Yaşanan son gelişmeler de dikkate alındığında siyasilerimizin birçok konuda "keşke" dediklerini duyar gibiyim. Özellikle de ABD ve AB ile yıllardır yürütülen ilişkiler konusunda?
Çünkü dün siyasilerimize, verdikleri ve verecekleri tüm tavizler sebebiyle sahip çıkan, destekleyen ABD ve AB, bugün topun ucuna koyuyor.
Destekledikleri zaman binilen "stratejik müttefik" dedikleri ABD gemisinden ve "bir medeniyet projesi" olarak kabul ettikleri AB gemisinden, elbette ki topun ucuna koydukları zaman hemen inemiyorsun. Çünkü gemiye alırken taviz koparma peşinde olanlar, topun ucuna koyarken de taviz koparmanın peşindeler?
Saddam öyle olmadı mı?
3 defa CIA darbesiyle başa getirilen Saddam, iktidarı döneminde ABD'nin bir dediğini iki etmedi, hatta öyle ki ABD uğruna 8 yıl komşusu İran ile savaştı.
Bu sayede birçok sarayı, hanları, hamamları oldu, 50 milyar doların üzerinde büyük bir servete sahip oldu ama sonra? Sonra ABD darbesiyle devrildi, saklandığı delikten saç sakal birbirine karışmış vaziyette çıkarıldı, bitleri pireleri ayıklandı ve sonunda bir bayram sabahı bir ABD ipiyle idam edildi.
İktidara getirilirken ABD menfaatlerine hizmet etsin diye getirilen Saddam, idam edilirken de ABD menfaatine uygun olarak öldürüldü.
ABD bu idam adımında bile Şii-Sünni çatışmasına sebep olsun diye uğraştı.
Saddam o delikten çıkartılırken de, boynuna ABD ipi dolanırken de eminim ki "keşke" demiştir ama maalesef son pişmanlık fayda vermiyor.
Türkiye siyaseti de 79 yıldır, Saddam'a bu kaderi yaşatan ABD ve AB'nin gemisini güvenilir buluyor. Bu dönem zarfında sırtına ABD hançerini yiyen nice Saddamlar geldi geçti ama hiç ders alınmadı. "İnadına ABD", "inadına AB" denildi.
Saddam, iktidarı boyunca topladığı serveti yiyemedi. Yakınları ise son dönemeçte Saddam'a hayır dua okuyacaklarına lanet okudular, "Keşke Saddam'ın yakını olmasaydık" dediler.
Dünyada müflis, ahirette zaten müflis?
Ama Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk öyle mi?
O vatanına, milletine, inancına ihanet etmedi.
Yapılması gereken ne varsa zamanında ve yerinde yaptı.
Çanakkale'yi Anafartalar'da zefere dönüştürdü. Milli Mücadele'yi birleştirdi, milleti bilinçlendirdi, tek bilek tek yürek yaptı, etkin bir hale getirdi, ordulaştırdı, devletleştirdi. Kurtuluş Savaşı'yla işgalci orduları denize döktü.
Kurduğu devleti milli bir ekonomiyle, milli bir siyasetle, milli bir dış politikayla, ABD ve AB mandacılığını reddederek, tam bağımsızlık ilkeleriyle kurdu.
Yaşadığı sürece de asla bu duruştan taviz vermedi. Bir kuruş bu emperyalistlerden, işgalcilerden borç almadı. Lozan'da hepsine Türk milletinin elini öptürdü.
Sadece milli konularda mı, elbette ki hayır, manevi konularda da olması gerekeni yaptı.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Hoş Geldin Atatürk" eserinde belgeleriyle de görüyoruz ki, dinini aşk boyutunda yaşadı, Kur'an'ı gözyaşlarıyla okudu, gözyaşlarıyla dinledi.
Din anlaşılsın diye sağlam hocalara hutbeler hazırlattı, Kur'an anlaşılsın diye Elmalılı Hamdi Yazır'a tercüme ettirdi, tefsirini yazdırdı. Sahte hocaları ayıkladı, sağlamlarını baş tacı etti. Bugün ezanlar susmadıyla, namaz kılacak camilerimiz varsa, namusumuzu koruyabiliyorsak bu Atatürk sayesindedir.
Bugün elimizden çıkan coğrafyaların, devletleşemeyen milletlerin, Batının mandası olan devletlerin halini görüyoruz. Bırakın ezanı, derneklerinin başına "Türk" yazabiliyorlar mı?
Bugün de içinde bulunduğumuz girdaptan kurtulmanın yolu, "keşke" dememenin yolu "Hoş Geldin Atatürk"tür, "Milli Ekonomi Modeli"dir, "Sosyal Devlet Milli Devlet"tir.
Kılavuzu da bu eserlerin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Ayıkmak dileğiyle?
Çünkü dün siyasilerimize, verdikleri ve verecekleri tüm tavizler sebebiyle sahip çıkan, destekleyen ABD ve AB, bugün topun ucuna koyuyor.
Destekledikleri zaman binilen "stratejik müttefik" dedikleri ABD gemisinden ve "bir medeniyet projesi" olarak kabul ettikleri AB gemisinden, elbette ki topun ucuna koydukları zaman hemen inemiyorsun. Çünkü gemiye alırken taviz koparma peşinde olanlar, topun ucuna koyarken de taviz koparmanın peşindeler?
Saddam öyle olmadı mı?
3 defa CIA darbesiyle başa getirilen Saddam, iktidarı döneminde ABD'nin bir dediğini iki etmedi, hatta öyle ki ABD uğruna 8 yıl komşusu İran ile savaştı.
Bu sayede birçok sarayı, hanları, hamamları oldu, 50 milyar doların üzerinde büyük bir servete sahip oldu ama sonra? Sonra ABD darbesiyle devrildi, saklandığı delikten saç sakal birbirine karışmış vaziyette çıkarıldı, bitleri pireleri ayıklandı ve sonunda bir bayram sabahı bir ABD ipiyle idam edildi.
İktidara getirilirken ABD menfaatlerine hizmet etsin diye getirilen Saddam, idam edilirken de ABD menfaatine uygun olarak öldürüldü.
ABD bu idam adımında bile Şii-Sünni çatışmasına sebep olsun diye uğraştı.
Saddam o delikten çıkartılırken de, boynuna ABD ipi dolanırken de eminim ki "keşke" demiştir ama maalesef son pişmanlık fayda vermiyor.
Türkiye siyaseti de 79 yıldır, Saddam'a bu kaderi yaşatan ABD ve AB'nin gemisini güvenilir buluyor. Bu dönem zarfında sırtına ABD hançerini yiyen nice Saddamlar geldi geçti ama hiç ders alınmadı. "İnadına ABD", "inadına AB" denildi.
Saddam, iktidarı boyunca topladığı serveti yiyemedi. Yakınları ise son dönemeçte Saddam'a hayır dua okuyacaklarına lanet okudular, "Keşke Saddam'ın yakını olmasaydık" dediler.
Dünyada müflis, ahirette zaten müflis?
Ama Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk öyle mi?
O vatanına, milletine, inancına ihanet etmedi.
Yapılması gereken ne varsa zamanında ve yerinde yaptı.
Çanakkale'yi Anafartalar'da zefere dönüştürdü. Milli Mücadele'yi birleştirdi, milleti bilinçlendirdi, tek bilek tek yürek yaptı, etkin bir hale getirdi, ordulaştırdı, devletleştirdi. Kurtuluş Savaşı'yla işgalci orduları denize döktü.
Kurduğu devleti milli bir ekonomiyle, milli bir siyasetle, milli bir dış politikayla, ABD ve AB mandacılığını reddederek, tam bağımsızlık ilkeleriyle kurdu.
Yaşadığı sürece de asla bu duruştan taviz vermedi. Bir kuruş bu emperyalistlerden, işgalcilerden borç almadı. Lozan'da hepsine Türk milletinin elini öptürdü.
Sadece milli konularda mı, elbette ki hayır, manevi konularda da olması gerekeni yaptı.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Hoş Geldin Atatürk" eserinde belgeleriyle de görüyoruz ki, dinini aşk boyutunda yaşadı, Kur'an'ı gözyaşlarıyla okudu, gözyaşlarıyla dinledi.
Din anlaşılsın diye sağlam hocalara hutbeler hazırlattı, Kur'an anlaşılsın diye Elmalılı Hamdi Yazır'a tercüme ettirdi, tefsirini yazdırdı. Sahte hocaları ayıkladı, sağlamlarını baş tacı etti. Bugün ezanlar susmadıyla, namaz kılacak camilerimiz varsa, namusumuzu koruyabiliyorsak bu Atatürk sayesindedir.
Bugün elimizden çıkan coğrafyaların, devletleşemeyen milletlerin, Batının mandası olan devletlerin halini görüyoruz. Bırakın ezanı, derneklerinin başına "Türk" yazabiliyorlar mı?
Bugün de içinde bulunduğumuz girdaptan kurtulmanın yolu, "keşke" dememenin yolu "Hoş Geldin Atatürk"tür, "Milli Ekonomi Modeli"dir, "Sosyal Devlet Milli Devlet"tir.
Kılavuzu da bu eserlerin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Ayıkmak dileğiyle?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Direnç kalktıkça, İsrail pervasızlaştı / 21.03.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Direnç kalktıkça, İsrail pervasızlaştı / 21.03.2025