirmedi değil; en önemli bakanlıklardan birinde yaşanan istifa ile döviz ve bono faizleri düşüyor, borsa yükseliyorsa, acaba topyekün kabinenin istifasıyla döviz dibe vurmaz mı, TL'nin itibarı bir anda fırlamaz mı? TL'nin onuru üzerine kafa yoranlar, işe biraz bu açıdan bakarlarsa kanaatim o ki, döviz düşer, TL kendine gelir. Türkiye ancak kurtulur.
Acaba olur mu, diye vesveseye düşmeyin. Ekonomiden sorumlu Bakan Kemal Derviş'in ATO Başkanı ile yaptığı görüşmede açıkladığı piyasa çıtasına göre bu düzelme ancak böyle olur. Derviş diyor ki "Biz Allah'a şükür herşeye rağmen Türkiye olarak Afganistan'dan, Brundi'den falan çok daha iyi durumdayız."
Koalisyon ortaklarının siyasi çıtaları bu olur, ülkeyi kurtarmak için getirilen Bakan'ın ekonomi çıtası bu olur da Türkiye kurtulmaz mı, Allah aşkına?
Kurtulmaz diyorsanız; gerçekten çok insafsızsınız!
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019