Mayıs ayı içinde her yıl yaptığımız gibi 19 Mayıs'ı; Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı'nı başlatmak için Samsun'a çıktığı günün yıldönümünü kutladık.
Biz kutladık da, karşı taraf bakın neler yaptı: 1.Kıbrıs Rum kesimi Temsilciler Meclisi 23 Mayıs tarihli genel kurul toplantısında gündemdeki konulara geçmeden önce Pontuslu' Elenlere uygulanan soykırımı kınadı ve soykırım kurbanlarının anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. Temsilciler Meclisi Başkan Vekili Vasos Lisaridis, konuyla ilgili yaptığı konuşmada resmi verilere göre 1916-1923 tarihlerin arasında Pontus halkına karşı uygulanan soykırımda 350 binden fazla kişinin öldürüldüğünü söyledi. 2. Ayın 26'sında Yunanistan'ın kuzeybatısındaki Aleksandria kentinde yapılan "sözde soykırım" anıtı, Cumhurbaşkanı Kostis Stefanopulos tarafından açıldı. Stefanopulos, törende yaptığı konuşmada, "Soykırım bir gerçektir. Bunun yaşandığı sadece bizim tarafımızdan vurgulanmamaktadır. Yunanlılar, Pontus soykırımını hiçbir zaman unutmayacaklardır" dedi. Yunanlıların, tarihin çeşitli aşamalarını her an hafızalarında bulundurmaları gerektiğini belirten Stefanopulos, "Yunanlılar tarihin çalkantılı anlarını, önemli anlarını ve zaferleri unutmamalıdırlar" diye konuştu. 3. Yine aynı ayın 27'sinde Fener-Rum Patriği Bartholomeos, Nevşehir'in Ürgüp İlçesi'nde gerçekleştirilen sabah ayinini yönetti. Ürgüp Çimenli Kamping'te gerçekleştirilen ayine, Yunanistan'ın İstanbul ve İzmir konsoloslarının yanı sıra, Yunanistan ve İstanbul'dan gelen 200'e yakın Ortodoks katıldı. Ayine dualar eşliğinde cübbesini giyerek başlayan Bartholomeos, İncil'den çeşitli dualar okudu. Yaklaşık 3 saat devam eden ayinin son bölümünde, Kapadokya bölgesinde yaşamlarını yitirenler için mevlit okundu, tüm insanlık için de ortak dua edildi. Ayin sonunda Ürgüp Belediye Başkanı Bekir Ödemiş, Ürgüp Belediyesi sanat danışmanı Ressam Nami Araz tarafından yapılan bir seramik rölyefi, Bartholomeos'a hediye etti. 4. Mayıs'ın 30'unda da Yunanistan Savunma Bakanı Yannos Papandoniu MEGA televizyonunda yapılan ve her ne tesadüfse M.Ali Birand'ın da hazır bulunduğu 'Fakeli' adlı programda Türk-Yunan ilişkilerini değerlendirdi ve Türkiye ile gelecek dönemde bir kriz yaşanacağını öngördüğünü söyleyerek, "Türkiye ile kriz yaşanacağını öngörüyorum, ancak bu krizin nerede ve ne zaman yaşanacağını bilemiyorum" dedi.
Bu arada Cem ile Papandreu'nun Ortadoğu'da elele sirtaki oynadıklarını bir kenara not ediyorum.
Ali Rıza Bayzan ile Müslim Karabacak sömürgeci misyoner avlamak için ter ter tepinirlerken 19 Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Kenan Erzurumlu; Karadeniz Bölgesi'nde gizli güçler tarafından yürütülmekte olan misyonerlik ve Pontus faaliyetleri çerçevesinde, sağlık taraması adı altında bölge insanından kan örnekleri alındığını ve genetik araştırmalar yapıldığını vurguladı. Prof. Erzurumlu, yaptığı araştırmada, Amerikan Gizli Servisi CIA ile ilişkili olduğu belirlenen Gladstone Institutes University Of California adlı üniversitenin 2001 yılının ilk aylarında Karadeniz yöresindeki kalp hastalığı risklerini araştırmak bahanesiyle Trabzon'da Vakfıkebir ve Beşikdüzü ilçelerinde kan örnekleri topladığını söyledi. Prof. Dr. Erzurumlu, "Bu araştırmanın amacı ve sonuçları bilinmemektedir. Aynı üniversite 2001 yılının ikinci yarısında aynı araştırmanın 2. kısmı için istekte bulunmuş, ancak Dışişleri Bakanlığı bu isteği geri çevirmiştir. Ancak, daha önce alınan kan örneklerinin nasıl bir araştırmaya tabi tutulduğu tartışılır" dedi. Prof. Dr. Kenan Erzurumlu, "Bu kan örneklerinin alınması ile Türk insanının genetik yapısı araştırılıyor. Kan örneklerinden çıkan sonuca göre, bölge insanının hangi hastalıklara karşı dirençli olduğu belirleniyor. Bunun için mikrop üretimi yapılır. Bölgedeki kalp hastalıkları riskini araştırmak amacıyla yapılan araştırma daha çok gizli servislerin çalıştığı antropolojik ve genetik bir araştırmadır. Bu tür araştırmanın sonuçları keskin bir silah olarak kullanılıyor. Dikkate değer ve hassas bir konudur" diye konuştu.
Batı Trakya Türklerini Yunan Parlamentosunda temsil eden milletvekilleri Galip Galip ile Mustafa Mustafa 34 kişilik bir heyetle Samsun'a geldiler. Milletvekilleri "Yunanistan'ın uzun zamandır pontusçuluk ve misyonerlik faaliyetleri var. Zaman zaman Karadeniz halkını buradan kopartarak kendi bünyesine katmıştır. PKK ile işbirliğinden sonra pontusçuluk ve misyonerlik faaliyetlerine daha fazla önem verdiler. Karadenizli çok dikkat etmeli, buna geçit vermemelidir. Yunanlılar bazı yoksul bölge gençlerini eğitim amacıyla Yunanistan'a çekerek onları nefer olarak yetiştirmeye çalışıyor" dediler.
İyi de bunu neden Samsun'da dediler? Neden Samsun'a kadar gelip öteye geçmediler? Trabzon'dan kan örneği alındığını Samsun Üniversitesi'nden bir profesör ifade etti. Peki Trabzon'da üniversite yok mu? Trabzon Üniversitesi'nde (ki adında Karadeniz kelimesi de vardır) bununla ilgilenen öğretim üyeleri yok mu?
Yan sayfalarda KTÜ'nün Pontusu filân bir kenara bırakıp ne ile uğraştığının fotoğraflarını gördünüz. "Oxford ile yarışan elit üniversite" hiç mahalli problemlerle ilgilenir mi? Onları kendine dert eder mi?
"Elit üniversite"nin dili bile değişik. Bakın fotoğraflara.. Başka hangi devlet dairesinin kapısında İngilizce tabelalar vardır? Başbakanlık, Savunma, Milli Eğitim, hâttâ YÖK?
KTÜ'nün ana dili hangisi? Hangi ana dilde eğitim yapıyor? Yoksa herkesten önce AB'ye girdi de haberimiz mi yok?
Meydan bu kadar boş, "ilim yuvaları" bu kadar bigâne iken biz daha çok Pontuslular, bilmem hangi etnik gruplarla uğraşır, bölgedeki "Elen nüfusun" adedi ile ilgili daha çok açık arttırmalar yaşarız...
Biz kutladık da, karşı taraf bakın neler yaptı: 1.Kıbrıs Rum kesimi Temsilciler Meclisi 23 Mayıs tarihli genel kurul toplantısında gündemdeki konulara geçmeden önce Pontuslu' Elenlere uygulanan soykırımı kınadı ve soykırım kurbanlarının anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. Temsilciler Meclisi Başkan Vekili Vasos Lisaridis, konuyla ilgili yaptığı konuşmada resmi verilere göre 1916-1923 tarihlerin arasında Pontus halkına karşı uygulanan soykırımda 350 binden fazla kişinin öldürüldüğünü söyledi. 2. Ayın 26'sında Yunanistan'ın kuzeybatısındaki Aleksandria kentinde yapılan "sözde soykırım" anıtı, Cumhurbaşkanı Kostis Stefanopulos tarafından açıldı. Stefanopulos, törende yaptığı konuşmada, "Soykırım bir gerçektir. Bunun yaşandığı sadece bizim tarafımızdan vurgulanmamaktadır. Yunanlılar, Pontus soykırımını hiçbir zaman unutmayacaklardır" dedi. Yunanlıların, tarihin çeşitli aşamalarını her an hafızalarında bulundurmaları gerektiğini belirten Stefanopulos, "Yunanlılar tarihin çalkantılı anlarını, önemli anlarını ve zaferleri unutmamalıdırlar" diye konuştu. 3. Yine aynı ayın 27'sinde Fener-Rum Patriği Bartholomeos, Nevşehir'in Ürgüp İlçesi'nde gerçekleştirilen sabah ayinini yönetti. Ürgüp Çimenli Kamping'te gerçekleştirilen ayine, Yunanistan'ın İstanbul ve İzmir konsoloslarının yanı sıra, Yunanistan ve İstanbul'dan gelen 200'e yakın Ortodoks katıldı. Ayine dualar eşliğinde cübbesini giyerek başlayan Bartholomeos, İncil'den çeşitli dualar okudu. Yaklaşık 3 saat devam eden ayinin son bölümünde, Kapadokya bölgesinde yaşamlarını yitirenler için mevlit okundu, tüm insanlık için de ortak dua edildi. Ayin sonunda Ürgüp Belediye Başkanı Bekir Ödemiş, Ürgüp Belediyesi sanat danışmanı Ressam Nami Araz tarafından yapılan bir seramik rölyefi, Bartholomeos'a hediye etti. 4. Mayıs'ın 30'unda da Yunanistan Savunma Bakanı Yannos Papandoniu MEGA televizyonunda yapılan ve her ne tesadüfse M.Ali Birand'ın da hazır bulunduğu 'Fakeli' adlı programda Türk-Yunan ilişkilerini değerlendirdi ve Türkiye ile gelecek dönemde bir kriz yaşanacağını öngördüğünü söyleyerek, "Türkiye ile kriz yaşanacağını öngörüyorum, ancak bu krizin nerede ve ne zaman yaşanacağını bilemiyorum" dedi.
Bu arada Cem ile Papandreu'nun Ortadoğu'da elele sirtaki oynadıklarını bir kenara not ediyorum.
Ali Rıza Bayzan ile Müslim Karabacak sömürgeci misyoner avlamak için ter ter tepinirlerken 19 Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Kenan Erzurumlu; Karadeniz Bölgesi'nde gizli güçler tarafından yürütülmekte olan misyonerlik ve Pontus faaliyetleri çerçevesinde, sağlık taraması adı altında bölge insanından kan örnekleri alındığını ve genetik araştırmalar yapıldığını vurguladı. Prof. Erzurumlu, yaptığı araştırmada, Amerikan Gizli Servisi CIA ile ilişkili olduğu belirlenen Gladstone Institutes University Of California adlı üniversitenin 2001 yılının ilk aylarında Karadeniz yöresindeki kalp hastalığı risklerini araştırmak bahanesiyle Trabzon'da Vakfıkebir ve Beşikdüzü ilçelerinde kan örnekleri topladığını söyledi. Prof. Dr. Erzurumlu, "Bu araştırmanın amacı ve sonuçları bilinmemektedir. Aynı üniversite 2001 yılının ikinci yarısında aynı araştırmanın 2. kısmı için istekte bulunmuş, ancak Dışişleri Bakanlığı bu isteği geri çevirmiştir. Ancak, daha önce alınan kan örneklerinin nasıl bir araştırmaya tabi tutulduğu tartışılır" dedi. Prof. Dr. Kenan Erzurumlu, "Bu kan örneklerinin alınması ile Türk insanının genetik yapısı araştırılıyor. Kan örneklerinden çıkan sonuca göre, bölge insanının hangi hastalıklara karşı dirençli olduğu belirleniyor. Bunun için mikrop üretimi yapılır. Bölgedeki kalp hastalıkları riskini araştırmak amacıyla yapılan araştırma daha çok gizli servislerin çalıştığı antropolojik ve genetik bir araştırmadır. Bu tür araştırmanın sonuçları keskin bir silah olarak kullanılıyor. Dikkate değer ve hassas bir konudur" diye konuştu.
Batı Trakya Türklerini Yunan Parlamentosunda temsil eden milletvekilleri Galip Galip ile Mustafa Mustafa 34 kişilik bir heyetle Samsun'a geldiler. Milletvekilleri "Yunanistan'ın uzun zamandır pontusçuluk ve misyonerlik faaliyetleri var. Zaman zaman Karadeniz halkını buradan kopartarak kendi bünyesine katmıştır. PKK ile işbirliğinden sonra pontusçuluk ve misyonerlik faaliyetlerine daha fazla önem verdiler. Karadenizli çok dikkat etmeli, buna geçit vermemelidir. Yunanlılar bazı yoksul bölge gençlerini eğitim amacıyla Yunanistan'a çekerek onları nefer olarak yetiştirmeye çalışıyor" dediler.
İyi de bunu neden Samsun'da dediler? Neden Samsun'a kadar gelip öteye geçmediler? Trabzon'dan kan örneği alındığını Samsun Üniversitesi'nden bir profesör ifade etti. Peki Trabzon'da üniversite yok mu? Trabzon Üniversitesi'nde (ki adında Karadeniz kelimesi de vardır) bununla ilgilenen öğretim üyeleri yok mu?
Yan sayfalarda KTÜ'nün Pontusu filân bir kenara bırakıp ne ile uğraştığının fotoğraflarını gördünüz. "Oxford ile yarışan elit üniversite" hiç mahalli problemlerle ilgilenir mi? Onları kendine dert eder mi?
"Elit üniversite"nin dili bile değişik. Bakın fotoğraflara.. Başka hangi devlet dairesinin kapısında İngilizce tabelalar vardır? Başbakanlık, Savunma, Milli Eğitim, hâttâ YÖK?
KTÜ'nün ana dili hangisi? Hangi ana dilde eğitim yapıyor? Yoksa herkesten önce AB'ye girdi de haberimiz mi yok?
Meydan bu kadar boş, "ilim yuvaları" bu kadar bigâne iken biz daha çok Pontuslular, bilmem hangi etnik gruplarla uğraşır, bölgedeki "Elen nüfusun" adedi ile ilgili daha çok açık arttırmalar yaşarız...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hüseyin Mümtaz / diğer yazıları
- Ekonomi, İslam ve Rusya / 01.04.2006
- Küresel aktörler, bölgesel piyonlar / 20.12.2005
- 'Namkör' kedi / 16.07.2002
- Cılkı çıkan siyaset / 15.07.2002
- İsmail Cem'in sakladıkları / 14.07.2002
- Cem fotoğrafları / 13.07.2002
- Vitesten atan siyaset / 12.07.2002
- Freni patlayan siyaset / 11.07.2002
- "Nankör kedi" / 10.07.2002
- "Bindir bir alamete" politikası / 09.07.2002
- Küresel aktörler, bölgesel piyonlar / 20.12.2005
- 'Namkör' kedi / 16.07.2002
- Cılkı çıkan siyaset / 15.07.2002
- İsmail Cem'in sakladıkları / 14.07.2002
- Cem fotoğrafları / 13.07.2002
- Vitesten atan siyaset / 12.07.2002
- Freni patlayan siyaset / 11.07.2002
- "Nankör kedi" / 10.07.2002
- "Bindir bir alamete" politikası / 09.07.2002