9 Ocak'tan bu yana İsviçre'nin Cenevre kentinde devam eden Kıbrıs müzakerelerinde dün (12 Ocak) 5'li Konferans düzenlendi.
Normal şartlar altında pürüzlü konuların tamamında mutabakat sağlandığı takdirde KKTC ve Rum tarafının sunması gereken toprak tavizini öngören haritalar, hiçbir konuda mutabakat sağlanmadığı halde 11 Ocak'ta BM'ye sunularak, kilitli bir kasaya konuldu.
Adanın yaklaşık yüzde 36'sını kontrol eden Türk tarafı, kontrol ettiği toprak miktarını yüzde 29.2'ye kadar düşürmeyi kabul ettiği halde Rumlar bunun yüzde 28.2'ye çekilmesini şart koşuyor.
Türk tarafı geçmişteki 29.2'lik oranı daha aşağı çekmediyse yeni bir harita sunulması anlamsız olacağından hareketle BM kasasında korumaya alınan haritada Türk tarafının daha fazla tavizinin söz konusu olduğunu tahmin etmek zor değil.
Müzakerelerde iki taraf olduğu halde tavizler karşılıklı olarak verilmedi. Toprak konusu başta olmak üzere hemen hemen her konuda taviz veren taraf her zaman Türk tarafı oluyor. Rum tarafı şu tavizi verdi diyebileceğimiz hiçbir bilgi yok şu an elimizde.
Cenevre'de görüşmeleri yürüten KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, KKTC Hükümetini de müzakerelere davet etti.
Ancak, KKTC'de koalisyon hükümetini oluşturan Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün ve Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Serdar Denktaş, Akıncı'yı tam mutabakat sağlanmadan harita sunulmaması konusunda uyarmalarına rağmen, kendileriyle herhangi bir istişare yapılmadan masaya harita sunulduğunu basından öğrendiklerini açıkladılar.
Bunun KKTC'nin çıkarlarına ters bir sonuç doğuracağını açıklayan Özgürgün ve Denktaş, anlaşılan Cenevre müzakerelerini meşru kılabilmek için konu mankeni olarak götürülmüşler.
9 Ocak'ta başlayan müzakerelerde tüm girişimlere rağmen Mustafa Akıncı'ya erişebilmeleri günlerce mümkün olmayan Özgürgün ve Denktaş'a müzakerelerin gidişatına dair hiçbir bilgi de verilmemiş.
Dün 'Güvenlik ve Garantiler' başlığının ele alındığı 5'li Konferans garantör ülke temsilcilerinin de katılımıyla toplandığında; masaya yatırılan dönüşümlü başkanlık, iki kesimlilik, mülkiyet, Kıbrıs'ta alınacak kararlara KKTC'nin etkin katılımı ve varılan anlaşmanın daha sonra değiştirilmemesi için AB'nin birincil hukuku sayılması gibi çok kritik konularda hiçbir ilerleme sağlanamamıştı.
Oysa bu başlıklar KKTC'nin geleceğini yakından ilgilendiriyor.
BM'nin kasasına konulan toprak tavizini 'varan 1' diye çantasına koyan Rumlar, bu satırlar yazılırken varan 2'nin, yani Türkiye'nin garantörlüğünü yok edecek tavizin peşindeydi.
Siz bu yazıyı okurken KKTC ve Türkiye temsilcileri Cenevre'deki masada Rumların garanti konusundaki taleplerine de evet dedilerse, vatan toprağı Kıbrıs'ın arkasından ağıt yakacağımız günler çok uzak değil demektir.
Bu aşamadan sonra parmağını Ege'de suya soksa Yunanistan'ın yaygarasına maruz kalan Türkiye, Akdeniz'de de aynı akıbeti yaşayacak.
Normal şartlar altında pürüzlü konuların tamamında mutabakat sağlandığı takdirde KKTC ve Rum tarafının sunması gereken toprak tavizini öngören haritalar, hiçbir konuda mutabakat sağlanmadığı halde 11 Ocak'ta BM'ye sunularak, kilitli bir kasaya konuldu.
Adanın yaklaşık yüzde 36'sını kontrol eden Türk tarafı, kontrol ettiği toprak miktarını yüzde 29.2'ye kadar düşürmeyi kabul ettiği halde Rumlar bunun yüzde 28.2'ye çekilmesini şart koşuyor.
Türk tarafı geçmişteki 29.2'lik oranı daha aşağı çekmediyse yeni bir harita sunulması anlamsız olacağından hareketle BM kasasında korumaya alınan haritada Türk tarafının daha fazla tavizinin söz konusu olduğunu tahmin etmek zor değil.
Müzakerelerde iki taraf olduğu halde tavizler karşılıklı olarak verilmedi. Toprak konusu başta olmak üzere hemen hemen her konuda taviz veren taraf her zaman Türk tarafı oluyor. Rum tarafı şu tavizi verdi diyebileceğimiz hiçbir bilgi yok şu an elimizde.
Cenevre'de görüşmeleri yürüten KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, KKTC Hükümetini de müzakerelere davet etti.
Ancak, KKTC'de koalisyon hükümetini oluşturan Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün ve Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Serdar Denktaş, Akıncı'yı tam mutabakat sağlanmadan harita sunulmaması konusunda uyarmalarına rağmen, kendileriyle herhangi bir istişare yapılmadan masaya harita sunulduğunu basından öğrendiklerini açıkladılar.
Bunun KKTC'nin çıkarlarına ters bir sonuç doğuracağını açıklayan Özgürgün ve Denktaş, anlaşılan Cenevre müzakerelerini meşru kılabilmek için konu mankeni olarak götürülmüşler.
9 Ocak'ta başlayan müzakerelerde tüm girişimlere rağmen Mustafa Akıncı'ya erişebilmeleri günlerce mümkün olmayan Özgürgün ve Denktaş'a müzakerelerin gidişatına dair hiçbir bilgi de verilmemiş.
Dün 'Güvenlik ve Garantiler' başlığının ele alındığı 5'li Konferans garantör ülke temsilcilerinin de katılımıyla toplandığında; masaya yatırılan dönüşümlü başkanlık, iki kesimlilik, mülkiyet, Kıbrıs'ta alınacak kararlara KKTC'nin etkin katılımı ve varılan anlaşmanın daha sonra değiştirilmemesi için AB'nin birincil hukuku sayılması gibi çok kritik konularda hiçbir ilerleme sağlanamamıştı.
Oysa bu başlıklar KKTC'nin geleceğini yakından ilgilendiriyor.
BM'nin kasasına konulan toprak tavizini 'varan 1' diye çantasına koyan Rumlar, bu satırlar yazılırken varan 2'nin, yani Türkiye'nin garantörlüğünü yok edecek tavizin peşindeydi.
Siz bu yazıyı okurken KKTC ve Türkiye temsilcileri Cenevre'deki masada Rumların garanti konusundaki taleplerine de evet dedilerse, vatan toprağı Kıbrıs'ın arkasından ağıt yakacağımız günler çok uzak değil demektir.
Bu aşamadan sonra parmağını Ege'de suya soksa Yunanistan'ın yaygarasına maruz kalan Türkiye, Akdeniz'de de aynı akıbeti yaşayacak.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024